Fethullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, kırmızı bülten hakkında yapılan ve hukuki niteliği olmayan haberlere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
"İnterpolün bir şahıs hakkında terör örgütü üyesi olduğundan bahisle kırmızı bülten düzenlemesi için öncelikle bahsi geçen terör örgütünün İnterpol tarafından terör örgütü olarak değerlendirilip listelerine bu şekilde geçirilmesi, arkasından bu şahsın belirtilen terör örgütünün eylemlerine hangi somut aktiviteleriyle katıldığının ve bunların suç teşkil eden yönlerinin delileriyle birlikte ortaya konulması gerekmektedir." diyen Albayrak, "Bu bilgiler ışığında net olarak söylenebilir ki, İnterpol Genel Sekreterliği kırmızı bülten çıkartmayacak ve ABD’de iade talebini mahkemeye dahi intikal ettirme gereği duymayacaktır. Bu kararlar iddiaların mesnetsiz ve hukuksuz olduğu için verilecek, ayrıca, bu kararlar Türkiye’nin hukuksuz taleplerde bulunduğunu da maalesef tescil edecektir." dedi.
İşte Albayrak'ın bilgi kirliğinin önüne geçen "Kırmızı Bülten hakkındaki doğrular" başlıklı değerlendrimesi..
Günlerdir medyada Sayın Fethullah Gülen hakkında kırmızı bülten çıkartıldığı, bulunduğu yerde gözaltına alınarak Türkiye’ye getirileceği şeklinde hiçte hukuki olmayan değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Bu iddiaların hiçbirisi doğru değildir. Hukuka aykırı olduğunu değerlendirdiğimiz bir yakalama kararı sonrasında, ne tür aşamaların olacağı ve hangi durumlarda kırmızı bülten kararı verilebileceği hususunu maddeler halinde öğrenmek isteyenlerin bilgisine sunuyoruz.
1- KIRMIZI BÜLTEN NE ANLAMA GELMEKTEDİR?
Bir soruşturma ya da kovuşturma kapsamında hakkında tutuklama kararı çıkartılan kişinin yurtdışından iadesinin sağlanması amacıyla İnterpole üye ülkeler tarafından aranmasını temin etmek amacıyla İnterpol Genel Sekreterliği tarafından alınan polisiye bir tedbirdir.
2- KIRMIZI BÜLTEN TALEBİ İÇİN NE TÜR KARAR ALINMASI GEREKİR?
Bir kimsenin yurt dışından iadesi sağlanmak amacıyla aranmasını teminen, İnterpol Genel Sekreterliği tarafından kırmızı bülten çıkartılması talebinde bulunulabilmesi için, öncelikle istenilen kişi hakkında mahkemelerce çıkarılmış yakalama kararının bulunması gerekmektedir.
Şüpheli veya sanık durumundaki kişiler hakkında uluslararası kırmızı bülten çıkarılması için, soruşturma aşamasında Cumhuriyet başsavcılıklarınca, kovuşturma aşamasında mahkemelerce talepte bulunulabilir.
3- KIRMIZI BÜLTEN İSTEME TALEBİ HANGİ ŞEKİLDE YAPILABİLİR?
Kırmızı Bülten Talebi, 16/11/2011 tarih ve 69/4 sayılı “Suçluların İadesi ve Hükümlü Nakli Konularında Adlî Makamlarımızca Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar” konulu Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün genelgesine uygun olarak hazırlanılan kırmızı bülten evrakınınCumhuriyet Başsavcılıkları veya mahkemeler tarafındanAdalet Bakanlığına gönderilmesi suretiyle yapılabilir.
4- ADALET BAKANLIĞI TALEP ÜZERİNE NE İŞLEM YAPAR?
69/4 sayılı Genelgenin 18. paragrafında belirtildiği üzere; ‘Türkiye’de bir suç işleyip yurt dışına kaçtığı duyumu alınan bir kimsenin yurt dışında Türkiye’ye iadesi amacıyla arattırılmasını teminen İnterpol Genel Sekreterliği tarafından kırmızı bülten çıkartılması talebinde bulunulabilmesi için, öncelikle bu kişi hakkında mahkemelerce tutuklama kararı veya şahıs mahkûm edilip cezası kesinleşmişse, hükmedilen cezanın infazını teminen Cumhuriyet Başsavcılığınca çıkarılmış yakalama emrinin bulunması gerekmektedir’ şeklindedir.
Temel mantık olarak kırmızı bülten, yeri tespit edildiğinde ve yakalandığında ancak iadesi istenebilecek şahıslar için tanzim edilir. Bir şahsın sadece ifadesinin alınması için kırmızı bülten düzenlenmez. Sadece ifade alınması uluslararası adli yardımlaşma (istinabe) yoluyla yapılacak bir işlemdir. Yeri tespit edilip yakalandığında iadesi için yeterli delil bulunmayan bir şahıs için kırmızı bülten düzenlenmesinin talep edilmesi doğru değildir. İadesi için yeterli delil bulunmadan kırmızı bülten talebinde bulunsa dahi İnterpol Genel Sekreterliği talebi değerlendirirken bu şartların varlığını arayacağından böyle bir durumda talep olumlu karşılanmayacaktır.
Kırmızı bülten yalnızca bir şahsın iadesi amacıyla tanzim edilir. Şahsın iadesi şartları oluşmadığı durumlarda yani suçlamaların ciddi olmadığı durumlarda kırmızı bülten talep edilemez, edilse de İnterpol Genel Sekreterliği tarafından dikkate alınmaz.
Adli makamlarca hazırlanan ve Adalet Bakanlığına iletilen kırmızı bülten evrakının öncelikle Adalet Bakanlığı tarafından genelgeye uygun olup olmadığıdenetlenmektedir. Adli makamların talep evrakında istenen belgeler ve delil içeriği açısından eksiklik varsa evrak ilgili adli makama geri gönderilmektedir. Eksiklik yoksa evrak kırmızı bülten talep edilmesi için İçişleri Bakanlığına iletilmekte ve bu Bakanlık tarafından da bir eksiklik bulunmadığı takdirde kırmızı bülten düzenlenmesi için merkezi Fransa/Lyon’da bulunan İnterpol Genel Sekreterliğinekırmızı bülten başvurusu iletilmektedir.
İNTERPOL YAPILAN TALEP ÜZERİNE NE TÜR İŞLEM YAPAR?
İnterpol Genel Sekreterliği öncelikle bu talebin gerekli olup olmadığı hususunda değerlendirme yapmaktadır. Tutukluluk yerine adli yardımlaşma yoluyla alternatif yöntemlerle kişilerin ifadelerinin alınmasının daha makul bir yöntem olduğu durumlarda talep kabul edilmemektedir.
Kırmızı bülten düzenlenmesi halinde şahıs aranmaya başlayacağı için İnterpol Genel Sekreterliği bu şekilde bir polisiye tedbiri uygulamadan önce o şahısla ilgili şahsın vatandaşı olduğu ülkenin mahkemesinden verilmiş bir tutuklama kararı veya yakalama kararı olmasını aramaktadır.
Sadece talepte bulunan ülkenin mahkemesinde verilmiş bir tutuklama kararı veya yakalama kararı olmadı yeterli olmayıp, şahıs yakalandığında suçun vehameti ve mevcut delil durumu itibariyle iadesi mümkün olması halinde kırmızı bülten düzenlenecektir. Talepte bulunan devletin suçu vahim olarak tarif etmesi mevcut delil durumunu kendisi için yeterli görmesi yetmeyecek, talep uluslararası hukukun temel prensipleri ve dünyada yaygın kabul görmüş hukuki teamüllere uygunluk arzettiği ölçüde kabul görecektir. Bu şekilde keyfi uygulamalara neden olacak başvurularıengellemek ve zaman içersinde kırmızı bültenin her durumda kullanmasından doğan sorunlarınönüne geçilmek istenmektedir.
İNTERPOLÜN ÖRGÜT SUÇLAMASI DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMAKTADIR?
İnterpol Genel Sekreterliği tarafından bir örgütün terör örgütü olarak kabul edilmesi için öncelikle Genel Sekreterlik Hukuk birimi tarafından olumlu görüş bildirilmesi ve Genel Kurulu’da örgütün terör örgütü olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Genel Sekreterlik devlet ve hükümet düzenini değiştirmek amacıyla kurulmuş ve bu amacı gerceklestirmek için sivil insanları öldürdüğü sabit olan bir örgut için bile amacının politik ve siyasi olduğunu belirterek terör örgütüdür şeklinde bir niteleme yapmaktan çekinmekte ve siyasi suçlarla ilgili bir işlem yapmanın İnterpolun Anayasası olarak kabul edlen Tüzüğün 3. Maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile kırmızı bülten düzenlenmesi talebini reddettiği bilinmektedir.
İnterpol, terör örgütü olduğu AB, Avrupa Konseyi ülkeleri ve ABD tarafından kabul edilen grup üyeleri hakkında ise genellikle bu polisiye tedbirin uygulanması gerektiği düşüncesindedir.Terör örgütü olduğu AB, Avrupa Konseyi ülkeleri ve ABD tarafından kabul edilen suç örgütlerinin üyeleri hakkında sadece üye olduğundan bahisle kırmızı bülten düzenlememekte, talebe konu şahsın hangi somut ve suç teşkil eden eylemleri ile terör örgütünün eylemlerine dahil olduğunun delillerle ortaya konulmasını beklemektedir.
İNTERPOL GENEL SEKRETERLİĞİ TALEP KONUSU KİŞİYİ DİNLER Mİ?
Kırmızı bülten düzenlenmeden önce yada düzenlendikten sonra kırmızı bülten düzenlenen şahısların avukatları İnterpol Genel Sekreterliğine başvurarak şahıs hakkındaki kırmızı bültene dayanak belgelerin birer örneğini isteyebilmekte; bilahare, kırmızı bülten düzenlenen suça ve dosyaya ilişkin itirazlarını Genel Sekreterliğe sunabilmekte; bunun üzerine, Genel Sekreterlik ilgili ülkeden ek bilgi talep edebilmekte; ek bilgilerin yetersiz olduğu kanaatine varıldığında ise kırmızı bülten kaldırılabilmektedir.
ÜYE ÜLKELER KIRMIZI BÜLTENE KOŞULSUZ UYARLAR MI?
Kırmızı bülten uluslararası bir tutuklama kararı olmayıp İnterpole üye olan 180’in üzerindeki ülkelerden herbirisinin kendisine farklı değer atfettiği ve suçluların tespitine yarayan polisiye bir işbirliği aracıdır.
Ülkelerin kırmızı bültene değer atfetmelerine göre 4 kategori bulunmakta; bazı ülkeler kırmızı bülteni herhalükarda uygulanması gereken bir tutuklama emri gibi görmekte, bazıları ise hiçbir durumda kendilerini bir şey yapma zaruretinde görmemektedir. ABD ve Anglo-sakson ülkeleri kırmızı bültene en az itibar eden ve bu bülten uyarınca en az işlem yapan ülkeler grubunda yer almaktadır.
Kırmızı bültene hukuki geçerliliği olan bir belge değil bir polisiye enstruman değeri atfeden çoğunluk batı ülkelerihakkında kırmızı bülten çıkarılan şahsı kendi ülkesinde tespit eder etmez durumu ilgili üşkeye bildirmekte ve o ğlkenin kendisine iade talebi göndermesini istemekte, ancak bu evrak gelinceye kadar bir özgürlük kısıtlaması çoğunlukla olmamakta ve sadece kırmızı bülten düzenlenmiş olması iadenin de mümkün olacağı anlamına gelmemektedir.
Kısacası iade işleminde ülkelerin çoğunluğu itibariyle iade talepnamesinin içeriğine, inandırıcılığına ve delillerin ciddiliğine bakmakta İnterpol Genel Sekreterliğinin yapmış olduğu değerlendirmeyi yeterli görmeyip kendileri değerlendirme yapmaktadır.
ABD KIRMIZI BÜLTEN HAKKINDA NE İŞLEM YAPAR
ABD mevzuatı kırmızı bülten gerekçesi ile yakalama tedbiri alınmasına imkan vermemektedir. ABD makamları kişi hakkında bir kırmızı bülten bulunsa bile mutlaka iade evrakının kendilerine iletilmesi ve iade talebinde bulunulmasını şart koşmaktadır. İade evrakı gittiğinde öncelikle ABD Adalet Bakanlığı çok sıkı bir inceleme yapmaktadır. Zira ABD Adalet Bakanlığı tarafından mahkemeye sunulan bir iade talebi kabul edilmediği takdirde Bakanlık bunu ciddi bir prestij zedelenmesi olarak görmekte, bu nedenle bu süreçteki değerlendirmelerini titizlikle yapmaktadır.
Yapılan başvurunun mahkemeye iletilebileceği değerlendirdiğinde dosya iade konusunda bir karar vermek üzere Federal Mahkemeye gönderilmektedir. Mahkeme iadesi istenen şahsın ve avukatının savunmalarını aldıktan ve dosya içerisinde yer alan bilgiler değerlendirildekten sonra talebin hukuka uygun ya da uygun olmadığı şeklinde karar vermektedir.
Bugüne kadar ABD tarafından Türkiye’ye terör örgütü üyesi olduğu iddia edilen herhangi bir şahıs iade edilmemiştir.
ÖZET OLARAK,
İnterpolün bir şahıs hakkında terör örgütü üyesi olduğundan bahisle kırmızı bülten düzenlemesi için öncelikle bahsi geçen terör örgütünün İnterpol tarafından terör örgütü olarak değerlendirilip listelerine bu şekilde geçirilmesi, arkasından bu şahsın belirtilen terör örgütünün eylemlerine hangi somut aktiviteleriyle katıldığının ve bunların suç teşkil eden yönlerinin delileriyle birlikte ortaya konulması gerekmektedir.
Delilleri inandırıcı bulunmayan başvurular reddedilmektedir.
Bu bilgiler ışığında net olarak söylenebilir ki, İnterpol Genel Sekreterliği kırmızı bülten çıkartmayacak ve ABD’de iade talebini mahkemeye dahi intikal ettirme gereği duymayacaktır. Bu kararlar iddiaların mesnetsiz ve hukuksuz olduğu için verilecek, ayrıca, bu kararlar Türkiye’nin hukuksuz taleplerde bulunduğunu da maalesef tescil edecektir.
Yapılacak bu şekilde bir başvuru ile İnterpol Genel Sekreterliği örgüt anlayışımızın değiştiğini ve bir dizi senaryosundan örgüt çıkartılmaya çalışıldığını görecek. Bu talebi kabul etmediği gibi bu başvurunun oluşturacağı olumsuz hava nedeniyle bundan sonra yapılacak başvurularda değerlendirilmeyecektir. Bunun sorumluluğu da elbette bu talepte bulunulmasını isteyen ve yapanların üzerinde olacaktır.
Sayın Fethullah Gülen’in ABD’ de ikamet adresinin bilinmesine, adli yardım talebi ile ifadesi alınmak istendiğinde ifadesini bulunduğu yerde verebileceği bilinmesine rağmen bu şekilde bir işlem yapılması işlemin hukuki olmadığını göstermektedir. Sayın Gülen beraatle sonuçlanan daha önceki iddialarla ilgili olarak adli yardımlaşma talebi gereğince ABD adli makamların ifade vermiştir. O zaman dahi Amerikan savcısının iddiaların ciddiyetsizliğine karşı şaşkınlığını izhar ettiği de bilinmektedir.
Bu soruşturmada adli yardım talebi yoluna başvurmaksızın algı yönetimi ve genel seçim sürecinde iç siyaset malzemesi olarak kullanmak amacıyla, bu girişimden sonuç alınamayacağı bilinmesine rağmen kasten bu yolun seçilmesi yapılan bu işlemin siyasi olduğunu tek başına ortaya koymaya yeterlidir.
Av. Nurullah Albayrak