Láhika - 1 elde var bir
MALÛM, "
Taraf" Gazetesi gerçekten çok büyük bir mesleki başarıya
imza attı.
TSK’nın
sivil Türkiye’yi susta durdurmak için hazırladığı "Eylem
Planı"nı teşhir etti.
Ordu’nun nasıl bir "kışla mühendisliği" peşinde koştuğunu belgeleriyle ispatladı.
***
ASLINDA, yukarıdaki "plan" malûmu bir defa daha ilám ediyor. Tekrarlıyor.
Yani, 27
Mayıs darbesinden beri kendisine "kurtarıcılık" (!) ve "bekçilik" (!) misyonu vehmeden cihet-i askeriyenin "garnizon ideolojisi"ni ortaya koyuyor.
Belli ki, bundan bir milim vazgeçmemiş ve de vazgeçmeye niyetli gözükmüyor.
Nitekim,
Genelkurmay’ın "hiyerarşik kademenin onayını almamıştır" diye yaptığı o çevir kazı yanmasın "yalanlama" (!), aklı bir nebze çalışan hiç kimseyi tatmin etmedi.
Bendeniz de dahil hepimiz, "ya, öyle mii?" diye
bıyık altından müstehzi gülümsedik.
Biliyoruz ki, fesádı açıklayanlara karşı hakaretamiz
iftira ve ifadelerle de dolup taşan bu "yalanlama" (!), zevahiri kurtarabilmek ve minareye kılıf uydurmak için yapılmıştır.
***
ÖYLE, zira bunun aksi bir durum tahayyül edilebilir mi? Tersi olabilir mi?
Ancak, cevabı aramadan önce kısa bir parantez açmak istiyorum.
TSK yukarıdaki planını "Láhika - 1" diye adlandırmış ki, işte buna çok şaşırdım.
Demek bir ikincisi de var veya yolda ama, "ek" anlamına gelen o "láhika" Arapçadır.
Oysa malûm, zaten "andıç" kelimesinin de mucidi olan o TSK "arı dil" avukatıdır.
Nitekim, sanki karşılıklar Türkçeymiş gibi, Fransızcanın "restaurant" ve "mönü" kelimeleri orduevlerinde bundan böyle, İtalyancanın "
lokanta" ve "liste"siyle değiştirilmiş
Ve bu defa da "ek" yerine "láhika" demişler ki, sırrını hiç mi hiç keşfedemedim.
***
NEYSE, tekrar soruya dönüyorum. İşte, siz şimdi böyle bir "Láhika - 1" düşünün!
Ve bilin ki, kendi dümen sularında gitsinler diye gazetecileri "kafakola almaktan",
Güneydoğu’da tansiyonu hep yüksek tutmak amacıyla
Irak Kürtlerini kasten táciz etmeye; artı, adaleti etkileyebilmek için yargıçları "apoletlileştirmekten", toplumu ajitasyon ve propagandayla yönlendirmeye, o plandaki her bir madde ayrı bir anayasal suç ihtiva ediyor!
Üstelik bu defa, zaten adı üzerinde "
Eylem Planı", geçmişte yine
muhalif gazeteci fişleyen veya mahallede "
Ku Klux Klan" üyesi arayan zeká kıtı biçáreliklere düşmüyor
Askerlik sanatına uygun biçimde önce genel ve ana bir "stratejik"
hedef belirliyor.
Sonra da, yukarıda sıraladığım gibi, hin ve belden aşağı "taktik" ayrıntılara iniyor.
Başka bir deyişle, "Láhika - 1"deki k-u-r-m-a-y düzey üstünlüğü göz çıkartıyor.
Ancak tüm bunlara rağmen ve gözünüzün içine baka baka, sizin önünüze "
komuta kademesi tarafından onaylanmamıştır" diye bir "yalanlama" konuluyor.
***
OLABİLİR. Evet, belki gerçekten de doğrudur ve onaylanmamıştır. Ne değişir ki?
Çünkü, TSK yüksek kademesinin önünde her zaman ve her an, o-n-u-n talimatıyla hazırlanan ve onay bekleyen sayısız proje, plan ve
tasarım vardır. Bu, sonsuz sıradandır.
Ancaaak, "emir demiri, emir emiri keser" ilkesinin hüküm sürdüğü bir kurumda, askeri ve sivil bir suç oluşturan "láhika"ları
genç üsteğmenler eğlence olsun diye yazmaz.
Yok eğer yazıyorlarsa da, hem onların, hem de komutanlarının "anayasal rejime karşı
kumpas kurmak" suçundan derhal diván-ı harbe sevk edilmeleri gerekir.
O halde demek ki, "Eylem Planı"nı reddedemediği için "komutadan onay almadı" diye láfı döndüren "mazeret"leri ne küláh, ne
miğfer, ne kasket, ne de kukuleta yutar.
Ve her halükárda, o "
eylem planı" asla ve asla "stratejik hedef"ine ulaşmayacaktır!
Bunun gerekçelerini ben de yarınki kendi "Láhika - 2"mle açıklayacağım.
HADİ ULUENGİN/HÜRRİYET