Bazılarının sıkıntısı fazla
Şu sıralarda dikkatim neredeyse bütünüyle ekonomide...
Konuyu açtığım bir ortamda, borsayı yakından izleyen, iş dünyasını içinden bilen ve kulakları da delik bir dostum, “Neden şaşırıyorsun ki?” diye başlayıp duruma farklı bir
açılım getirdi:
Küresel krizler çarptığı ülkelerde her
sektörü-herkesi sıkıntıya sokarmış; sıkıntının derecesi farklı olsa da... Oysa bizim gibi ülkelerde
ekonomik sıkıntıları herkes ve her sektör farklı yaşayabilirmiş...
“Eee?” dememle arkasını getirdi dostum: “Bazı büyük grupların 'kendilerine özel' krizler yaşadıklarını sanıyorum.”
İsimlendirmeden çok genel bir örnek verdi:
“Bir büyük holding düşünelim. Eli hemen her alanda olsun. Bir süre önce elindeki bir kurumu iyi parayla sattığı için -diyelim- iki milyar doları da zulada bulunsun. Böyle bir holdingin bugünün ortamında krize düşmemesi, hatta etkisi ülkede hissedilse bile 'Kriz yok' diye karşı propaganda yapması lâzım.”
Ya kriz tellâllığı yapıyorsa?
“Benim 'herkes kendi özel krizini yaşıyor' dememin de sebebi bu” dedi dostum.
“Holding içinden birileri durduk yerde kendi kavgalarını patron üzerinden veriyorlarsa ne olacak? Bazıları bu durumda işte. Bu tür kavgaların holdingin halka açık varlığı üzerinde olumsuz etkisi görülmesi kaçınılmaz. Küresel kriz olmasaydı bile...”
Daha geçen hafta örnek verilene biraz benzeyen bir holding olan OYAK'ın başındaki
Coşkun Ulusoy, “Bankayı iyi paraya sattık, elimizde nakit var, küçülmek yerine büyümeyi, Avrupa'da ucuza satılan işletmeler satın almayı düşünüyoruz” demişti. Elinde milyarlarca dolar olan holding böyle davranır, hiç krize girer mi?
“Parasını Türkiye'de tutuyorsa girmez” dedi dostum ve ekledi: “En fazla kâr getiren finansal araçlar Türkiye'de çünkü; bu sebeple
yabancılar şimdi bile Türkiye'yi terk etmekten kaçınıyor. Ancak sağla-solla hırlaşanlar, patronlarına, 'Milyarlarınızı burada tutmanız hükümetin işine yarıyor, Türkiye'den daha kârlı finansal araçlar var dünyada; gelin o parayı 'hedge fund'larda, yabancı bankaların pazarladığı kâğıtlarda değerlendirelim' aklını vermişlerse?”
Vermişlerse ne olur? “Ne olacak” dedi dostum, “Holding, dünyayı sarsan küresel krizin içerisine düşer ve krizi bizlerin hissetmediğimiz oranda sert algılar.”
Bu durumda,
Başbakan Erdoğan'ın “Bizde kriz yok, bunlara ne oluyor?” sorusu da cevabını bulmuş oluyor. İçimizde ayağı Türkiye'ye basanlar ve ekonomik krizi kendi çapımızda -yani az- hissedenler olduğu gibi, krizi Amerikalılar gibi derinden yaşayanlar da var.
Galiba bu açıklamayla bazılarının büyük sıkıntısını anladım.
Reha Muhtar, “Hangi holdingler, açıkla!” diye üstüme gelmesin; dostum “Hangi holdingler?” soruma omuzunu silkerek şu cevabı verdi: “
Gazeteci değil misin, onları da sen bul.”
TAHA KIVANÇ/YENİ ŞAFAK