Türkiye acılı anne ve babayı yürek yakan feryatları ile tanıdı. Çünkü üniversitede okuyan biricik kızlarının DHKP-C terör örgütünün ağına düşürdüğü gerçeği ile yıkıldılar.
Baba Hüseyin ve anne Yasemin Yücel, kızları Duygu Yücel'in son operasyon kapsamında tutuklandığı acı gerçeği ile yüzleşmişti. Aile terör örgütüne karşı mücadele başlattı. Emniyete gittiler, DHKP-C terör örgütü ile ilgili suç duyurusunda bulundular. Emniyet çıkışında da Samanyolu Haber'e konuştular. Gözleri yaşlıydı.
Baba Yücel, kızlarına ifade sürecinde terör örgütü tarafından baskı yapıldığını söylüyor. Kızını cezaevinde bekleyen tehlikeden dolayı duyduğu endişeyi dile getirdi. Baba, adliye önünde onları susturmaya çalışan örgüt avukatlarının, kendi avukatlarını tehditle devre dışı bıraktıklarını söyledi.
Duygu Yücel İstanbul Üniversitesi Sosyoloji 3. sınıf öğrencisiydi. Başarılıydı. Eşi ile ayrı yaşayan baba, terör örgütünün kızının boşluğundan faydalanarak kandırdığını söyledi. Hüseyin Yücel inşaat işçisi. Kızını vatana millete hayırlı bir evlat olsun diye dişinden tırnağından artırıp okutuyordu. Hayatlarını terör örgütü böldü.
Ana yüreği de her an cezaevinde bulunan kızı ile birlikte çarpıyor. İlk görüşmelerinde kızı ondan kitap istedi. Sonra, anne ile demir parmaklıklar ardındaki kızı arasında duygu dolu anlar yaşandı. Aile terör örgütüne meydan okudu. Kızlarını örgüte bırakmayacaklarını yeniden haykırdı. Devletten, milletten yardım istedi.