Ana
yasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç, ''
Anayasa Mahkemesi
yüksek yargı organlarının üzerinde bir süper
mahkeme şeklinde bir görev icra etmeyecektir, bir
itiraz merci değildir, bir istinaf merci değildir ve bu Anayasa'da çok açık bir şekilde belirtilmiştir'' dedi.
Avrupa Konseyi'nin yürüttüğü ''Yüksek
Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerinin Güçlendirilmesi Ortak
Projesi'' kapsamında düzenlenen ''Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Bağlamında Tüketilmesi Gereken Etkili Bir İç Hukuk Yolu Olarak
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru'' konferansı Anayasa Mahkemesi
Yüce Divan Salonu'nda başladı.
Konferansın açılışında konuşan Kılıç, 12
Eylül 2010'da yapılan
referandum sonucu Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı tanındığını belirterek, Anayasa'da öngörülen bireysel başvuru konusundaki
uygulama yasasının da dün itibariyle TBMM'den çıktığını ifade etti.
Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru hakkı tanınmasından itibaren çok ciddi bir çalışma sürecine girdiğini anlatan Kılıç, konuyla ilgili bilimsel sempozyumlar düzenlediklerini, bazı Anayasa Mahkemesi üye ve raportörlerinin de
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve bazı Avrupa ülkelerinde bireysel başvuruyla ilgili incelemeler yaptıklarını kaydetti.
Kılıç, şöyle konuştu:
''Türkiye'de bu yasa çıkarken bir takım eleştirilere maruz kaldık. 'Anayasa Mahkemesi artık bir süper mahkeme, Danıştay ve Yargıtay'ın da üzerinde bir temyiz mahkemesi' olacağı şeklinde haksız olan eleştirilerle karşı karşıya kaldık. Şunu açıkça belirtiyorum; Anayasa Mahkemesi yüksek yargı organlarının üzerinde bir süper mahkeme şeklinde bir görev icra etmeyecektir, bir itiraz merci değildir, bir istinaf merci değildir ve bu Anayasa'da çok açık bir şekilde belirtilmiştir. Umuyorum ki dışarıda yapılan bu eleştiriler Anayasa Mahkemesinin bundan sonraki yapacağı uygulamasında, çalışmalarında olumlu bir eleştiri olarak algılanacak ve bununla ilgili kurumlar arası bir çatışmaya meydan vermeyecek bir anlayış içerisinde bu görevi yürütmeye devam edecektir. Bu vesileyle ben bu eleştirileri olumlu karşılıyorum ve bunun gereklerini de önümüzdeki uygulama çalışmalarında yerine getireceğimizi herkese göstereceğiz.''
Haşim Kılıç, dünyada artık hakların, hak ihlallerinin ön planda olduğunu belirterek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre hak ihlallerine engel olma konusundaki birinci görevin taraf devletlerin yükümlülüğü altında olduğunu söyledi.
Hak ihlallerinin, demokrasinin ve hukuk devletinin gelecekte karşı karşıya kalacakları en büyük potansiyel
tehlike olduğunu ifade eden Kılıç, ''Eğer bir ülkede hak ihlalleri yoğun bir şekilde mevcutsa bu çok ciddi sonuçlara meydan verecektir. Dünyada özellikle Ortadoğu'da,
Kuzey Afrika'da meydana gelen olaylara baktığımız zaman bu olayların temelinde hak ihlallerinin yoğun olduğunu görüyoruz. Artık etnik, dinsel ve ideolojik birlikteliklerin yerini hak ihlallerine uğrayan insanların birliktelikleri alıyor. Bu nedenle hak ihlallerinin önlenmesi demokrasimiz, hukuk devleti açısından çok büyük önem arz ediyor'' değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa Konseyi Ankara Proje Ofisi Başkanı Adrian Butler da Türkiye'nin yargı
reformu sürecine yardımcı olmak istediklerini, düzenlenen konferansların da daha önce hazırlanan projeler kapsamında yürütüldüğünü söyledi.
Amaçlarının Türkiye'den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne giden
dava sayısını azaltmak olduğunu anlatan Butler, konferanslarda Avrupa Konseyi uzmanlarının ve Avrupalı hukuk adamlarının deneyimlerini Türk meslektaşlarına aktardıklarını kaydetti.