Herkes özgün adının 'Üzüntünün Beş Aşaması' (5 Stages of Grief) olduğunu sanıyor ama aslında Elisabeth Kubler-Ross'un 1969'da yayımladığı ve benim Türkçeye anlamlı biçimde çeviremediğim 'On Death and Dying' adlı kitabının ilgili bölümünün başlığı 'Kötü Haber Almanın Beş Aşaması' (5 Stages of Recieving Catastrophic News).
Bu beş aşama o kadar ilgi çekti ki, pek çok
Hollywood filmine konu oldu, hatta hakkında başrolünde Dustin Hoffman'ın oynadığı ve ünlü komedyen Lenny Bruce'un hayat hikâyesinin konu edildiği bir komedi filmi bile yapıldı.
Bu kitabı ve artık çok ünlü olan '5 aşama'yı hatırlamamın nedeni ise
seçim sonuçları sonrası, seçimi kaybeden partilerin, özellikle de
Cumhuriyet Halk Partisi ve
Milliyetçi Hareket Partisi'nin kimi sözcüleri başta olmak üzere pek çok köşe yazarımızın içine girdiği ruh halini yansıtan sözleri, yazıları oldu. Son olarak Deniz
Baykal'ın 'Biz aslında başarılı olduk' anlamında sözler etmesi ise tuzla biber ekti.
Önce biraz
teknik ayrıntı.
Aslında Elisabeth Kubler-Ross'un kitabında diyelim ölümcül
hasta olan birisinin o haberi aldıktan sonraki, kendi ölümü gerçeğiyle yüzleşmesine giden yolu anlatıyor.
Elbette üzüntü veya kitaptaki orijinal adıyla 'katastrofik haber' veya yas, acı gibi şeylerin nasıl yaşandığı bireyden bireye değişebilen, belli bir şablona oturtulması kolay olmayan şeyler. Ama yine de, az sonra okuyacaksınız zaten, aktaracağım beş aşama, 'katastrofik haber'in kabullenilmesine giden yolu büyük ölçüde belirliyor. Ancak ve ancak bu beş aşamadan geçildikten sonra gerçek üzüntü yaşanabiliniyor.
Ve uzmanlar uyarıyorlar:
Eğer bu beş aşamadan geçilemezse, mutlaka profesyonel
yardım almak şart!
Gelin, şu beş aşamayı seçim kaybeden
CHP üzerinde deneyelim.
1. Aşama-İNKÂR: Tarhan Erdem'in anket sonuçlarına bakılır ve 'Tarhan Erdem'in
Deniz Baykal'dan nefret ettiğini bilmeyen yok, sonuçlar
o yüzden böyle' denir.
2. Aşama-ÖFKE: Oy vermeyen
halkın aptal, cahil, yalancı, satılmış olduğu söylenir.
3. Aşama-PAZARLIK: Seçimin kaybedilmiş olduğu gerçeği yavaş yavaş belirginleştikten sonra, 'Ama biz de oyumuzu geçen seçime göre arttırdık', 'Seçimde başarılı sayılmak için illa
iktidar olmak gerekmez' gibi cümleler kurulur.
4. Aşama-DEPRESYON: İçten içe, 'Yoksa ben hiçbir zaman başbakan olamayacak mıyım, ahir ömrümde tek başıma iktidarı göremeyecek miyim' denmeye başlanır.
5. Aşama-KABULLENME: Ve nihayet, seçimden başarısızlıkla çıkıldığı kabullenilir ama
ümit korunur: 'Bir sonraki seçime tek başıma iktidarız.'
Bu aşamaları kendi üzerinizde de deneyebilirsiniz isterseniz. İlla büyük bir üzüntüye uyarlamanız gerekmez, sabah evden telaşla çıkmaya çalışırken anahtarlarınızı bulamamanız veya gece evinize hırsız girdiğini fark etmeniz halinde yaşadığınız aşamalar da bundan farklı değil aslında.
Bazı hatırlatmalar yapmama da izin verin: Her zaman bu beş aşamayı sıralı biçimde yaşamak gerekmez, bazen iki veya üç aşamayı aynı anda yaşayabilir veya bazen sırası değişebilir ama sonuç aynıdır: Başa gelen kötü şeyi kabullenmek bir süreçtir ve yaşanması gerekir, yoksa başınıza gelen kötü şeyi hiçbir zaman tam olarak idrak edemez, aradaki aşamalardan birinde, mesela depresyonda, mesela inkârda, mesela pazarlıkta, mesela
öfkede takılıp kalabilirsiniz.
İşte o zaman profesyonel yardım almalı, acınızla başa çıkmayı öğrenmelisiniz.
Şimdi ben bir kısım propagandacı köşe yazarını, 'Sandıktan karanlık çıkacak' diyen bir gazeteyi ve CHP ile MHP sözcülerini bu gözle izliyorum. Umarım bütün bu aşamaları yaşarlar ve sonunda seçimin sonucunu doğru dürüst okumayı başarırlar. Şimdilik gördüğüm inkâr ve öfke aşamalarında olunduğu.
Ama Deniz Baykal bana umut verdi, o galiba inkâr, öfke ve pazarlık aşamalarının üçünü bir arada yaşamış, umarım dördüncü ve beşinci aşamaları da yaşar.
İSMET BERKAN/RADİKAL