Ankara Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Karaer,
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde (ESOGÜ) verdiği ''Türkiye'de
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (
KKKA) Hastalığına Yol Açan Keneler ve Korunma Yöntemleri'' konulu konferansta,
keneden kurtulmak için bilinçsiz ilaçlamanın önüne geçilmesi,
yaşam alanlarının
kontrol altına alınması ve kırsal kesimden kente göçler yüzünden oluşan kontrolsüz alanların düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
''Kenelerin çoğalma nedenleri arasında en önemli sebebin, eko-sistemin tahrip edilmesi olduğunu'' ifade eden Prof. Dr. Karaer, şöyle konuştu:
''Kenelerden korunmak için bireyler, kendisini ve yaşam alanlarını kontrol altına almalıdır. Tarla, bahçe çalışanları, sağlıkçı, ziraatçı, araştırmacı,
çoban, avcı ve
piknikçilerin giysilerinde, kol ve bacakların bilek ve
boyun kısmı sıkı sıkı kapalı olmalıdır.
Giysiler açık renkli olmalıdır. Özellikle pantolon paçaları, çorap içine sokularak ve hatta üzerine çizme giyilerek dolaşılmalıdır. Sahadan döndükten sonra,
vücutta özellikle saç ve çevresi,
kulak içi ve çevresi,
koltuk altı, bacak araları, diz kapağının arka kıvrımları, göbek deliği ve diğer vücut kıvrımlarının arası günlük kene muayenesi el ve aynalar vasıtasıyla çocuklar da ebeveynleri tarafından mutlak surette günlük kene muayeneleri yapılmalıdır. Düzenli vücut temizliği
ihmal edilmemelidir. Vücutta kan emen bir kene tespit edilmişse en kısa sürede çıkartılma işlemi gerçekleştirilmelidir.''
-''PİKNİK AMACIYLA HER ALAN KULLANILMAMALIDIR''-
Prof. Dr. Karaer,
tarla, bahçe, mera ve piknik alanlarına kenelerin taşınmasında ve buralara yerleşerek gelişmelerinde rol alan en önemli hayvanların yaban domuzları,
küçük memeliler ve özellikle yaban tavşanı gibi kemiriciler olduğunu ifade etti.
Bu hayvanların söz konusu alanlara girmelerini önlemek amacıyla, ince delikli tel örgülerin toprakla çok iyi bağlantısının yapılıp, etraflarının çevrilmeleri gerektiğini belirten Prof. Dr. Karaer, ''Böylece içeriye keneleri taşıyabilecek yaban hayvanlarının girmesi önlenerek, kontrollü tarla, bahçe, mera ve piknik alanları oluşturulabilir. Özellikle piknik amacıyla her alan kullanılmamalıdır'' dedi.
ESOGÜ
Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nihal Doğan da hastalığın ilk olarak 1944 yılında Kırım'da görüldüğünü belirterek, aynı belirtilerin 1956 yılında Kongo'da görülmeye başlandığını bildirdi.
İklimsel değişikliklerin vektör kaynaklı hastalıkları artırdığını anlatan Doç. Dr. Doğan, ''Son 50 yıldır süregelen şehirleşme, insan hareketleri, sağlık politikalarındaki öncelikler ve yanlış tarımsal faaliyetler gibi önemli
ekolojik değişiklikler bu durumu hızlandırmaktadır'' diye konuştu.