Ortaya çıkan
Balyoz eylem planını, hazırladığı iddia edilen kişiler bile inkar etmiyorlar.
İnsan aklının almakta zorlandığı bu
katliamlar silsilesi plan, bir ‘oyun senaryosu' olmakla savunuluyor.
Meğerse bir anda infiale kapıldığımız, yüreğimizin ağzımıza geldiği planlar
harp oyunuymuş.
Fatih ve
Beyazıt camilerine
bomba koyarak patlatmak meğer oyunmuş.
Cemaat can havliyle kendini sokağa attığında, onları orada kıstırıp irticai slogan atmalarını sağlayarak yürümeye sevketmek oyunmuş.
Bütün bu olup bitenin bir taraftan kameralarla kaydedilmesi oyunmuş.
Sarıklı cüppeli kişilerin Askeri Hava Müzesini basmaları oyunmuş.
Yunanistan ile dalaşmak ve onları kendimize saldırtmak oyunmuş.
Eğer
Yunanlılar pas vermezse kendi savaş uçağımızı düşürmek oyunmuş.
Kendi pilotumuzu şehit etmek oyunmuş.
Üstelik kendimiz düşürdüğümüz savaş uçağımızın Yunan jetleri tarafından vurulduğunu iddia edip kamuoyunu velveleye vermek de oyunmuş.
On binlerce kişiden oluşan ‘hükümeti
protesto askere
destek' nümayişleri tertiplemek oyunmuş.
Askeri öğrencileri ve erleri
sivil kıyafetlerle meydanlarda toplayıp
psikolojik harekat yapmak oyunmuş.
Gazetecileri tutuklamak oyunmuş.
Ülkede
sıkıyönetim ilan ettirilmesini sağlamak oyunmuş.
İktidarı devirme planları oyunmuş.
Savaş uçaklarının gözdağı vermek için
Meclis üzerinde alçak uçuş yapması oyunmuş.
‘Dost medya' ya da ‘dost unsurlar' da oyunmuş.
Çarşaf çarşaf anlatılanlar, bütün detaylarıyla yazılanlar 5000 sayfalık bir oyunmuş.
Bunların hepsi harp oyunuymuş.
Peki bu oyuna kimler katılıyor ?
Bu oyunu oynayanlar kim ?
29'u
general toplam 162 tane
subay.
Düşünebiliyor musunuz ?
Bu ülkenin Türk Silahlı Kuvvetlerinin tam 162 rütbeli subayı oturup günlerce bir oyun oynuyor.
Üstelik oynadıkları oyunun bütün piyonları milletin ta kendisi.
Bu oyun da şimdi kalkılıp ‘harp oyunu' diye savunuluyor.
Ama işin ilginç tarafı harp oyunu diye savunulan katliam planları milleti
hedef alıyor.
Düşünebiliyor musunuz ?
Bu kadar general ve subaydan bir Allah'ın kulu çıkıp ‘arkadaşlar ne oluyoruz' diye sormuyor.
İçlerinden hiçbiri kalkıp da ‘böyle oyun mu olur' diye
itiraz etmiyor.
Hiçbirisi ‘oyunun tadı kaçtı' demiyor.
Hiçbirisi ‘biz TSK'yı yöneten insanlarız, millete karşı oyun bize yakışır mı' diye sorgulamıyor.
Eğer bu planlar oyun olsa birisi mutlaka itiraz etmez miydi ?
Bunlar oyun olsa birisi mutlaka itiraz etmeli değil miydi ?
Bu kadar kan donduran planı, bu kadar vahşi katliam tertibini, bu kadar toplumsal infial tetiklemesini içeren bir oyunu hangi ülkenin ordusu kendi milletine karşı senarize etmiştir acaba ?
Bu planlar eğer gerçekten oyunsa TSK'yı yönetenlerin ciddiyetini sorgulamak gerekmez mi ?
Balyoz eylem planının yapıldığı 2002-2003 tarihlerinde Türkiye'nin yanıbaşında
Irak savaşı sürerken,
terörle mücadele devam ederken, koca koca generallerin oturup oyun fantezileri kurmasına millet ne der acaba ?
Millet 162 tane general ve subaya ‘oyun oynayacağınıza işinize gücünüze baksanıza' demez mi ?
Millet kendi ordusunun komutanları hakkında ‘bunlar kafayı mı yemiş' diye düşünmez mi ?
Millet bir taraftan da, daha önce ortaya çıkarılan bütün eylem planlarının gerçek olduğunu görüp, ‘yoksa Balyoz da onlar gibi bir oyun mu' diye sormaz mı ?
Yoksa millet ‘kimi kandırıyorsunuz kardeşim ne oyunu bu' mu der ?
Yoksa millet ‘biz bu oyunları çok gördük' mü der ?
Milleti Balyozla ezmeye kalkanlar, bir düşünün bakalım;
Her şey bu kadar ayyuka çıkmışken millet bu ‘oyun' masalını artık yer mi ?
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLUHABER.COM