Açmabaşı köyünde 2005 yılında
Tapu Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan alan tespit çalışması sonrası 50 hak sahibine tapuları verildi. Büyük bir mücadelenin ardından tapularını kazanan köylüler, 6 senenin ardından
Hazine'nin, 'Tapuların sehven verildiği' gerekçesiyle tapuların iptal edilmesi için açtığı
davanın şokunu yaşıyor. Köylüler
Melen Projesi istimlaklarının başlayacağı zaman Hazine tarafından böyle bir dava açılmasını manidar bulduklarını belirterek haklarını sonuna kadar arayacaklarını söylediler.
Kocaali ilçesi Açmabaşı Köyü sakinleri hazineyle davalık oldu. Dededen kalma
arazilerinin 6 sene önce tapularını alan köylüler hazinenin, tapuların iptali için açtığı davayla neye uğradıklarını şaşırdılar. Yaklaşık 100 yıldır aynı yerde yaşayan ve dededen babaya babadan oğula geçen tarlalarını kaybetmek üzere olan köylüler hukuk mücadelesi başlattı.
Köy Tüzel kişiliğine ait olan tapulu Köy Konağı için de dava açıldığını belirten Açmabaşı Köyü Muhtarı Alim Hoşgör, bölgenin 1915 yılına kadar Ermenilere ait olduğunu ve Ermenilerin bölgeyi terk etmesinin ardından dedelerinin bu topraklara yerleştiğini belirtti.
Bu arazilerin zamanında 2 çift öküz, bazılarının da para karşılığı alındığını ifade eden Muhtar Hoşgör, "1938 yılına kadar hiçbir sorun yok. 1938 yılında Hazine bu arazileri kendi üzerine tapulamış. Ama bu olaydan kimsenin bugüne kadar haberi yoktu. Ta ki bizlere dava açılana kadar. Vatandaşımız 100 yıldır bu arazileri kullanmış. Hazine bu süre zarfında hiçbir şekilde ecri misil istememiş. 2005 yılında da tapu
kadastro bu gölgede bir çalışma yaptı. Çalışma sırasında Hazine'den
eleman istendi. Ancak Hazine elemanlarını olmadığını sözlü olarak ifade ederek göndermemiş. Çalışmayı yapan
ekip de mevcut kullanıcılar üzerine tapuları çıkarmış. Tam Melen Projesi istimlaklarının başlayacağı zaman hazine arazilerini hatırlamış ve tapu iptal davası açmıştır" dedi.
Köylerinde maden arazileri olduğunu belirten Muhtar Hoşgör, bu çalışmalar yapılırken Hazinenin bu durumu neden takip etmediklerine bir anlam veremediğini söyledi. O yerlerin
hazine arazisi olduğunu bilen tapu kadastro elemanlarının da neden vatandaşın üzerine tapu yaptıklarının sorgulanması gerektiğini kaydeden Hoşgör, "Zamanında bunlar yapılsaydı bunca insan
mahkeme kapılarında sürünmeyecekti. Bu davayı kaybedersek mahkeme masrafları da vatandaşlara ödettirecekler. Hazinenin ihmali vatandaşa para ve zaman kaybettirecek. Konu hakkında bilgisi olmadığından
avukat tutacak, avukat parası işin cabası olacak. Sosyal devlet vatandaşına yardımcı mı olur eziyet mi eder? Çevremizdeki Kavutpelit, Kirazlı, Kestanepınarı ve
Aktaş köylerinde zamanında
Rumlar oturmaktaydı. O köylerde bu çalışmalar yapılmıyor. Neden sadece Açmabaşı ve Karapelit köyleri? Çünkü melen Projesinin içindeyiz" diyerek, Melen Projesi kapsamında bu uygulamaya maruz kaldıklarını iddia etti.
Sahipsiz arazilerin 20 yıl bir kişinin kullanımında kaldığı zaman tapu alabildiğine dikkat çeken Muhtar Hoşgör, "Devlet vatandaşın babası mı düşmanı mı? Bu yerlerde üretilen ürünlerden, fındıktan devlete
vergi verilmiş, katmadeğer sağlanmış. Tapu harcı yatırılmış vergileri ödenmiş" diyerek, 50 hak sahibinin bir anda bütün mal varlıklarını yok pahasına kaybedeceklerini anlattı.
Söz konusu dava açılan vatandaşlardan biri olan ve 4 dönüm tapulu arazisi bulunan Tahsin Gedik, arazinin içinde evinin ve ahırının olduğunu ve bu topraklarda doğup büyüdüğünü belirterek, "Devlet burası bizim çıkın diyor. Nereye gideriz, neyle geçiniriz?" diyerek mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi.
23,5 dönüm arazi sahibi olan ve bu alanın 20 dönümü için tapu iptal davası açılan
Mevlüt Çakal ise, "Bu araziler bize dedelerimizden intikal etti. Tapuları verdiler. Şimdi de yanlışlık oldu geri verin diyorlar. Bizim bütün dünyamız bu topraklar. Şimdi ne yapacağız?" dedi.
22 dönüm arazi sahibi olan Hasan Akbıyık ise bütün hayatının bu arazilerde geçtiğini dedesinden babasına babasından da kendisine kalan arazinin tapusunu 6 sene önce aldıklarını belirterek, "Maalesef arazi problemimiz var. 6 yıl önce tapularımız verdiler. Şimdi geri istiyorlar. Tek geçim kaynağımız fındıkçılık ve bu araziler üzerinde yapıyoruz. Evlerimiz ahırlarımız hepsi orda geleceğimiz orada. Devlet geleceğimizi bizden alıyor" diye konuştu.
10 dönüm tapulu arazisi bulunan İsmet Ali Sarıbaş ise, önce tapu verip sonra da geri istenmesinin şaşkınlığını yaşadıklarını ve bunun mücadelesini sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi.
İHA