Ankara 11. Ağır
Ceza Mahkemesindeki davanın bugünkü ilk
duruşmasına,
sanıklar ve avukatları katıldı. Sanık
Kasım Zengin, ifadesine, ''
Ertuğrul Çakır ile 1998 yılında bir yola çıktık, yolun sonu bu
mahkemede bitti'' diyerek başladı. İstanbul'da İsmail Ağa İlmi Hizmet Vakfında Ebcet Hesabı ve İlmi Ledün gibi konuları öğrendiğini anlatan Kasım Zengin, daha sonra bir işyeri açtığını, burada Milli
İstihbarat Teşkilatında (MİT) çalıştığını söyleyen ve lakabı ''MİT Osman'' olan Osman Hüseyin
Selçuklu ile tanıştığını söyledi.
Selçuklu aracılığıyla dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Çakır ile tanıştığını ve Çakır'ın sık sık işyerine gelerek, bazen sabahlara kadar süren sohbetler ettiklerini anlatan Zengin, şöyle konuştu: ''Çakır bana, 'senin bilgi ve becerilerinden devletçe yararlanalım. Sen İstanbul'a git orada devlet aleyhinde eylemleri olan çeşitli kişiler hakkında bilgi topla. İbrahim
Tatlıses hakkında da PKK'ya
yardım ettiği konusunda soruşturmalar, dosyalar var bunlar hakkında bilgi topla' dedi. Çakır, bunun karşılığında bana 650 milyon lira aylık ödeneceğini bildirdi. İstanbul'a gittim, Tatlıses ile tanıştım,
futbol,
sanatçı ve
mafya camiasıyla tanıştım. Bunlar beni hoca ve manevi kimliğimle tanırlardı.
Sedat Peker, Sedat
Şahin ve
İbrahim Tatlıses'ten aldığım bilgileri
rapor halinde Ertuğrul Çakır'a veriyordum.''
''TATLISES'İ EMNİYETE SEVDİRELİM''
Kasım Zengin, bir süre sonra Ankara'ya döndüğünü, Tatlıses'in dostlukları ve manevi konulardaki yardımı nedeniyle masrafları karşılanmak üzere para almadan 10 konser vereceğini kendisine söylediğini, bunun üzerine Ankara'da
asker kaçağı olduğu için başkalarının adına organizasyon şirketi kurduğunu dile getirdi. Selçuklu ve Çakır ile birlikte organizasyon şirketi kurduklarını kaydeden Zengin, Çakır'ın ''
Konserleri Emniyet Vakfı yararına verelim.Bu yolla Tatlıses'i
emniyete sevdirelim'' dediğini belirtti. Bu arada konserlerde Tatlıses'in korumalığını yapmak için de güvenlik şirketi kurduklarını dile getiren Kasım Zengin, aralarında
tutuklu sanıklardan Bekir Gökhan Kazancı'nın da bulunduğu 4 kişiyi Tatlıses'e koruma olarak gönderdiklerini söyledi. Sanık Zeliha Tüfekçi ile işlettiği
masaj salonunda tanıştıklarını,Tüfekçi'nin salonuna gelen polislere rüşvet verdiğini öğrenince konuyu Ertuğrul Çakır'a açtıklarını, Çakır'ın da rüşvet aldığı iddia edilen polislerin yerini değiştirdiğini anlatan Zengin, şöyle devam etti:
''Tüfekçi daha lüks bir yer alacağını söyleyerek, bize
ortaklık teklif etti. Tüfekçi, önceden yanında çalışan Alev Banu Şahin ve eşi Doğan Şahin'in işlettiği salonu 70 milyar liraya almamızı bildirdi. Alev Banu Şahin ile görüştük 70 milyara orayı Tüfekçi'nin adına alacaktık ama Şahin bizim salonu Tüfekçi için alacağımızı duydu. Şahin çifti satıştan vazgeçti. Biz, Şahin çiftini zorlamadık. Tüfekçi, bu arada büromuza 70 milyar lira getirdi. Paradan Selçuklu 35 milyar lira, Çakır 15 milyar lira, ben de geri kalanını aldım. Böylece Tüfekçi'ye 70 milyar lira borcumuz oldu. Tüfekçi'yi para getirmesi için zorlamadık. Ona her zaman bir imam-hatipli gibi davrandık.'' Zeliha Tüfekçi'nin parayı istemesi üzerine konuyu Ertuğrul Çakır'aaçtığını anlatan Zengin, Çakır'ın, ''Zeliha'ya çok iyilik yaptık. İyiliklerimizin karşılığı en az 500 milyar liradır. Zeliha, 70 milyar lirayı aramaz'' dediğini öne sürdü.
''KARIŞTIRMA ALEMLERİ, BURAYA DÖN''
İfade verirken duraksayan Zengin'e, Mahkeme Başkanı
Süreyya Gönül, ne olduğunu sordu, Zengin de ''Bir o alemdeyim, bir bu alemdeyim düşünüyorum'' yanıtını verdi. Gönül, bunun erine ''karıştırma alemleri, buraya dön'' dedi. Zengin de ''inançlarımla dalga geçildi, konuşamıyorum'' yanıtını verince, Mahkeme Başkanı Gönül, sinirlenerek,''Kimse senin inancınla dalga geçmiyor, anlatacaksan anlat, çizmeyi aşma, dışarı atarım'' diye azarladı. Zengin,
Özel Kuvvetler Komutanlığında (ÖKK) görevli
Yüzbaşı Gökhan Nuri Bozkır ile de ÖKK'da askerliğini yapmış kayınbiraderi aracılığıyla tanıştığını anlattı. Bozkır'ın, Bucak aşiretine mensup kişilerin işlettiği bir barın otoparkını
işletme teklifinde bulunduğunu, kendisinin de kabul ederek, otoparka çalışmaları için 10-12 kişi gönderdiklerini dile getiren Kasım Zengin, yapılan görüşmeler sırasında araya Korkut Eken'in girdiğini ve sonunda anlaşamayarak otoparka gönderdiği kişileri geri çağırdığını söyledi.
''BAŞBAKAN İLE 6 DEFA GÖRÜŞTÜM''
Zengin, Ertuğrul Çakır'ın arkasında
Özel Kuvvetler Komutanlığı olan gizli bir istihbarat örgütlenmesi bulunduğunu kendisine anlattığını, bunun üzerine örgütü deşifre etmek için örgütün içine sızdığını belirterek, ''MİT Müsteşarlığına sayısız giriş, çıkış yaptım,
kamera kayıtları incelenirse bunlar ortaya çıkar.
Başbakan ile de 6 defa görüştüm. Başbakanlığa giriş, çıkışlarımda hiçbir zaman kimlik göstermem'' diye konuştu.
''ÖZEL KUVVETLERİN NAMUSU...''
Yüzbaşı Bozkır'ın, ABD Başkanı Yardımcısı Dick Cheny'nin Irak'ta koruma şirketi olduğunu ve buraya 150 kişilik güvenlik görevlisi gönderileceğini söylediğini ifade eden Zengin, bu kişilerden 100'ünün piyasadan toplanacağını, kalanının ise Özel Kuvvetler Komutanlığından gönderileceğinin kendisine bildirildiğini belirtti. Zengin, bu konular sırasında Bozkır'ın, ''Bunların başında ben olacağım. Oradaki ABD askerlerinin başına çuval geçirerek, Özel Kuvvetlerin namusunu kurtaracağım'' dediğini öne sürdü.
YÜZBAŞI BOZKIR'IN İFADESİ
Yüzbaşı Gökhan Nuri Bozkır, ifadesine geçmeden önce, duruşma arasında Zengin'in kendisini kastederek, ''Hadi yakıyorum seni, Özel Kuvvetler Komutanlığı kurtarsın seni'' dediğini, bu sözlere
nöbetçi askerlerin de şahit olduğunu söyledi. Bozkır'ın bu sözleri tutanağa geçmedi. Emniyet genel müdür yardımcısı bir kişinin kurduğu çetenin yüzbaşı bir lideri olamayacağını savunan Bozkır, emniyetin düzenlediği bir komplonun içine düştüğünü iddia ederek, ''
Organize şubede 'bir
general ismi ver serbest bırakalım' dediler'' diye konuştu. Bozkır'ın bu sözleri de duruşma tutanağına geçmedi.
Bozkır, Temmuz 2004 ve Ocak 2005 tarihlerinde evinin iki kez soyulduğunu ve cep telefonu, cd ve bilgisayarının sadece harddiskinin çalındığını, ancak yargılandığı askeri mahkemenin emniyetten istediği hırsızlığa ilişkin polis raporunun 3 ay geçmesine rağmen halen gönderilmediğini savundu. İddianamede belirtilenin aksine kimseye cd vermediği, cd'lerin evinden çalındığını öne süren Bozkır, ikinci
hırsızlık olayına ilişkinAnkara
Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ekiplerince tutulmuş raporun numarasını mahkemeye sundu. Bozkır, Kasım Zengin'in kendisine yönelik ifadelerini de kabul etmediğini dile getirdi.
Sanık Osman Hüseyin Selçuklu da
Milli İstihbarat Teşkilatı ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını sadece lakabının ''MİT Osman'' olduğunu belirterek, Kasım Zengin'in açtığı organizasyon şirketinde çalışmak için gittiğini, 35 günün sonunda
maaş alamayacağını anlayınca ayrıldığını söyledi.