Referandumda '
evet' oyu kullanacaklarını açıklayan
Kurtulmuş, "Mahkemeden
iptal kararı çıkarsa hükümet
erken seçime gider" dedi.
Kurtulmuş, partisinin 11 Temmuzda yapılacak kongresi öncesinde, medya kuruluşlarının
Ankara temsilcileri ile Rixos Otel'de bir araya geldi.
Yaklaşık 8 yıldır
iktidar ve muhalefet arasında hoş olmayan bir üslup kullanıldığını savunan Kurtulmuş, kamplaşma ve kutuplaşma üzerine
siyaset yapılan bir ortamda partisinin farklılığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Bunun sonucunda partisinin, seçimde aldığı oydan daha fazla ilgi gördüğünü belirten Kurtulmuş, olası bir erken seçime hazır olunması için kongrede, kadroların yenileneceğini ve güçlendirileceğini söyledi.
Bir soru üzerine milletin kısır çekişmelerden sıkıldığını ifade eden Kurtulmuş, ''bir çok gereksiz tartışmaya ihtiyacından fazla süre tanındığını'' belirtti. Kurtulmuş, ''Terör konusunda bile bir
buluşma yeri bile tespit edilemiyorsa, bir şehit evinde buluşulsun'' önerisinde bulundu.
Numan Kurtulmuş,
koalisyona nasıl yaklaştığına yönelik soruyu yanıtlarken, partisinin siyasette ''anahtar parti'' konumuna geldiğini ifade etti ve ''
Saadet Partisi'nin ne Başkanlık Divanı'nda, ne Genel İdare Kurulu'nda, ne de parti koridorlarında herhangi bir
seçim ittifakı ya da koalisyon konusunda en ufak bir görüşme olmuştur'' dedi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Kurtulmuş,
Anayasa değişikliğiyle ilgili bir soruyu yanıtlarken Türkiye'de bürokratik oligarşi olduğunu söyledi.
Anayasa Mahkemesi'nin ''Senato gibi davrandığını'' ifade eden Kurtulmuş, Anayasa başta olmak üzere, Siyasi Partiler Yasası, Seçim Kanunu ve
TBMM İçtüzüğü değiştirilmeden demokratik bir yapının kurulamayacağını savundu. Kurtulmuş ayrıca, bu değişiklikler yapılmadan geçilecek
başkanlık sisteminin de ''seçilmiş
diktatör'' yaratacağını iddia etti.
TBMM'den kabul edilen
Anayasa değişikliğinin eksikleri olmasına karşın
demokratikleşme yolunda önemli yenilikler getirdiğini belirten Kurtulmuş, bundan dolayı
referandumda ''Evet'' oyu vereceklerini bildirdi.
Kurtulmuş, ''Anayasa Mahkemesi'nin bazı üyelerinin söylemlerinin ihsas-ı rey anlamına geldiği'' değerlendirmelerine işaret edilmesi üzerine, özellikle yüksek yargıçların sözlerine dikkat etmeleri gerektiğini vurguladı.
Referandum sürecinde millet ne derse herkesin ona saygı göstermesi gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, ''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da çağrımı tekrarlamak istiyorum; Kılıçdaroğlu diyor ki 'Biz milletin avukatıyız'. Yani eskiden
Ergenekon avukatlığından şimdi milletin avukatlığına doğru geçtiğini söylüyor. Çok doğru, çok olumlu. Bunu göstermek için de Anayasa Mahkemesi'nde CHP'nin iptal başvurusunu geri çekmelerini
tavsiye ediyoruz''
Kurtulmuş, bir başka soru üzerine, ''Ergenekon konusunda siyasetin düşmüş olduğu hataya Sayın
Genelkurmay Başkanı'nın düşmemesi gerekir. Ne siyasetçiler ne Genelkurmay ne de herhangi bir kurum, Ergenekon
davasının muhatabı değildir. Bu davanın muhatapları bireylerdir şahıslardır'' dedi.
''Siper'' tartışmalarına da değinen Kurtulmuş, bu tür tartışmaların gereksiz olduğunu, ''Siper şov yapmaya ihtiyaç duymadıklarını'' söyledi.
Kurtulmuş, başka bir soruyu yanıtlarken Refahyol döneminde
İsrail ile yapılmış bir tek anlaşa bile bulunmadığını ancak Refahyol'dan önce tesis edilen anlaşmaların sürdürüldüğünü bildirdi.
Kamuoyunda ''
Kayıp Trilyon'' davası olarak bilinen davaya ilişkin bir soruyu yanıtlarken de Kurtulmuş, ''28 Şubat'ın antidemokratik havası olmasaydı bu dava olmazdı'' dedi.
Kurtulmuş, bir soru üzerine genel başkanlığa seçildikten sonra Necmettin Erbakan'ın, tavsiye ya da telkinde bulunmadığını vurguladı.