Laçiner'den yargı hakkında ağır iddia

Hizbullahçıların tahliyesiyle gündeme gelen yargı tartışmalarına Sedat Laçiner’den sert sözler geldi.

Laçiner'den yargı hakkında ağır iddia

Laçiner, yargı sistemindeki tıkanıklığa işaret ederken ‘’Türkiye, Tunus olmaz diye bir şey yok’’ dedi. Gazeteci Faruk Bilgin’in sunduğu, Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Prof. Vedat Bilgin, Prof. Gökhan Çetinsaya ve Doç. Dr. Sedat Laçiner'in katıldığı TRT Haber’de yayınlanan Açı programında Hizbullah tahliyelerinin Güneydoğu’daki dengeleri ne yönde değiştirebileceği, bölgede seçim öncesi yeni bir çatışma ihtimali var mı sorusuna cevap aranırken. Tunus’da iktidarın devrilmesi ve bölgede ki yansımaları masaya yatırıldı. Hizbullahçıların tahliyesiyle kamuoyuna mal olan önemli davalarda yaşanan sorunların önemine değinen Laçiner, ‘’Hrant Dink’in yazdığı yazıyı anlamayan hakim ve savcıların bu ülkede olmasına şaşırıyorum, ya art niyetliler ya da çok cahiller üçüncü bir seçenek bulamıyorum. Hrant’ın yazdıklarını tam tersinden alıp onu mahkum ettiler, aynı şekilde KCK davasında Kürtçe konuşmak isteyen sanıkların isteğini ‘bilinmedik bir dil’ diyerek geri çevirdiler. Bir hukuk adamının toplumsal hassasiyete bu kadar yabancı olması akıl alır gibi değil. Hakim ve savcılar bu şekilde PKK’ya her türlü malzemeyi veriyor.’’ dedi. Hizbullah davasıyla ilgili olarak da ‘’Çatışmanın içine girmiş, katlettim demiş, itiraf etmiş; adamlar hala yargılanamamış buna hukuk sistemi değil zulüm sistemi denir. Bakıyorsun 1. derece mahkemenin verdiği kararı bir üst mahkeme bozuyor, yani bir vatandaş haklı da olsa haksız da olsa yüzde elli şansa sahip.’’sözleriyle acil yargı reformuna dikkatleri çeken Laçiner iddialarını ‘’Yargıtay'da, Danıştay'da büyük davalarda milyon dolarların dağıtıldığı söyleniyor bunun bir kısmının dedikodu olduğunu biliyoruz. Hiç şüphe yok ki çok iyi niyetli, düzgün hukuk adamlarımızda var ancak Osmanlı’dan bu yana rüşvetten yargılanıp da hapse giren bir tane hakim ya da savcı yoksa orada durulması gerekir.’’ sözleriyle sürdürdü. ‘’Neden sadece siyasilerin ve bürokratların yolsuzluk ve rüşvet iddialarını konuşuyoruz? Kol kırılır yen içinde kalır anlayışı artık değişmeli.’’ diyen Laçiner, İkinci önemli meselenin de ideolojik yargı ve ideolojik hukuk olduğunu söyledi. "28 Şubat sürecinden de iyi bildiğimiz gibi darbe dönemlerinde emir komuta zinciri içine ilk girenler hakim ve savcılarımız oldu. 2000’li yıllarda yüksek yargı şu anki seçilmiş hükümete karşı açık bir tavır aldı. Militarist grupların önemli bir ayağını yüksek yargı oluşturdu.’’ Türkiye’de yargının rejimi korumak amaçlı kurulduğunu ancak bu sistemin giderek rejimin altını oyacak hale geldiğini söyleyen Laçiner adalet sistemindeki tıkanıklığın giderilmesinin önemini ‘’Bir ülkede hukuk yoksa uğruna fedakarlık yapılacak devlet de yok demektir. Tunus’un bize örnek olması gerekiyor. Türkiye Tunus olmaz diye bir şey yok.’’ Sözleriyle vurguladı "HİZBULLAH 2011 SEÇİMLERİNDE NASIL ROL OYNAYACAK? Prof.Dr. Beril Dedeoğlu dün akşam TRT Haber’de yayınlanan Açı Programında ilginç açıklamalarda bulundu. Tahliyelerle gündeme gelen ve yeniden siyasi tabanını oluşturmaya çalışan Hizbullah AK Parti’nin Güneydoğu oylarını almaya çalışacaktır. Hizbullahçıların tahliyesinin Türkiye’nin siyasi denklemine nasıl eklenebileceği ve gelecek seçimlerde neler olabileceği üzerine bazı öngörülerde bulunan Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ‘’Hizbullah doğrudan hükümetle yani AK Parti’yle mi mücadele edecek ve bu mücadeleyi yaparken BDP’yi yanına mı çekmeye çalışacak yoksa hem AK Parti ve devletle hem de BDP’yle mi mücadele edecek bu üçlü denge hakkında bir şey söylemek için çok erken. Ancak Hizbullah şiddeti dolabında tutuyor. Demoklesin kılıcı gibi her an dolaptan çıkarabilir. Çıkan silah Kürtlere mi? BDP’ye mi? Devlete mi? kullanılacak onu henüz bilmiyoruz.’’dedi. Dedeoğlu, Hizbullahın önümüzdeki seçimlerde siyasete girmesinin ne tür ihtimaller içerebileceğini analiz ederken şunları söyledi ‘’Hizbullah şimdilik siyasi yol arayacağız, gibi bir tavır içinde. O yol bağımsız olarak meclise girmek mi, BDP’ye rakip çıkartmak mı AK Parti’ye karşı bir mücadele vermek mi diye sorarsanız birinci hedefin Güneydoğu’daki AK Parti oylarını almak olduğunu söyleyebiliriz. Muhafazakar kesimden AK Parti’ye giden oyları hem muhafazakar hem de kürt kimliği içinden geri almaya yönelik bir mücadele var ve durum BDP’ye yarayabilir.’’ Dedeoğlu sözlerini ‘’ Sonuç olarak bu üç türlü senaryonun da barışçı bir dil üstünden gittiğini düşünmüyorum’’ diyerek bitirdi.
<< Önceki Haber Laçiner'den yargı hakkında ağır iddia Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER