Lüfer yiyemiyorsanız hamsi yiyin

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Tekinay, ''Paramız lüfer ve palamut almaya yetmiyorsa, hamsi de yiyebiliriz. Lüfer 50 lira oldu diye tezgahlara küsmemek, uzaklaşmamak gerekiyor'' dedi.

Lüfer yiyemiyorsanız hamsi yiyin

Tekinay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hamsi, sardalye ve istavrit gibi küçük balıkların vücut nitruent (besin zenginliği) analizleri yapılıp, lüfer, levrek ve çipura gibi iri balıklarla karılaştırıldıklarında çok büyük farklılıklarının ortaya çıkmadığını bildirdi. Bu anlamda, hamsi tüketen bir kişinin, lüfer tüketen biriyle sadece görsel olarak, göz zevki anlamında bir farklılık yaşayacağını vurgulayan Tekinay, hamside bulunan nitruent değerlerinin, insan sağlığına katkı açısından büyük balıklardan bir farkının bulunmadığını belirterek, şöyle konuştu: ''Lüfer çok güzel bir balık, göze ve sofraya hitap eden bir balık. Tüm sofraları süsleyen, göz zevki daha ağır olan bir balık. Damak zevkine bakıldığında lüfer, tabi ki bir hamsiyle yada sardalye ile karşılaştırılamaz. Ancak insan vücuduna girdikten ve metabolizmaya dahil olduktan sonraki katkıları, balığın içerdiği nitruentlere, yani besin zenginliklerine oranları ve insan sağlığına katkısına baktığımızda çok büyük farklılıklar olmadığını söyleyebiliriz. Paramız lüfer ve palamut almaya yetmiyorsa, hamsi de yiyebiliriz. Yani lüfer 50 lira oldu diye tezgahlara küsmemek, uzaklaşmamak gerekiyor. Tezgahlarda bulabildiğimiz ekonomik anlamda 3-5-7 yada 10 liralık balıkları da mutlaka tüketmemiz gerekiyor.'' SU ÜRÜNLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURULMALI Prof. Dr. Adem Tekinay, havaların soğumasıyla birlikte balık fiyatlarının artmasının beklendiğini söyledi. Bunun iki nedeninin olduğunu kaydeden Tekinay, ''Birincisi, yüzey sularının soğumasıyla balık kısmen dibe doğru hareket eder, göçmen balıklar daha ılıman su bulma güdüsüyle hareketlenmeye, göçmeye başlar. Bir de tabi hava durumunun sertleşmesiyle denizdeki av çabası düşer, denize daha az tekne çıkar, denizdeki tekneler daha az kalabilir veya fırtınalı durumlarda avlanmaya çıkılamaz. Bu da tezgahlardaki balık miktarını azaltarak fiyatları yukarıya çeker. Havaların soğumasıyla büyük ebatlı balıklar azalır. Ancak özellikle Karadeniz'de havaların soğumasıyla hamsi artar ve hamsinin fiyatının düşmesi beklenir. Binlerce ton hamsinin üretildiği kış döneminde hamsinin 4-5 liraya satılmasını bekleyebiliriz.'' Balık fiyatlarına, 10-15 günlük periyot içerisinde bakıldığında çeşitli dalgalanmaların görüldüğünü ifade eden Tekinay, şu bilgileri verdi: ''Tüm bu dalgalanmaları normal seviyelere ulaştırmak için bütün yetkililere sesleniyorum. Kırmızı et fiyatlarının el yaktığı bugünlerde vatandaş balık da yiyemezse çocuklar büyüyemez, hastalanma oranları artar. Balık fiyatlarını komisyoncuların insafına bırakmayın, herkesin yiyebileceği balıkların fiyatlarına kota koyun, bir balık fiyatı 10-15 günde yüzde 100 yüz 200 değişmemeli. Vatandaşın geliri aynı, balığı çok seviyor ve haftada en az 2 kez evine balık götürüyorken, fiyatta dalgalanma çok olursa vatandaşı tezgahtan uzaklaştırırsınız ve bu güzel alışkanlığını kaybeder. Bakınız, Türkiye'de yıllık kişi başı balık tüketimi 6-7 kilogram dolaylarında. Bu rakam Avrupada 25 kilo, Yunanistan'da ise 19 kilo. Zaten az balık tüketen bir toplumuz. Alabalık da olmasa iç bölgelerde neredeyse balık tüketimi tümüyle yok olacak.'' Avcılıkla elde edilen balıkların fiyatları arttığında, vatandaşları her zamankinden daha çok kültür çipurası, levreği ve alabalığı tüketmeye davet ettiklerini belirten Tekinay şunları kaydetti: ''Kültür balıklarında en azından fiyat dalgalanması yok ve en az deniz balığı kadar sağlıklı. Balıkçılar, balıkçılık ve su ürünleri sektörü sahipsiz. O nedenle Tarım ve Gıda Bakanlığı teşkilatı altında Su Ürünleri Genel Müdürlüğü'nün geciktirilmeden derhal kurulması lazım. En sağlıklı gıda olan balığa, balıkçıya ve balıkçılığa sahip çıkılması lazım.''
<< Önceki Haber Lüfer yiyemiyorsanız hamsi yiyin Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER