Oğluna ve kendisine büyük haksızlıkların yapıldığını belirten anne Yorulmaz, gerekirse
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (
AİHM) gideceğini söyledi.
Yaklaşık üç ay önce
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla görüşen Yorulmaz'ın ifadeleri 3. Ergenekon iddianamesinde yer aldı.
4 yıl önce Bursa'da bir barda öldürülen
Oğuz Yorulmaz'ın annesi, Zaman'a konuştu. Davaya müdahil olma nedenini şu sözlerle anlattı: "Bana ve
vefat eden oğluma büyük haksızlıklar yapıldı. Onun için davaya müdahil olmak istiyorum. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) kadar gitmeyi düşünüyorum. Bu işin suçlusu kimse ortaya çıkmalı." 3
Kasım 1996'da meydana gelen
Susurluk Kazası'ndan sonra yapılan soruşturmalarda ismi geçenler arasında Oğuz Yorulmaz da vardı.
Anne Yorulmaz'ın 3. iddianamede yer alan ifadelerine göre, bir dönem Ankara'da
Özel Harekât Daire Başkan Vekili İbrahim
Şahin'in emrinde çalışan Yorulmaz, onun 'kirli işleri'nden dolayı İstanbul'a tayinini istemiş. Bar kavgasında öldüğü söylenen Yorulmaz'ın annesi Nurhan Yorulmaz, cenazede oğlu için feryat ederken, "Ben oğlumu memur verdim.
Çete yaptılar. Oğluma sahip çıkamadılar." demişti.
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla görüşen ve iddianamedeki ifadelerinde bu sözlerini yineleyen Yorulmaz, oğlunu öldürenlerin onu kirli işlerinde kullandıklarını ileri sürüyor. Oğlunun cenazesinde gazetecilere, "Evime gelin size bildiklerimi anlatacağım." dedikten sonra
küçük oğlu
Yavuz Yorulmaz'ın "Sus, yoksa beni de öldürteceksin." diye seslendiğini aktaran acılı anne, cenaze sırasında oğlunun arkadaşı eski Özel Harekâtçı Ayhan Akça'nın kendisiyle görüşmek istediğini de söylüyor. İddiaya göre Akça, Nurhan Yorulmaz'a, "Anne bak M.A. arıyor, geçmişle ilgili gazetecilere konuşmasın, ne isterse ben gerekeni yapacağım, yazlık, kışlık her türlü yardımı yapacağım diyor." demiş. Yorulmaz, bu olaydan sonra maddi beklentisi olmadığını ifade ederek konuşmadığını çünkü küçük oğlu Yavuz'un hayatından endişe ettiğini vurguluyor.
Oğuz Yorulmaz, hapisten çıktıktan sonra Sedat Bucak'la görüşmek için Ankara'ya gitmiş. Orada
Mehmet Ağar'la karşılaşıp kucaklaşmış ve bir süre konuşmuş. Ağar,
İbrahim Şahin aracılığı ile Susurluk'tan içeride yatanlara para gönderdiğini ve "Bu paraları değerlendirin, yatırım yapın." dediğini ifade etmiş. Oğuz Yorulmaz, eline sadece 100 dolar geçtiğini söyleyince de, "Vay, ş..., size bu kadar mı verdiler?" diyerek tepki göstermiş. Daha önce gazetelere yaptığı açıklamada, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'la görüştüğünü söyleyen Nurhan Yorulmaz, Mehmet Ağar'ın "Oğlun kötü insanlarla birlikte oldu." dediğini, Sedat Bucak'ın ise "Oğlun kötü insan değil. Yanlış iş yapmadı." diyerek taziyede bulunduğunu söylemişti.
VELİ PAŞA ÖLDÜRTSE, SENİ ARAR MI HİÇ!
Veli Küçük'ün oğluna Bursa'da açtığı
Strateji Güvenlik Şirketi adındaki güvenlik şirketine alma sözü verdiğini fakat sözünde durmadığını aktaran Nurhan Yorulmaz, oğlunun bu olaydan sonra bunalıma girerek etrafındakilere bir şeyler anlattığını söylüyor. Bir süre işsiz kaldığı için maddi sıkıntıya da giren Oğuz Yorulmaz'ın etrafına "Ben yıllarca devlete
hizmet ettim, bana sahip çıkmadılar. Bir işe bile almadılar." dediğini, İbrahim Şahin ve
Veli Küçük gibi isimlerin talimatıyla
cinayetler işlediğini anlattığını da ifade ediyor. Ölümünden kısa süre sonra Ayhan Akça'yla bir kez daha görüştüğünü, o sırada Akça'nın telefonunun çaldığını ve "Bak anne Veli Paşa arıyor. Bir ihtiyacın olup olmadığını soruyor. Veli Paşa öldürtmüş olsa bunu sorar mı hiç?" diyerek ikna etmeye çalıştığını da sözlerine ekliyor.
Nurhan Yorulmaz ifadesinin sonunda, bir televizyon kanalında söylediği sözlerin arkasında olduğunu vurgulayarak, "Sadece Veli Küçük ve İbrahim Şahin değil, T. Ç., M. Y., M. A. isimli kişiler de bu çetenin içerisinde. Geçmişte oğlumun yapmış olduğu cinayetlerden ve oğlumun öldürülmesi olayından hepsi sorumlu. Hepsinden şikâyetçiyim." demiş. Yorulmaz'ın daha önceki açıklamalarından kısaltmayla geçen isimlerin
Tansu Çiller,
Mesut Yılmaz ve Mehmet Ağar olduğu sanılıyor.