Türkiye'yi sular altında bırakan,
Güneydoğu Anadolu'da 42 kişinin ölümüne neden olan yağışlar için 'Beklenen oldu' yorumunu yapan uzmanlar, küresel
ısınmanın tetiklediği sellerin her geçen yıl artacağını söyledi.
Uzmanlara göre, Güneydoğu Anadolu'da yaşanan sel felaketleri, bundan sonraki afetlerin de habercisi. Son yağışların kendisini şaşırtmadığını belirten İTÜ
Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, Güneydoğu'da yer sıcaklığı yüksekken Balkanlar'dan
soğuk hava akımının geldiğini belirterek, "Soğuk ve sıcak hava karşılaşınca, bulutlar hızlı ve büyük damlalı yağmur bıraktı. Bu seller her geçen yıl daha da artacak" dedi.
Şen, İstanbul'un yıllık yağış toplamının metrekarede 700 kilogram olduğunu, ancak geçen hafta metrekareye 100 kilogramla yıllık toplamın yedide birinin birkaç günde düştüğünü söyledi.
Kriz değil, risk merkezi
Bu değişime küresel ısınmanın neden olduğunu kaydeden Şen, bundan sonra sadece aşırı ve hızlı yağmurlarda değil, kar yağışında da anormallikler yaşanacak" uyarısında bulundu.
İTÜ Meteoroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Mikdat Kadıoğlu da iklim değişikliklerinin yağışların hızını artırdığını söyleyerek, yanlış yapılaşmanın felaketin boyutunu büyüttüğünü vurguladı. Türkiye'de
kriz merkezleri kurulduğunu, ancak sorunun oluşmadan engellenmesi için risk merkezleri kurulması gerektiğini belirten Kadıoğlu, "İnsanları kurtarmak başarı değil. Testi kırılmadan çare bulmalı" dedi.
Tahmin sistemine geçilmeli>
Seli basit formüllerle engellemenin mümkün olduğunu söyleyen Şen ve Kadıoğlu çözüm önerilerinde de bulundu:
Yerel yönetimler sel tahmin sistemine geçmeli. Aşırı yağış uyarısı yapıldığında hangi derelerin taşabileceği belirlenmeli, toprağın yağışı çekip çekemeyeceği tespit edilmeli.
Olası sel öncesi tehlikeli yerlerde yaşayanlar 2-3 gün toplama alanlarında barındırılmalı.
Sel tehlikesindeki bölgeler kum torbalarıyla çevrilmeli.
Kriz değil, risk yönetimi oluşturmalı, selden canlı kurtarmak yerine, sele hazırlıksız yakalanmamak için çalışmalar yapılmalı.
Milliyet