Ancak zaman zaman
kentte kendilerine ‘istihbaratçı’ diyen kişilerin milliyetçi gençleri provoke ettiği belirtiliyor.
ADINI 1990’lı yıllarda
Sapanca-Hendek-
Düzce üçgeninde gerçekleşen karanlık cinayetlerle duyuran
Sakarya, son 3 yıldır ‘toplumsal olaylar’la gündeme geliyor. İlk
linç girişimi 2005’te
Trabzon’da
TAYAD’lıların dövüldüğü gerekçesiyle Ada
pazarı’nda açıklama yapmak isteyen bir gruba saldırılmasıyla başladı. 2007’de
Ahmet Kaya resimleri basılı tişört giydikleri iddia edilen iki kişi de neredeyse linç ediliyordu. Son olay ise 28
Nisan’da yaşandı.
HEDEF
PKK, KÜRTLER DEĞİL
DTP İl Örgütü’nün Funda Düğün Salonu’nda düzenlediği
dayanışma gecesini
protesto eylemi, birden linç girişimine dönüştü. Olaylar Piyade Komando Çavuş
Tuncay Özdemir’in
Hakkari Şemdinli’de şehit düştüğü haberinin Karapürçek’e ulaştığı 22 Nisan’da başladı.
23 Nisan kutlamaları iptal edildi. Şehit
çavuş devlet töreniyle sonsuzluğa uğurlandı.
Cenazede Özdemir’in akrabaları ve çocukluk arkadaşları ‘Türk-
Kürt kardeştir bölünmez / PKK kalleştir üzülmez’ pankartı açtı. Güneydoğudan gelen vatandaşların da yaşadığı Karapürçek’te
Kürtler aleyhine tek bir slogan atılmadı. Sadece PKK’ya lanet yağdı.
FİTİLİ İNTERNET ATEŞLEDİ
TOPLUMSAL cinnete dönüşen ve bir kişinin ölümüne neden olan olaylar nasıl başladı. Şehit Özdemir’in halasının oğlu İ.Ö., amcaoğulları M.Ö., O.Y. ve E.H.’nin anlattığına göre, cenaze töreninden iki gün sonra sonra video paylaşım sitesi YouTube’da Özdemir ve başka şehitlerin görüntüleri üzerine fotomontajla aşağılayıcı ifadedeler yer alan görüntüler yayımlandı. Bu görüntüler infiale neden oldu. Görüntüler Kaymakam Soner Karataşoğlu’nun girişimleriyle YouTube’dan kaldırıldı. Bu olayın öfkesi daha dinmemişken bu kez de Sakarya’da basın kuruluşları ve kentte oldukça popüler olan
mail gruplarına ‘Kamuoyunun dikkatine’ başlıklı provokasyon e-mailleri gönderildi.
KAHVELERDE ÇAĞRI
‘PKK’NIN siyasal uzantısı DTP pazar günü Funda Düğün Salonu’nda bir eğlence programı tertip edecektir. Milletimiz şehit Tuncay Özdemir’in evinde
yaşlı gözler kurumadan, tertip edilen bu programda terörisbaşı
Öcalan lehine slogan attırmayacaktır’ denilen e-mail gençler arasıda hızla yayıldı.
Provokasyonlar bununla kalmadı. DTP’nin davetiyeleri fotokopiyle çoğaltarak milliyetçi duyarlılığı yüksek parti,
dernek ve
gençlik örgütlerinin önüne bırakıldı. Olayların patladığı 28 Nisan’da da kahveleri tek tek dolaşan kendilerine ‘istihbaratçı’ diyen bazı kişiler de halkı DTP’lilere karşı kışkırttı.
Alperen Ocakları Karapürçekliler’i sorumlu tuttu
KENT
provokatörlerin girişimiyle kaynamaya başlarken BBP’nin gençlik örgütü Alperen Ocakları da DTP’lilerin toplandığı Funda Düğün Salonu’nun önünde
basın açıklaması yapıyordu. Grup
İstiklal Marşı’nı okuduktan sonra polise teşekkür edip dağılmayı planlarken Karapürçek’e geler bazı telefonlar olayın seyrini değiştirdi.
OTOBÜSLERLE KENTE GELDİLER
KARAPÜRÇEKLİ gençler, telefonların arkadaşlarından geldiğini anlatarak haberi duyan herkesin otobüsle Sakarya’ya doğru yola çıktığını söylüyor. Ancak Karapürçeklileri taşıyan otobüsler hem
jandarma hem de polis bölgesinde herhangi bir engellemeyle karşılaşmadan şehir merkezine kadar girebildi. Alperen Ocakları İl Başkanı
Erdem Ercan, bu saatten sonra yaşananlardan Karapürçeklileri sorumlu gösteriyor. Ercan, ‘Hiçbir olaya karışmadık. Karışanlar, Karapürçek’ten 4 otobüsle gelen şehit aileleridir. Fotoğraftakiler bizim arkadaşlarımız değil’ dedi.
BİR PARTİNİN GENÇLİK KOLLARI YAPIYOR
BÖYLECE sorumluluk şehit yakınlarına kaldı. Ancak kahvelerde bazı odakların daha önce de Sakarya’da çeşitli organizasyonlara
imza attığı konuşuluyor. Kentte rahatça hareket eden bu kişilerin
sokak eylemleri için zaman zaman bir siyasi partinin gençlik kollarıyla temasa geçtiği iddia ediliyor. star’a bilgi veren kaynaklar, sözkonusu gruba mensup gençlerin gerçekten istenen eylemleri yaptıklarına şahit olduklarına dikkati çekiyor.
Biz çiftçiyiz provokatör falan anlamayız, bilmeyiz
ŞEHİT Özdemir’in halasının oğlu İ.Ö.: Şehidimizi toprağa verdikten 72 saat sonra böyle bir organizasyon tertiplenmesi sadece bizim değil bütün
Türkiye’nin zoruna gitti. İlk başta 20-30 kişiydik, yarım saatte o kadar insan olduk. Oraya kimsenin canına kastetmek için gitmedik. Kırıldık, üzüldük o organizasyonun iptalini talep etmek için gittik. Bizi
Ergenekon’la bağdaştırdılar, ikinci
Madımak olacaktı dediler. Bizim elimizde
molotof bile yoktu. Taşlayanlar da bizden değildi. Birileri Sakarya’nın nabzını ölçmek istedi... Taş atanlar vardı, onları da tanımıyoruz. Biz çiftçiyiz, provokatörlükten anlamayız.STAR