Ergenekon üzerine yazdığı kitaplarıyla tanınan Gazeteci Yazar Zihni Çakır, Kılıçdaroğlu'na bilgi ve belge servis edenlerle Baykal'ın skandal kasetini internete taşıyanların aynı cephe olduğu iddia etti. CHP'de yaşanan gelişmeleri ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun kurultay konuşmasını Haberform'a değerlendiren Zihni Çakır, Kılıçdaroğlu'nun olağanüstü şartlar sonrasında tek aday olarak girdiği CHP Olağan Kurultayı'na ilişkin çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Siyasette estirilen sanal Kılıçdaroğlu rüzgarıyla Deniz Baykal komplosunun arkasındaki güç aynı. Kılıçdaroğlu'nun kurultay konuşmasında verdiği mesaja göre tek adres olarak yine bu güce işaret ediyor" diye konuştu. Deniz Baykal'ın kaset skandalıyla ilgili yaşananların öncesine işaret eden Çakır sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatırlarsanız Deniz Baykal, CHP Genel Başkanlığını bırakacağı tarihi soranlara ‘mücadeleye devam' cevabını vermiş ve parti yönetiminde bir revizyona ihtiyaç duyulduğunu hatırlatmıştı. Böyle bir açıklamanın mürekkebi bile kurumadan kaset skandalının internete sızdırılması, kurgulanmış bir planın hayata geçirilmesinden başka bir şeyle ifade edilemez. Yine parti tabanı ve çoğunluk yönetimi Baykal'a dön çağrısında bulunurken Kemal Bey'in nötr bir tavır sergileyip, sonrasında da Genel Başkan adaylığını açıklaması, kaset skandalıyla hayata geçirilen bir planın parçası kanaatimce" "KILIÇDAROĞLU ERGENEKON'A DİYET Mİ ÖDÜYOR?" Kemal Kılıçdaroğlu'nun kurultayda yaptığı konuşmada, devam eden yargı sürecini hedef alarak Silivri'deki Ergenekon tutuklularına motivasyon sağlayıcı mesajlar verdiğini de söyleyen Zihni Çakır, “Kemal bey, adeta bir örgütsel bağ refleksiyle, hukuk normlarıyla devam eden Ergenekon ve türevlerine dair yargı sürecini alaşağı edeceği ve çetelerle mücadelede büyük öneme sahip özel yetkili mahkemelere son vereceği vaadinde bulunmuştur. Sormak istiyorum; acaba Kemal Bey, kendisini o koltuğa taşıyan güce bu mesajla bir diyet mi ödemek istemiştir. Öyle ya, tek başına iktidar hedefleyen bir anlayış, bu ülkede yüzde 70 gibi bir kitle çetelerin ve cuntacıların tasfiyesinden yana kanaat belirtirken ve bu kamuoyu yoklamalarında ortaya çıkarken, bu yapıları neden sahiplensin, cuntacı zihniyetlerle mücadele eden yargı kurumlarını neden hedef alsın?” dedi. "ÇETELERLE GELEN ÇETELERLE GİDER" Zihni Çakır'ın iddiaları bunlarla sınırlı değil. CHP'nin açık açık çetelerle işbirliği halinde olduğunu ima eden Çakır, Başbakan Erdoğan'ın “manşetle gelen manşetle gider” sözlerini çok yerinde bulduğunu ifade etti. Çakır iddialarını şöyle sürdürdü: “Sayın başbakanın ‘manşet' hatırlatmasını yerinde buluyorum. Ama şunları da eklemek istiyorum; Kemal Bey unutmasın ki, kumpasla gelen kumpasla gider, çetelerle gelen çetelerle gider, cuntalarla gelen de cuntacılarla gider. Kemal Bey, CHP'yi halktan koparan cuntacı zihniyetlerle ittifak geleneğini bozmak yerine CHP'yi onlarla ittifak içerisinde şekillendirmeye yeltenirse, Deniz Baykal'ın gördüğü yüzde 20'leri de göremez. Eğer Kemal Bey, Baykal'a kumpas kuran cuntacıları koruyup kollamayı, kendisine altın tepside sunulan genel başkanlığın diyet borcu sayarsa, onlarla birlikte yok olur gider” "ALMANYA NEYİN ORTAK ADRESİ?" Kılıçdaroğlu'nun CHP içerisinde sivrilmesinde, eline tutuşturulan bazı belgelerin rol oynadığına da dikkat çeken Zihni Çakır şöyle konuştu: “Kemal bey, seçimler öncesinde ve sonrasında birçok iddia ortaya atarak kamuoyunun karşısına klasörlerle ve dosyalarla çıktı. Hani deyim yerindeyse bir tek şantaj kaseti eksikti o dönem. Zannediyorum kaset işini de kurultay arifesine saklamışlar. Ama burada asıl cevaplandırılması gereken soru, Kemal Bey'in birçoğu hukuki temelden yoksun kurmaca iddialar bir kısmı da sahtecilikle üretilmiş belgeler olan o klasör ve dosyalarla yaptığı şovların arkasındaki odaklarla, Baykal kasetinin arkasındaki odaklar aynı mı? Öyle ya; o kadar allanıp pullanan iddia ve ithamlara karşın ne iktidar partisiyle ne de hedefine aldığı Belediye Başkanlarıyla ilgili şu ana kadar başlamış tek bir yargı süreci yok. Daha net deyimle; yargı ciddiye bile almamış o iddiaları. Kemal beyi o dönem, düzmece dosyalarla belediye başkanlığına hazırlayanlar ve Melih Gökçek'le ekran tartışmasının lojistik destekçileri, bugün yine Kemal beye verdikleri Baykal-Baytok konulu kaset desteğiyle, Kemal beyin, CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmasına vesile olmuştur. Bu lojistik destek lobisiyle Ergenekon'un ‘lobi' yapılanması arasında bir bağ var mı bilemem. Ama Ergenekon'un deşifre edilemeyen sınırötesi bağlantısının sinyalleri Almanya'dan gelirken ve Kemal beyin meşhur Almanya bağlantılarıyla, ona seçim döneminde lojistik destek veren, belge ve bilgi servisi yapanların yolu kesişiyorsa, kurultayda Silivri'ye çakılan selamın anlamı daha bir başkalaşır.” HABERFORM