İbrahim Türkmen, New York Brooklyn Federal Mahkemesi’nde yeminli ifade verdi. Davasının New York merkezli “Center for Constitutional Rights” (Anayasal Haklar Merkezi) avukatlık bürosundaki 10 kadar avukat tarafından üstlenildiğini belirten Türkmen, sabah 09.00’dan akşam 16.30’a kadar ifade verdiğini, mahkeme heyetinin tutuklanması sırasında ve cezaevinde yaşadıklarıyla ilgili sorular sorduğunu ve kendisinin de bunları yanıtladığını anlattı. Davasında ilk kez yeminli ifade verdiğini söyleyen Türkmen, ifadesinin hakime sunulacağını ve davanın devam edeceğini belirtti. İbrahim Türkmen, “Bu çok büyük bir dava, uluslararası davanın ismi 11 Eylül Davası. Benim davam ‘Turkmen v. Ashcroft’ olarak benden sonra açılan davalara emsal teşkil ediyor ve aynı adla anılıyor” dedi. Özel izinle ABD’ye gelmesinin ne anlama geldiği sorulduğunda Türkmen, “Amerikan hükümeti özel vizeyle beni buraya getirtti. Bu hukuka uyulduğunun bir delili. Bana ‘evet mahkemen var, gel deyip’, öte yandan vize vermeyebilirlerdi ve o zaman ben bu davayı kaybedebilirdim. ABD hükümetinin vizeyi ayarlayıp beni buraya getirtmesi hukuka saygısındandır” dedi. Bu noktada, Türkmen’in davayla bizzat ilgilenen avukatı Rachel Meeropol araya girip “Evet ABD hükümeti İbrahim Bey’e ifadesini verebilmesi için vize verdi ama bu vize verilmesiydi bile bu dava başka bir ülkede görülürdü, belki de Türkiye’de yapılırdı. Yani davanın düşmesi sözkonusu değildi” diye konuştu. Devletlerin ulusal ve uluslararası hukuku ihlal edebileceklerini belirten Türkmen, kendisinin hukuka saygılı biri olarak hakkını hukuki çerçevede aradığını vurguladı. Türkmen “Maddi ve manevi kaybımı telafi için ABD hükümetinden 1.5 milyon dolar talep ediyorum ve kazanırsam bu parayı insanlık için kullanmak istiyorum” dedi. “SUÇSUZ BULUNDUĞUM HALDE CEZAEVİNE GÖNDERİLDİM” Türkmen, Ekim 2001’de tutuklandıktan on gün sonra mahkemeye çıkarıldığını, mahkemenin suçsuz olduğuna ve ülkesine geri dönmesine biletini kendisinin alması kaydıyla izin verdiğini söyledi. Türkmen “Ben biletimi aldım ve suçsuz bulunmama rağmen 4 ay beni ülkeme göndermediler. New Jersey Passaic Cezaevinde tutukluluğum devam etti. Yani mahkeme kararına rağmen beni yeniden cezaevine gönderdiler ve çok kötü şartlar altında orada kaldım. Buna karşı kimse birşey yapamadı. Burada artık hukuk tıkanmıştı, sırf ben değil benim gibi başkaları da aynı durumu yaşadı” dedi. İbrahim Türkmen, New York Başkonsolosluğu yetkililerinin de kendisini ziyarete geldiklerini, suçsuz olduğunu bildiklerini söylediklerini ve yardım etmeye çalıştıklarını ancak kimsenin elinden birşey gelmediğini vurguladı. “KORKTUM AMA GÖZE ALDIM” New York’a gelirken neler hissettiği sorusuna “Korkuyordum, açıkçası altı ay boyunca gelmemeye çalıştım, ama avukatlarımın ısrarı ve bana verdikleri güvence sonucu geldim, çünkü bu olayda ben kurbandım ve gelmem gerekiyordu. Sonuç tekrar tutuklanma da olsa gelmeyi göze aldım. Sonuçta yaşadıklarımdan sonra bu ülkeye gelmek hiç kolay olmadı, duygulu anlar yaşadım. Aklınızın almadığı, hiçkimsenin inanmayacağı, tahmin edilemeyecek ve kimsenin izah edemeyeceği bir hukuk ihlaliyle karşılaştım ve tekrar bu ülkeye geldim. Evet gelmek zor geldi ama hakkımı aramaya geldim” yanıtını verdi. İbrahim Türkmen, New York’ta çok iyi karşılandığını, avukatlarının bu işi çok iyi organize ettiklerini sözlerine ekledi. Türkmen dün gece Air France uçağıyla Türkiye’ye hareket etti. Konya’da bir süre imamlık da yapan 40 yaşındaki dört çocuk babası Türkmen, Ekim 2000’de turist vizesiyle ABD’ye gelmiş ve vizesi Nisan 2001’de dolmuştu. 11 Eylül olaylarından sonra Ekim 2001’de tutuklanan Türkmen 4.5 ay Passaic cezaevinde yattı. Türkmen, kendisini haksız yere tutukladıkları, cezaevine koydukları ve cezaevinde kötü muameleye maruz bıraktıkları için, ABD Adalet Bakanı John Ashcroft, FBI Başkanı Robert Mueller, ABD Göçmen Bürosu yetkilileri ve New Jersey Passaic Cezaevi şefi hakkında 1.5 milyon dolarlık maddi ve manevi tazminat davası açmıştı.