Yeni doğan bebeği için bir yazı kaleme alan
Gülen,
doğum öncesi ve sonrası duygularını kendine has üslubuyla anlattı.
İşte Kemal Gülen'in "BABA BEN GELİYORUM" başlıklı o yazısı:
Sema'dan gelen kutsal emanet.
Acı acı çalan zilin sesi adamı şaşkına çevirdi.
Kimdi gecenin bu saatinde gelen? Önce kapıya koştu
soğuk bir kış gecesinin sert esintilerini bütün bedeninde hissetti. Kimse yoktu.
Birden,
ambulans sirenlerini andıran bu sesi hatırladı; eşinin
telefon ziliydi. Kaç kere bunu değiştirmesini istemişti eşinden hâlbuki. “Az daha yüreğimize inecekti” diye mırıldandı.
Telefon tuz basılmış yara yanığı gibi acıtıyordu. Zor buldu karanlıkta tarihi eser denilecek kırattaki zımbırtıyı. “Yahu bu zımbırtı nasıl açılıyordu? Y miydi? N miydi? Aman birine basayım” dedi ve kulağına tuttu.
Ses tanıdıktı.
Yüreği bu kez gerçekten hoplamaya başladı. Bir eliyle telefonu tutuyor diğer eliyle ışığı yakmaya çalışıyordu. “Hanım, hanım hele kalk bak ki telefonda kim var”!.
Baba ben geliyorum
Gel oğlum; biz de merakla, hasretle seni bekliyoruz.
Havalar nasıl? Ne var ne yok oralarda?
İlkbahar, yaz; sonbahar, kış; bildiğin gibi evladım.
Nasıl yani!.
Adam bir önceki cümlesini hatırladı; “heyecandan olmalı böyle cümle kurulur mu yahu” diye hayıflandı
İşte, ne soğuk ne sıcak; biraz ılık biraz kurak.
Bana biraz havadis verir misin? Buradakiler gibi mi sizin memleketin insanları...
Oradakiler nasıl ki?
Hepsi harika varlıklar: güleryüzlü, sıcakkanlı, yardımsever, cömert, şefkatli bana gözleri gibi bakıyorlar...
Adam bir an düşündü oğlu onu nereden arıyordu ki? “Kereta dalga geçiyor benimle” diye düşündü.
Buralar da iç güvesinden hallice evlat.
Anlamadım?
Adam “bu çocuk da iyice unutmuş buraları, bunu bilmeyecek ne var” diye geçirdi içinden.
Peki, ne zaman geliyorsun seni karşılamak istiyoruz...
Buradan biletimi kestiler “artık geri dönüş yok” dediler. Hemen bu gece beni size gönderiyorlar; bana hazır mısınız?
Hazırız tabi yavrum. Geleceğini biliyorduk, seni gönderenler bizi de aramışlardı ama bu gece gelmen
sürpriz oldu. Saat kaçta bineceksin?
Bindim bile. Sizi Sema'dan arıyorum..
Adam bir eliyle ahizeyi kapattı; hanımına dönüp bağırmaya başladı.
“Hanım kalk bizim oğlan uçakla geliyormuş bizi
semadan arıyor” .
Telefonu tekrar kulağına koyarken “bir de uçaklarda telefon ile konuşmayın,
elektronik zımbırtıları bozuyor derler..teknolojinin canın yiyeyim” diye mırıldandı..
Oğlum kaçta ineceksin? Hangi havalimanına geleceksin...
Baba ben indim bile...
Oğlum sen semada mısın yerde misin?
- Baba ben Sema'dayım.
“Allahım hem semadaymış hem yerde, bu gelen kim? nasıl kulun böyle.sen benim aklıma mukayyet ol”.
Sakın bir yere ayrılma hemen geliyorum seni almaya.bana bulunduğun yeri
tarif et ki seni tanıyayım...
Bir saniye şöyle etrafıma bakayım...
Ne görüyorsun?
Geldiğim yerdekilere benzeyen
şeker şerbet insanlar,herkes de nasıl gülüyor bana.bunlar beni tanıyor mu
baba?
Hostesler mi ?
Hayır baba, bunlar beyaz yakalılar, gamzeliler; biraz da terliler.
Hasbunallah bu soğukta ne teri oğlum, sen iyi misin? Bana yerini söyle etrafında bir yazı bir işaret var mı?
Aaa ! şu sütunun üstünde bir yazı var,biraz sabret şu gözlerimi bir açayım...
Ne yazıyor oğlum ne yazıyor..
“
Sema Hastanesi Yeni Doğan Bölümü” yazıyor..
Aman Allahım ! Başka gördüğün bir şey var mı?
Bir de yakasında Dr.Gülçin yazan, benim ilk defa gördüğüm muhteşem bir varlık var.Geldiğim dünyadakilere benziyor..Alo alo, baba çok müthiş biriyle karşılaştım burada.
Kim oğlum? Kim ile karşılaştın?
Beni gönderenler yanımda bir melekle göndereceklerini söylemişlerdi ve ben onu “
Anne” diyerek çağıracakmışım.Benim bu dünyadaki koruyucu meleğim o olacakmış.İşte onu da gördüm.O hepsinden parlak, hepsinden sevimli.Geldiğim dünyada bile böylesine rastlamadım..
Anladım oğlum, nerede olduğunu anladım; seni almaya geliyorum. Az daha bekle.
İyi de ben seni nasıl tanıyacağım babacığım, seni de ilk kez göreceğim.
Hani senin koruyucu meleğin “annen” var ya; işte onun yanıbaşında gözünde
inci misali
gözyaşı taşıyan birini görürsen işte o benim. Senin baban.
Hoşgeldin dünyamıza güzel yavrum, hoş geldin gülen bebe, hoşnutluk getirdin Esat Gülen.
Adam oğlunu almaya gitti , adamlar oğullarını almaya gittiler ve bir gün oğullar adam olmaya gittiler.
Allahım bütün yavruları milletimize bağışlasın.