Siyasiler ve akademisyenler, Kobani bahanesiyle PKK ve HDP’nin Türkiye’yi savaş alanına çevirmesini yanlış politikalara bağladı.Terör örgütünün gücünün zirvesine ulaşması ve güvenlik güçlerinin görev yapamaz hale gelmesine vurgu yapan uzmanlar, Türkiye’nin Ortadoğu’da yeni bir askeri maceraya girmemesi gerektiğini savundu.
OLAYLARI SERBEST BIRAKILANLAR YÖNETİYOR
Çanakkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner: PKK, Suriye ve Irak’ta Türkiye’yi savaşa sokmak istiyor. PKK, Türkiye ve Suriye sınırını kaldırıp buradan fiili bir Kürdistan çıkarmaya çalışıyor. Çözüm sürecinde güvenlik önlemlerinde çok fazla zafiyet oluştu. KCK’ya karşı alınmış olan önlemlerin gevşemiş olduğunu görüyoruz. KCK kilit isimleri şuan ki eylemleri yönetiyor, organize ediyor. Olayların arkası incelendiğinde KCK tutuklularının serbest bırakılmış kişilerin etkin roller oynadığı görülecektir.
Türkiye, Irak ve Suriye’nin dışında kalmalı ne olursa olsun. Bu savaşlarda taraf olmamalı. Esed konusundaki ısrar da çok gerekli değil. Suriye’deki olaylar Türkiye’ye taşınmaya çalışılıyor. Etnik mezhepsel unsurlar üzerinden yapılmak isteniyor. Sokakta PKK yanlısı Kürtler ile milliyetçi Türkler’in çarpışması isteniyor. Mezhepsel anlamda çatışmalar çıkarılmak isteniyor. IŞİD yanlısı radikal dinci gruplar ile laikçi din karşıtı grupların çatıştırılması isteniyor. Birinci Dünya Savaşı'ndaki gibi Türkiye’nin askeri maceraya girmemesi gerekir. Suriye ve Irak’ta kazanılacak bir savaş yok, oraya giren kaybeder.
PKK, TARİHİNİN EN GÜÇLÜ DÖNEMİNİ YAŞIYOR
Turgut Özal Üniversitesi Siyaset Bilimi Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Akpınar: Kobani bir gerekçe oldu. Sokakların patlaması değil çözüm süreci denilen sürecin patlaması, hükümetin politikalarının patlaması yaşanıyor. Bir örgütün ha bire güçlendiği bir süreçte nasıl çözüm çıkar? PKK alabildiğine güçlenmiştir, ejderhalaşmıştır. Bugün PKK, tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor.
Sınır içinde militanlarını ikiye katladı, silahlar dağıttı, mahalle mahalle örgütlendi. Kobani olmasa yarın başka bir gerekçe ile aynı şeyi yapacaklardı. PKK her an bağımsızlığını ilan edilebilecek güce ulaştı. KCK liderleri salındığından dolayı örgüt bu kadar hızlı hareket edebiliyor. Şehirlerdeki bu organizasyonların tümü KCK organizasyonlarıdır.
1914 SONRASINDA YAŞANAN SÜRECE BENZİYOR
İpek Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemal Çiçek: Hükümetin, çözüm süreci dediği dönemde PKK’lı olup olmadığına bakılmaksızın bütün Kürt vatandaşlarımız cesaretlendirildi. Böylece bu adamlar Türkiye’de bazı şeyleri sokağa çıkarak, tehdit ederek elde edecekleri kanaati edindi. 1914’ten itibaren yaşanan olaylarla bugünkü olaylar arasında benzerlikler var.
Ortadoğu aşiretlerin, mezheplerin olduğu bir coğrafya. Türkiye kendini 16 yüzyılda sanıp asla Ortadoğu’ya ve Suriye’ye hiç bulaşmamalı. Esed’in Esed’den ibaret olmadığını arkasında Hizbullah, İran, Çin ve Rusya gibi büyük devletlerin olduğu unutulmamalı. Ortadoğu haritasını değiştirecek gücümüz yok.
ÖZERKLİK VERİLECEK ALGISI OLUŞTURULDU
Stratejisi ve Güvenlik Uzmanı, emekli Albay Mithat Işık: Türkiye’nin çözüm süreci yerine AB uyum yasaları ve reformları yapması gerekirdi. Sürecin uzaması ile sanki bölgeye özerklik verilecekmiş gibi bir algının oluşması sağlandı. Amerika’nın tampon bölgeyi kabul etmemesi buradaki düşüncesinin Türkiye’nin menfaatlerine olmadığını gösteriyor.
ÖRGÜTÜN ETKİ ALANI GENİŞLEDİ
BİLGESAM Başkanı Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Atilla Sandıklı: Çözüm sürecinde güvenlik konusunda müsamahakâr davranıldı. Toplum PKK’nın yönlendirmesine açık hale geldi. Bu yaşananların temel nedeni çözüm sürecinde güvenlik boyutunun ihmal edilmesi ve PKK’nın bundan faydalanması oldu. Yapılanların PKK’nın şehir ayaklanma stratejisi olduğunu görüyoruz.
TALİMAT İMRALI'DAN
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: Çözüm süreci denilen sürecin PKK’yı güçlendirme süreci olduğu ortaya çıkmıştır. Önümüzdeki dönemde bu süreç çeşitli unsurlar kullanarak Türkiye’nin başını ağrıtacaktır. Büyük gerilimlerin önümüzdeki süreçte olabileceğini söylemek mümkündür. Birinci Dünya Savaşı öncesi dünyanın durumuna benzemiyor bu dönem. Bütün problem yanlış teşhis yapan iktidarın. Terör örgütü mesafe kazanıp avantaj elde etmektedir. Yarın olan biteni iyi okuyan bir iktidar bütün bunları tersine çevirebilir.
Bugün'ün haberine göre, tehdit büyüktür ama önlenemez değildir. İktidar paranoyaktır. İçeride paralel yapı dışarıda Esed paranoyası doğru adımlar atılmasını engelliyor. Bugünkü olayların ana unsuru KCK’dır. Serbest bırakılanlar x gününü bekliyorlardı. İmralı’dan gelen talimatla KCK ve HDP harekete geçtiler.