Ülkücü camianın önde gelen isimleri,
MHP kadrosunun milleti temsil etmediği için böyle bir sonuçla karşılaştığını savunuyor. Genel görüş, MHP'nin yanlış bir strateji yürüttüğü ama
ülkücülerin bu hataya düşmediği şeklinde.
Anayasa paketinin, halkın yüzde 58'lik desteğiyle kabul edilmesinde ülkücü taban önemli rol oynadı. Camianın önemli isimleri, hayır kampanyasına rağmen milliyetçi kesimin kalelerinden '
evet' oylarının yükselmesini MHP'nin, tabandan kopuk hareket ettiğinin belgesi olarak değerlendiriyor. Ülkü Ocakları'nın Kurucu Genel Başkanı
Ramiz Ongun, "Halkla
kavga eden bir siyasî anlayış, MHP ile tabanı arasında ciddi
uçurumlar oluşturdu." diyor. Eski MHP
Gençlik Kolları Başkanı
Ömer Özkan, geçmişte yaşanan sıkıntıları bilmeyenlerin 'hayır' cephesinde yer aldıklarını belirtiyor. Eski MHP
Trabzon Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu ise Devlet Bahçeli'yi istifaya davet ediyor.
Türkiye,
referandum sonucu
darbe anayasasının değiştirilmesini yüzde 58 oy oranıyla kabul etti. Darbenin mağdurları arasında ülkücüler de bulunuyordu. Ancak MHP yönetimi, referandumda darbe anayasasının değiştirilmesine karşı 'hayır' kampanyası yürüttü. Buna rağmen milliyetçi kesimin kalesi sayılan bölgelerden 'evet' oyları yükseldi. Ülkücü camianın önde gelen isimleri, bu durumu MHP yönetiminin tabandan kopuk hareket ettiğinin belgesi olarak değerlendiriyor.
Darbe anayasasına ülkücülerin gerekli cevabı verdiğini aktaran Ülkü Ocakları'nın kurucu Genel Başkanı Ramiz Ongun, MHP kadrosunun milleti temsil etmediği görüşünde. Ongun, "Halkla kavga eden bir siyasi anlayış, MHP ile tabanı arasında ciddi uçurumlar oluşturdu." diyor. Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanan ve işkence gören arkadaşları için hukuki mücadele başlatacaklarını ifade eden Ongun, referandum sonuçlarını 27
Mayıs, 12
Mart ve 12
Eylül darbeleriyle hesaplaşma olarak değerlendiriyor. MHP yönetiminin referandum sürecinde kaybeden taraf olduğunu ifade eden Ongun, sosyalist, ulusalcı ve
CHP söylemleri ile hareket eden Devlet Bahçeli'nin, milliyetçi muhafazakâr tabanla arasında uçurum bulunduğunu, tabanına inemeyen parti yönetiminin
tasfiye edilmesinin şart olduğunu belirtiyor.
Ülkücü kuruluşlar davasında idam talebiyle yargılanan
İrfan Sönmez,
12 Eylül 2010 itibarıyla halkın yönetimi ele aldığını, asker ve yargı üzerinde etkisi olan CHP iktidarına son verdiğini savunuyor. MHP'nin, muhafazakâr ve milliyetçi tabanına rağmen CHP ile aynı safta yer almasının sonucunu sandıkta gördüğünü söyleyen Sönmez, "MHP yönetimi büyük hata yaptı, ülkücü taban ise referandumda demokrasiye sahip çıktı." ifadesini kullanıyor. MHP'de tasfiye sürecinin başlayacağına inandığını anlatıyor. Bahçeli'nin referandum öncesi başlattığı kara propagandanın tutmadığını ve bunlara milletin artık itibar etmediğini savunuyor.