Trafik
kazaları ve
kural ihlalleri sıralamasında ipi göğüsleyen il olan
İstanbul'da
Cuma hutbesi ile vatandaşlara
trafik kurallarına uymanın önemi hatırlatıldı. Olayın dini boyutuna değinilen hutbede kural ihlalinin nedenli bir
kul hakkı olduğuna vurgu yapıldı. Ayet ve hadislere atıfta bulunularak her yıl trafik kazalarında kaybettiğimiz ya da
sakat kalan yüzlerce kişinin vebalinin kazaya sebebiyet veren kişilerin olduğu üzerinde duruldu. Sadece
ölüm ya da sakat kalma değil başkalarının hakkını
gasp edecek tüm kural ihlallerini yapanın ahirete kul hakkı ile gideceği hatırlatıldı. İşte bugün İstanbul'da tüm camilerde okutulan hutbeden bazı kısımlar...
Muhterem Müslümanlar!
İnsanları
akıl ve irade sahibi, varlıkların en şereflisi olarak yaratan
Allah, onlara çeşitli sorumluluklar yüklemiştir. Yüce Rabbimiz “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre miktarı kötülük işlerse onun cezasını görecektir”[1] buyurmaktadır. İnsanlar hiçbir zaman sınırsız bir şekilde özgür değillerdir. Bir kişinin özgürlüğü başkasının özgürlüğünü engelliyor, kul hakkına zarar veriyorsa bu
özgürlük değil, o kimsenin hakkına tecavüzdür. Bu açıdan üzerinde önemle durmamız gereken konulardan biri, trafikte ihlal ettiğimiz kul haklarıdır.
Çünkü maalesef ülkemizde trafik kazaları, insan hayatı için ciddi tehdit haline gelmiştir. Adeta kanayan yaramız, akan gözyaşımızdır. Nice yetişmiş insanımız, bilim v
e devlet adamımız, din büyüklerimiz, pek çok kıymetli vatan evladımız trafik kazalarında
kurban verildi. Binlerce
aile yok oldu. On binlerce çocuğumuz yetim kaldı veya hayatını kaybetti. Bu kazalara sebep olan, insanın bizzat kendisidir.
Trafik kazaları için “ne yapalım kadermiş” deyip geçemeyiz. Çünkü Allah Teâla iyiyi kötüden doğruyu yanlıştan ayırt edebilsin diye insana akıl ve irade vermiştir.
Sevgili peygamberimiz Hz.
Muhammed (s.a.v) “Müslüman eliyle ve diliyle diğer Müslümanlara zarar vermeyen kişidir”[2] buyurmaktadır. Trafik kazalarına sebep olanlar, sadece kendi can ve mallarını
tehlikeye atmakla kalmamakta, başkalarının da can ve malına zarar vermektedirler.
Kuran’ı Kerim’de “…Bir kimse bir insanı öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibidir; ve bir kimse bir hayat kurtarırsa bütün insanlığı kurtarmış gibidir”[3] buyurulmaktadır.
Yine Yüce Rabbimiz, “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız”[4] buyurmaktadır. Oysa trafik kazalarında kendimizi tehlikeye attığımız bir gerçektir. 2008 yılında trafik kazalarında 8.000 insanımız can verdi ve 185.000 insanımız da yaralandı veya sakat kaldı. Ortaya çıkan maddi
hasar ise yaklaşık 13-14 milyar TL dir.
Değerli Mü’minler!
Trafik kurallarına uymamak kul hakkını ihlal etmektir. Araçları yaya kaldırımlarına park etmek, gereksiz yere korna çalarak bebek,
hasta ve yaşlıları rahatsız etmek, trafik ışık, işaret ve levhalarına zarar vermek, uykusuz ve yorgunken
araç kullanmak, bakımsız araçlarla trafiğe çıkmak,
aşırı hız veya hatalı sollama yaparak bırakın kaza yapmayı, başkalarının korkmasına, ürkmesine veya tehlike atlatmasına yol açmak bile kul hakkını ihlaldir. Oysa “Yürüyüşünde ölçülü ol”[5] buyuran Rabbimiz, kul hakkıyla huzuruna gelinmesini asla istemez. Sevgili peygamberimiz “İbadetlerini yaptığı halde kul hakkı yüzünden, ahirete eli boş çıkacak kimseleri gerçek müflis” olarak nitelendirmiştir.
Polis uyarısı ve trafik cezasından ziyade işin bu yönünü düşünmeliyiz. Trafik güvenliğini sağlamakla görevli devlet kuruluşlarında çalışan kişilerin de kul hakkı bilinci ile, boş vermişliğe kaçmadan ve kimseye ayrıcalık tanımadan
yetki ve sorumluluklarını yerine getirmelidirler.
Aziz Müminler!
“İnsanlara eziyet veren yoldaki bir taşı kaldırmayı” imanın gereği sayan bir dinin ve hayvanların açlıktan ölmemesi için vakıflar kuran bir kültürün mensuplarına trafik kurallarını çiğneyerek kendilerinin ve insanların can ve mallarını tehlikeye sokmak hiç yakışmaz.
Ortak aklın, uzun araştırmaların ve deneyimlerin sonucunda ortaya çıkan trafik kurallarına uymak hem insanlık ve vatandaşlık görevi hem de Müslüman olmamızın gereğidir.
Yüce Rabbimiz cümlemizi kendisine hayırlı kul, Resülüne hayırlı ümmet ve Allah’ın yarattıklarına zarar vermekten sakınan hayırlı bir Müslüman kılsın.
İstanbul Müftülüğü Hutbe Komisyonu
TARIK DAYI - SÜRÜCÜ PROGRAMI