Diyarbakır'da meydana gelen
hain saldırıda verilen zaiyatın sorgulanması gerektiğini söyleyen , "
Aynı zamanda uluslararası strateji uzmanı olan Rektör Laçiner, saldırıların yapılış biçimleri ve zamanlamasının çok manidar olduğunu belirterek, "Yeni anayasa ve
demokratikleşme sürecine bir
sabotaj söz konusudur.
PKK çizgisinde herhangi bir kırılma, değişme olmadığı görülüyor.
Bunu yapanlar,
açılımı ne yazık ki bir fırsat olarak görmüyor. Demokratik açılımı, istismar edilecek yeni bir saha olarak görüyorlar." şeklinde konuştu.
Geçen günlerde meydana gelen hain saldırının,
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) açısından büyük bir başarısızlık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Laçiner, "Her şeyden önemlisi, bu saldırıda
13 şehit veriliyorsa büyük bir başarısızlıktır. Dönüp nerede hata yaptığımıza bakmamız gerekiyor.
Bu muhasebeyi, ilgili kurumların alınganlık göstermeden yapması gerekiyor. Görebildiğimiz kadarıyla son 30 yıllık
terörle mücadelemizde bir profesyonellik, uzmanlık sorunu var.
Ne yazık ki amatör insanlarla mücadelenin yürütüldüğünü görüyoruz. Zorunlu askerliğini yapan yüzbinlerce insan, yeterli eğitim alamadan, terörle ve teröristle mücadeleye tam anlamıyla hazır olamadan işin içine sokuluyor.
Kanaatim odur ki terör bölgesinde ne kadar zorunlu askerlik yapan kişi varsa hepsinin oradan çıkarılması gerekir. Tamamıyla profesyonellere bu işin bırakılması gerekir. Son saldırıda şehit olan 13 askerimizin tamamına yakınının
çavuş, er, onbaşı gibi zorunlu askerlik yapanlardan oluştuğunu görüyoruz.
Daha önceki
Aktütün ve
Dağlıca gibi saldırılarda da hep bu şekilde oldu. Askerlerimizin yeterli donanıma sahip olmadığını gördük. Kurumsal bir hata yapıyoruz. Güvenliğin örgütlenmesinde daha doğru kurumlara, yöntem ve araçlara ihtiyacımız var.
Gelişmiş dünya ne yapıyorsa yakından incelemek gerektiği kanaatindeyim. Düzenli ordularla terör mücadelesi yapılmasının zorluğuna dikkat çekmek gerekir. Terörle mücadele çok esnek, vuruş gücü çok kuvvetli, nokta atışı yapabilen, hızlı karar alabilen ve çok hızlı uygulayabilen kurumları gerektiyor.
En önemlisi esneklik ve mobilitenin yüksek olması lazım. Bunlar TSK'de olan özellikler değil. Bu kurumlar, terör gibi tehdit lere karşı yapılandırılmamıştır. Teröristle mücadelede yan
destek olarak kullanılabilir.
Ana mesul kurum, daha farklı özelliklere sahip olmalıdır. Jandarma, polis ve MİT gibi kurumlar veya bunların bir karışımı olabilir.
Terörle mücadelede askeri kullanırsanız, ya çok aşırı güç kullanımı ortaya çıkar ve bu da terörün istismar ettiği alanları arttırır ya da ordu, aşırı güç kullanmadığı durumlarda iletişimde yaşadığı zorluklar, hantallığı, bürokrasisi, operasyonlara çok kalabalık ve bir komuta zinciri içinde çıkıyor olması gibi sebeplerden dolayı çok zayiat vermeye başlar." dedi.