CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 24 saat içinde tekzip edilen açıklamalarına alışmıştık, şimdi bunlara gaflarını eklemek gerekiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde
Sultanbeyli için “Sultanbey”,
Kağıthane için “Kağıttepe” diyen, nüfus kütüğünü karıştırıp oy bile kullanamayan Kemal Bey, yıllar sonra
Fenerbahçe'nin efsanevi gol kralı Lefter'i kaleye geçirdi.
Önceki gece gazetecilere verdiği
yılbaşı resepsiyonunda Fenerbahçe tutkusunu Lefter'e bağlayan Kılıçdaroğlu şöyle dedi: “Çocukluğumuzda Lefter çok iyi bir
kaleciydi, ondan etkilenip Fenerli oldum.”
O sırada Lefter'in kaleci olmadığını hatırlayan bir gazeteci devreye giriyor: “Efendim
bildiğim kadarıyla Lefter kalecilik yapmadı.” Kemal Bey biraz şaşkın: “Sanırım bir ara yaptı.” Verdiği cevaptan kendi bile tatmin olmadı, “Lefter başarılı bir Fenerbahçeliydi”
diyerek geçiştirmeyi yeğledi,
konuyu kapattı.
İnsanlık hali, olabilir. Kemal Bey, kendisi 6 yaşındayken gol kralı olan ve 15 yaşındayken futbolu bırakan Lefter'in hangi mevkide oynadığını hatırlamayabilir. Ama bir tutkuya, bir aşka referans yapıyorsanız, dayanak noktanıza ilişkin yanılma lüksünüz yoktur. Aksi halde ortada samimiyet sorunu var demektir, bol keseden atmak, hatta sallamak anlamına gelir.
Burada en az bu gaf kadar vahim olan bazı gazeteci arkadaşlarımızın tutumudur. Ağızlarından köpürte köpürte “
yandaş” salyası akıtanlara misal olsun diye anlatmak isterim. Bu gaf üzerine bazı arkadaşlarımız “Ne var bunda, dili sürçtü sayın genel başkanın, sakın ha haber yapmayın” diyerek ortalıkta dolaşıyor, diğer meslektaşlarını etkilemeye çalışıyor.
Ertesi gün... Gazetelerde Lefter haberi yok.
6 ok rozetiyle gazetecilik yapanların cirit attığı, kendileri
gibi olmayan herkesi yaftalayarak dışladığı medya sektöründeki bu
manzara, bizler için
sürpriz değildir.
Yıldırım Akbulut'u hatırlıyorum da ne çok günahını almışız! Neredeyse her adımı, her sözcüğü “gaf” olarak manşetlere taşınırdı. Siyasete atılmadan önceki “hal müdürlüğü” bile alay konusuydu.
Allah aşkına, elinizi vicdanınıza
koyun, Kemal Bey'e baktığınızda Yıldırım Bey'e haksızlık edildiğini düşünmüyor musunuz?