Hürriyet gazetesinde
Metehan Demir imzasıyla yayımlanan haber şöyle:
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç, Anayasa'nın ilk 3 maddesini dondurmanın evrensel hukuka uygun olmadığını belirterek, “Değişiklikler, ilk 3 maddedeki değerleri geri götürmüyorsa,
Anayasa Mahkemesi izin veriyor” dedi. Kılıç, ‘
Hayır' diyen yüzde 42'nin içindeki korku ve kaygıların da anlaşılması gerektiğini söyledi.
Haşim Kılıç,
referanduma ilişkin değerlendirmesinde,
Başbakan Tayyip Erdoğan ile
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'e, iki önemli
mesaj verdi. “Bitaraf olan bertaraf olur” diyen Erdoğan'a Kılıç'tan, “Susma hakkı da düşünce özgürlüğünün parçasıdır. Görüş açıklamaya zorlamak şık değil” mesajı geldi. Kılıç, yargının siyasallaşmasından yakınırken de Gerçeker'i, “Hukuk yerine siyasi bir dil kullanmakla” eleştirdi. Kılıç, referandumda “Hayır” diyen yüzde 42'nin endişesinin, “Yaşam biçimine müdahale korkusu” olabileceği uyarısında bulunarak, bunun dikkate alınmasını istedi. Türkiye'de tutukluluk süresinin cezalandırmaya dönüşmesini, “İnsan onuruna vurulan en büyük
darbe” olarak gören Kılıç, şunları söyledi:
Kararımızla konuştuk
Referandum sürecinde, Anayasa değişikliğinin önümüze gelme ihtimalinden dolayı hiç konuşmadık. Sonuçta geldi, bir karar verdik. Mahkemeler kararlarıyla konuşur. Yargı reformunda tüm taraflar hemfikirdi. Ama
yüksek yargıdan konuşanlar oldu. 112 milletvekili, ciddi argümanlarla bir başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi, bu argümanlara karşı kararını verdi. Anayasa değişikliğini akladı, onayladı.
Millet adına bilirkişilik yaptı.
Gerçeker'e sitem
Sayın
Yargıtay Başkanı,
Adli Yıl'ın açılışında hukuksal dil yerine siyasi bir dil kullanmayı
tercih etti. ‘Yargı kuşatma altına alınıyor, yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı yok ediliyor' eleştirileri vardı. Arkadaşlarımız, kimin seçileceğini bilmeden, kimin seçeceğini veya kimin seçtiğini gözeterek, yargının kuşatılması gibi bir kuşkuya kapıldılar. Seçilecek arkadaşların, seçen kişilerin tercihlerine göre davranacağı argümanı doğru değil. Son 4
cumhurbaşkanının seçtiği arkadaşların kararları incelenirse, seçen arkadaşların düşünceleri ile örtüşmediği görülebilir.
Tarafsızlar konuşmamalı
‘
Yargıtay Başkanı ifade özgürlüğünü kullandı' diyebilirsiniz. Ancak, tarafsızlığı beklenen Cumhurbaşkanı,
Meclis Başkanı, yüksek yargı organlarının başkanları gibi hakemlik noktasında olan kurumlar,
halka sunulan konuda çok konuşmamalı.
Seçimler siyasallaştırdı
Milyonları aşan
dosyalar Yargıtay'da, yüzbinleri aşan dosya Danıştay'da bekliyor. Bu ortamda yargının başarılı olduğunu kimse söyleyemez. Yargının içindeki
seçimler, yargıyı siyasallaştırmıştır. Yargıdaki çekişmenin, siyasete kaymasının nedeni, bu
seçim sisteminden kaynaklanıyor. Yüksek yargıda ya seçim sayısı azaltılmalı ya da seçim sistemi derhal değiştirilmeli.
Yüzde 42'yi anlamalı
Başbakan'ın, yüzde 42'yi önemsemesi,
ümit verici bir gelişme. Yüzde 42'nin içindeki korku ve kaygı anlaşılmalıdır. Halkın en büyük hassasiyeti, hayat tarzının ve özel
yaşam biçiminin müdahaleye uğrayacağı yönünde. Buradaki olumsuzlukların giderilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Yoksa farklılıkları bir arada tutamayız. Farklı kültürler birbirlerini anlıyorsa bir arada yaşayabilir. Halk
kavga ve
gürültü istemiyor.
Bitaraf-bertaraf
(Başbakan'ın TÜSİAD'a yönelik ‘bitaraf olan bertaraf olur' sözlerine üzerine) Görüş açıklamaya zorlamak şık bir hareket değildir. Düşünce özgürlüğü kapsamında görüş açıklamama da bir haktır. Ben doğru bulmuyorum. Toplum olarak
diyalog ve müzakere konusunda sıkıntımız var.
Türban uygulamayla çözülsün
Türbana özgürlükle birlikte karşı korku ve vehimlerin hesaba katılması önemlidir. Bir
toplumsal uzlaşma olsa bile siyasi partilerin uzlaşması da önemlidir. Belki
türban yasal düzenlemeyle değil uygulamayla çözülse sorun olmaktan çıkar. Toplumsal uzlaşma ile ortak bir siyasete varılmalı. Aslında Yargı, yorum hakkını ve yetkisini yeterince kullanarak sorunların çözümüne katkı sağlayamamıştır. Yargı yorum zenginliği geliştirilseydi, pek çok sorun çözülebilirdi.
Hassas 3 madde
Bence ilk 3 maddeyi dondurmak, evrensel hukuk kurallarına uygun değil. Laikliği, demokrasiyi, hukuk devletini daha ileri götürecek düzenlemelere engel olmaması gerekir. Değişiklikler, ilk 3 maddedeki değerleri geri götürmüyorsa, Anayasa Mahkemesi izin veriyor. Bu değerlerin içini boşaltan düzenlemelere ise izin vermiyor. O nedenle gerektiğinde ilk üç maddeye pozitif olarak dokunulabilir. Bu hassas bir nokta.
Anayasa yeni döneme
Yeni Anayasa konusunu biraz buzdolabına koymak lazım. Toplumu çok fazla yormanın gereği yok. Seçimden sonraya bırakılması daha uygun olur.
Bakanlığa HSYK için görüş bildirmeyeceğiz
Anayasa Mahkemesi, Adalet Bakanlığı'nın görüş istediği, Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurul (HSYK) Kanun Taslağı'nı “Görüş bildirmeden” iade edecek. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, taslakla ilgili gazetecilerin sorusunu “Görüş bildirmeyi düşünmüyoruz çünkü önümüze gelme ihtimali var. Görüş bildirmemiz doğru değil, taslağı yarın geri göndereceğiz” dedi. Kılıç, “İhsas-ı rey mi olur?” sorusuna “Evet” yanıtını verdi.