MHP neyin adresi olacak?-YORUM

Devlet Bahçeli bu soruya seçimden hemen sonra şu cevabı verdi: "MHP, Meclis'te uzlaşmanın, hoşgörünün ve diyaloğun adresi olacaktır. Ülkemizin, krizlere sürüklenmeden önümüzdeki zor dönemi başarıyla atlatmasında yapıcı rol oynayacaktır."

MHP neyin adresi olacak?-YORUM

Bu açıklama, yeni dönemde "MHP-DTP çekişmesi" üzerinden Türkiye çapında gerginlik bekleyenlerin öngörüsünü veya endişesini boşa çıkarttı. Önyargılar çoğu zaman karşımızda duran sorunları içinden çıkılmaz hale getiriyor. Korkuların, endişelerin ve empati yoksunluğunun beslediği önyargılar gözümüzün önünde duran gerçeği bile gölgeliyor. Siyasî rekabet demokratik ölçülerin dışına çıktığı zaman önyargılarla şekillenen düşman taraflar ortaya çıkıyor. Seçim sonrasının ferahlığı içinde geniş bir soluk alıp bu önyargıları gözden geçirmeliyiz. MHP Türkiye'nin en eski siyasî geleneklerinden biri. Doktriner milliyetçiliğin adresi olarak kurulduğu 1969'dan sonra çok köklü dönüşümler yaşadı. "Lider-doktrin-teşkilat" üçlemesi ile hiyerarşik ve totaliter bir örgütlenme ile çıktığı yolda, 1970'lerin sonunda "Türk-İslam ülküsü"nde karar kıldı. Yine Atsızcı "kan ırkçılığı" daha başlarda kısa zamanda tasfiye edildi; yerine Ziya Gökalp'in formülasyonuna uygun bir "kültür milliyetçiliği" geçti. En önemlisi, bu uzun tarihi boyunca bir doktrin partisi hüviyetinden çıkarak bir kitle partisine dönüştü. 1970'li yıllardaki baskın "anti-komünist" kimliğinin Soğuk Savaş'ın ortadan kalkması ile bir anlamı kalmadı. Mensupları 12 Eylül fırtınasında büyük eziyetlerle karşılaştı. Yoğun bir baskıya ve şiddete maruz kaldı. "MHP milliyetçiliği" bugün ideolojik yüklerini azaltmış ülke sevgisi, bağımsız bir devleti yaşatma ve ülke bütünlüğünü muhafaza çabası ile kendini gösteren bir kitle partisi milliyetçiliğidir. MHP'nin ülke bütünlüğü konusundaki geleneksel hassasiyeti, bu partiyi toplumun bu konudaki önceliklerinin doğal adresi haline getiriyor. Bölücü terör rahatsız edici boyuta çıktığı zaman; ülkeyi saran tehlikeler konusunda ortak bir endişe tırmandığında MHP bu endişelerin liderliğini üstleniyor. MHP'nin temel paradoksu şu: Bu endişelerin temsilcisi olmak ile bu endişelere kaynaklık eden sorunları çözmek birbirinden oldukça farklı yaklaşımlara ihtiyaç gösteriyor. MHP'nin Meclis'te temsil edilmesi, muhalefet partisi olsa bile bu sorunun çözümüne dair politika üretmesini zorunlu kılıyor. Bir öfkenin, bir tepkinin ifadesi ile çok soğukkanlı ve derin bir dikkatle ülke bütünlüğünü sürdürmeye çalışmak farklı tavırları gerektiriyor. MHP'nin 72 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının gurur ve mutluluk içinde bir arada barış içinde yaşayacağı bir siyasî-sosyal atmosfere katkıda bulunması, vatanın bütünlüğü ve devletin bekası için kaçınılmaz görevi. Milliyetçiliğe yönelik haksız "bölücülük" suçlamasının üzerine çıkarak, tersine ülkenin çimentosu olmak, birlik ve beraberliği bozan eğilimlerle mücadele etmek "milliyetçi sağduyu"nun gereği. Nitekim geçmişte MHP bu sorumluluğunu hiç aksatmamış, muhaliflerinin bile itiraz edemeyeceği biçimde merkezkaç güçlere karşı direnmişti. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bütün kışkırtmalara karşın ülkücüleri sokağın dışında tutma çabası, birçok gerginliğin soruna yol açmadan atlatılmasına katkıda bulundu. Seçim atmosferinin yapay gerginliklerine sünger çektikten sonra geriye sorumlu ve dikkatli bir MHP ve bu hassasiyetleri hakkıyla temsil eden Devlet Bahçeli kalıyor. MHP'li olmak biraz da Türk devletinde hisse sahibi olmak anlamına gelir. MHP'liler kendilerini bu ülkenin gerçek sahipleri olarak görürler. Devlet sahibi olmak ve bu sahipliği siyasî tavırlara yansıtmak herkese karşı kucaklayıcı olmayı gerektirir. Her parti, liderlerinin karakterinden, kişiliğinde etkilenir. Devlet Bahçeli'nin bütün siyasî hayatı boyunca taviz vermeden sürdürdüğü "centilmen" kişiliği, MHP'nin temel sorunlarda nasıl bir adres olacağına dair kesin bir fikir veriyor. MHP'nin Meclis'te güçlü bir şekilde temsil edilmesi Türkiye için hem bir şans hem de bir fırsat. DTP'nin temsil edildiği ve MHP'nin ise bulunmadığı bir Meclis'i gözümüzün önüne getirirsek, MHP'li Meclis'in sunacağı imkânları daha iyi görebiliriz. Bahçeli bizlere MHP'nin Meclis'te temsilinin aslında büyük bir şans olduğunu anlatıyor. Herkese düşen görev, bu şansı kullanmak ve Türkiye'nin dirliğine, birliğine, güvenliğine; belki en önemlisi kardeşliğine katkıda bulunmak olmalı. MÜMTAZER TÜRKÖNE/ZAMAN
<< Önceki Haber MHP neyin adresi olacak?-YORUM Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER