Kaya'nın Büyükanıt cevabı

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın dün başlayan ilk duruşması, bugün de tutuklu sanıkların ifadelerinin alınmasıyla devam edildi

Kaya'nın Büyükanıt cevabı

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin öğleden sonraki oturumuna Sanık Ali Kaya'nın sorgusuyla devam edildi. Kaya, müdahil avukatlarının ''Daha önce bölgede görev yaptığınız dönemde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile yüz yüze görüşmeniz oldu mu?'' sorusu üzerine, ''Birebir görüşmem olmadı. Komutanımız olarak birliğimizi denetlemeye gelmişti. Brifing vermeye geldi bir kaç kez. Ama samimiyetim yok'' dedi. Kaya, bir soru üzerine de tutuklu bulunduğu dönemde herhangi bir soruşturma geçirmediğini ve açığa alınmadığını belirterek, 9 Kasım ile tutuklanma tarihi olan 28 Kasım'a kadar görevine karargahta devam ettiğini kaydetti. ÖZCAN İLDENİZ'İN SAVUNMASI Ali Kaya'nın sorgusunun ardından mahkeme heyeti astsubay başçavuşlardan sanık Özcan İldeniz'in sorgusuna geçti. İldeniz, 9 Kasım'daki bombalama olayı ile Hakkari ve çevresinde gerçekleşen diğer 17 eylemi kendilerinin yapmadığını ve bombalamanın kendilerine yönelik yapılıp yapılmadığını da bilmediğini belirterek, terör örgütü PKK'nın eylem tipine benzeyen patlamanın, terör örgütü tarafından halkı galeyana getirmek için yapılmış olabileceğini söyledi. İddianamede kendilerine isnat edilen 302. maddeden 30 bin kişinin katili terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın da yargılandığını kaydeden İldeniz, bir güvenlik görevlisi olarak Öcalan'la aynı suçtan yargılanmayı kabul etmediğini ve buna tahammül edemediğini ifade etti. ''Bombalama olayıyla ilgili herhangi bir kimseden emir almadım, kimse de böyle bir emir veremez'' diyen İldeniz, görevinin sadece istihbarat toplamak olduğunu ve elde ettiği bilgileri üst makamlara sunduğunu anlattı. Mahkeme Başkanının, el bombaları ile uzun namlulu silahların neden araçta olduğunu sorması üzerine, İldeniz şöyle konuştu: ''Jandarma Kanununa göre silah taşımamız uygundur. TSK mensubu, Doğu'daki illerde uzun namlulu, batıda ise tabanca ya da MP5 taşımaktadır. Aracımızda da uzun namlulu silahlar ile tim komutanımız Ali Kaya'ya ait 2 adet el bombası bulunmaktaydı. Görev yaptığımız bölgenin coğrafi koşulları uzun namlulu silah taşımamızı gerektiriyor. Şemdinli'ye her gittiğimde yanımda uzun namlulu silah bulundurmam mecburi olmuştur.'' İldeniz, patlamadan sonra olay yerinden uzaklaştıktan sonra araçlarının örgüt yandaşlarının eline geçtiğini ve el bombalarının o sırada araçlarına konulmuş olabileceğini belirterek, Seferi Yılmaz ile ilgili bilgileri toplarken yaptığı çalışmalarda Yılmaz'ın örgütle bağlantısının olduğunun tespit edildiğini, Şemdinli'ye Cumhuriyet Savcısına Seferi Yılmaz hakkındaki bilgileri aktarmak için gittiğini kaydetti. İldeniz, savunmasında şu ifadelere yer verdi: ''Olay günü kaymakamlık çeşmesine geldiğimizde Ali Kaya ile Veysel Ateş araçtaydı. Ben de çeşmeye gittim. Ali Kaya ile Veysel Ateş telefon şebekesinin çekip çekmediğini kontrol etmek için telefon görüşmesi yapmış, ben çeşmeden döndüğümde bana söylediler. Eğer ben çeşmeye gitmesem Ali Kaya görüşmeyi benimle yapardı. Ama ben çeşmeye gittiğim için görüşme ikisi arasında gerçekleşmiş.'' Araçtan çıkan bölgedeki aşiret reislerinin isminin geçtiği listede milletvekili olarak sadece Mustafa Zeydan'ın isminin yer aldığına da işaret eden İldeniz, bölgedeki bombalama eylemlerinin cezaevine girdikten sonra durduğu yönündeki söylentileri ise ''Eylemleri biz gerçekleştiriyor olsaydık 3 gün önce Hakkari'de meydana gelen patlama gerçekleşmezdi'' şeklinde yanıtladı. İldeniz, üzerlerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek, devlete ait araç, malzeme ve 1.5 yılda topladığı bilgilerin içinde bulunduğu belgelerle eyleme gidilemeyeceğini sözlerine ekledi. İldeniz ve itirafçı Veysel Ateş'in sorgulaması devam ediyor. AA
<< Önceki Haber Kaya'nın Büyükanıt cevabı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER