Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bank Asya konusundaki açıklamalarının ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’na bir mektup yazan Kılıçdaroğlu, yasalarda suç olan açıklamaların yapılmasına ilişkin Davutoğlu’nun gerekeni yapmasını istedi. “Davutoğlu dedi ki ,’Ben başbakanım beni muhatap alın.’Bende onu aldım. Siz Başbakansınız. Yasaları uygulamakla yükümlüsünüz ama siz buna bir tepki vermiyorsunuz. Bir özel bankayla ilgili Cumhurbaşkanı bir sürü laf ediyor. Bu yasalara aykırı. BDDK’ya kimse talimat veremez. Cumhurbaşkanı diyor ki ‘Bu özel banka batacak.’ Buna benim tepki göstermemden çok Başbakan’ın tepki göstermesi lazım. Bankacılık bir güven müessesi. Bankacılıkla ilgili bir dedikodu üretirseniz ve bunu en yetkili makamlar tarafından seslendirirse ekonomiye darbe olur. Bir bankanın batması ne demektir. Siz bu konuda gereğini yapın dedim ve bekledim. Dün anladım ki Davutoğlu gereğini yapamaz. Cumhurbaşkanı açık ve net ‘Battı’ diye demek verdi. O zaman sormak gerekiyor. Bu ülkenin Başbakanı kim?” dedi.

‘Hangi parlamenter ya da başkanlık sisteminde bir ülkenin cumhurbaşkanı kalkar bir özel bir banka için ‘Batıyor’ diye demeç verir?’ sorusunu soran Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun muhatap alınacak konuma gelemediğini söyledi. CHP Lideri, “Paralel yapı diye seslendirdiği bir gruptan intikam almaya çalışıyor. Devlette paralel yapı istemem ben. Devlet birdir. Anayasası, yasama, yürütmesi vardır. Ama bir paralel yapı varsa ve oluşmuşsa bu paralel yapıyı, besleyen, güçlendiren kimdi? Davutoğlu, ‘Beni muhatap alın.’ dedi ama sen muhatap alınacak konumda değilsin. ‘Ben evrensel hukuk kurallarına göre ülkeyi yöneteceğim. ‘dedi. Demokrasiyle anılmak istiyorsanız Yargıtay’ın adli açılış yıldönümüne katılacaktınız. Bütün gazeteleri davet edeceksiniz. Ayrımcılık yapmayacaksınız. Ben isterim Davutoğlu gereğini yapsın. Cumhurbaşkanı konuştuğu zaman diplomatik bir dille uyarabilsin. Öyle bir yapı ve güç görmüyorum. Ben yine de söylüyorum bizim muhatabımız Başbakan. Siz gereğini yapın biz her zaman sizi muhatap alırız.” açıklamalarında bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Biz 2 kere davet ederiz. Gelmezlerse bir daha davet etmeyiz.’ şeklindeki açıklamalarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı hukuka saygı gösterdiği ölçüde bizde saygı gösteririz. Ama hukuku çiğnerse biz saygı göstermeyiz. Çağıracağı konu Türkiye için hayati bir konu varsa biz bunu görüşmek üzere bir araya gelebilir. Ama rutin görüşmeleri yapmayacağız. Cumhuriyet Bayramında resmi törenlerine katılıyoruz ama özel davetlere katılmayacağız. Rıza Zarraf’ı davet etsin daha uygun olur. Kendisi, ailesinin çok yakından tanıdığı bir isim." ifadelerini kullandı. 

TÜSİAD toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını değerlendiren CHP Lideri şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı, ‘TÜSİAD toplantılarına gitmeyeceğim.’ demişti ve kızmıştı. Hukuk devleti çağrısı yaptıkları için kızmıştı. Dün elinde sopayla toplantıya katıldı. Hem 'Hukuk gereklidir.' dedi hem de 'Özel bir banka batmıştır.' dedi. Nasıl bir hukuk anlayışıdır. Hukuktan bu kadar uzaklaşmış birini nasıl davet edildi. Sizin ülkeye karşı bir sorumluluğunuz var. İş dünyası birilerine şirin görüneceğim diye bir çaba içerisine girmesin. Biraz dik dursunlar. Zaten bedel ödediler. Aydın Doğan’a, Koç ailesine yapılan haksızlığı yapıldığını hepimiz biliyoruz. Hepsi de hukuksuz yapıldı. Bu korkuya teslim olmak demektir. Dik duracaksınız. Bence hukuka inanmayan insanların toplantıya çağrılmasa korkuya esir olmaktır. Bence TÜSİAD yanlış yaptı. Başbakan’ı çağrılmalıydı. İcra yolları Başbakandır. TÜSİAD, Başbakan’ı muhatap almıyor demektir. Bu büyük bir yanlış. Bu tablo bizim demokrasi tarihimizin unutulmaması gereken bir tablo."

IŞİD’a karşı batı devletleriyle birlikte Türkiye’nin mücadele etmesi konusunda hükümete destek vereceklerini ifade eden CHP Lideri, "Terörden en büyük zararı gören Türkiye. 30 bine yakın insan kaybettik. Ortadoğu’da bataklık bir alan var. Allah Allah diyerek insanları öldürüyorlar. Kafaları keseceksiniz, cami bombalayacaksınız. Terörden zarar görüyoruz ve bunları yapanların Müslüman olmayanlar olduğuna inanıyorsanız, biz batı devletlerinin yanında mücadele etmenize destek veririz. IŞİD’e büyük bir destek veriliyor. TIR gitti, silahlar bulundu, fotoğraflandı. Türkiye’nin oraya silah gönderdiğini herkes biliyor. IŞİD’ın merkezi burada. Militanların Türkiye’de tedavi edildiğini herkes biliyor. Hükümet doğrudan destekliyor dersek haksızlık yapmış oluruz. Ama hükümet göz yumuyor. Dolaylı bir desteği var. Musul’da konsolosluk yetkililerimiz IŞİD’in elinde. Neden Türkiye’ye getirilmedi." ifadelerini kullandı. 

İhvan liderlerinin Katar’dan sınır dışı edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Türkiye’ye gelebilirler.’ açıklamasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Mısır’ı karşımıza alamayız. Mısır Ortadoğu’nun kilit taşıdır. Mısır’ı dost bir ülke olarak kabul ettik ve öyle olmak zorunda. Filistin – İsrail sorunu Mısır çözdü. Bir başka ülkenin terörist ilan ettiğini siz ülkenize alamazsınız. Bu teröristlerin yuvalandığı konuma getirir Türkiye’yi ve bu doğru değil." dedi. 

Kılıçdaroğlu, programda kendisi için hazırlanan çocukluk albümlerinin yer aldığı görüntüleri izlerken gözyaşlarını tutamadı. Kılıçdaroğlu, çocukluğunun çok zor şartlarda geçtiğini anlattı.

CİHAN