MHP'nin Erbil Açılımı Neden Olmasın?
Kendi ellerimiz ile dört bir yanımıza ördüğümüz
sipariş duvarları bir türlü yıkamıyoruz.
Bu duvarlar çok uzun zamandır bizi biz yapan bütün değerleri, birliktelikleri, kültür zenginliklerini
yabancı ve öteki olarak diğer tarafta tutmaya yarıyor.
Ve halen de başarılı olduğu alanlar maalesef o kadar çok var ki.
Kuşatıldığımız bu duvarların ortasında sıkışan bizimle birlikte geleceğimiz.
Gelecek nesillerimiz.
Şayet bu günlerde ciddi kararlar verip bu duvarları aşmayı denemez isek,hapsolduğumuz duvaların içindeki dünya da, birbirimizi yemeye başlayacağız.
1915 de…
1955 de…
1980 öncesinde…
Ve daha onlarcasında olduğu gibi…
Şimdi, geriye dönüp bakıldığında büyük resimden okunan, yakıcı bir fitne ile aldatıldığımız.
Hem de nasıl aldanma?
Şimdilerde görülen
Ergenekon davası neleri anlatmıyor ki anlamak isteyenlere!
Aldatılıp kardeş kardeşe
boğaz boğaza geldiğimiz günleri.
Aynı silahla karşıt grupların liderlerinin öldürüldüğü günleri.
Millete mumla ehveni şerrin aratıldığı günleri.
Ben o günleri bire bir idrak içinde yaşayan neslin bir ferdi değilim.
Hatırladığım şeyler.
Siyah beyaz TV ekranlarından izlediğim ve artık dünya böyle bir yer diye kanaatlerimin oluşmaya başladığı çatışma ve sonrasında ki
ölüm haberleri.
Benden yaşça çok büyük akrabalarımın
ODTÜ gibi okulları bırakarak
Ankara sokaklarında
damacana ile su satmaya başladıkları.
Ve birde babamın işten eve üst üste bazı günler bir hafta gelemeyişi.
Ve benzeri hususlar
O günlerden bu yana elbet çok şey değişti.
Ama değişmeyen ya da değişime direnen o kadar çok şey ve insan var ki.
Ortasında hapsolup kaldığımız bu duvarların arkasında yepyeni bir dünya ve gelecek aslında bizleri bekliyor.
Bu gelecekte korkular, düşmanlıklar ya da karşılıksız sevgiler yok.
Bütün bunları son dönemde MHP yi hapsolduğu etnik, lümpen,tufeyli milliyetçilik anlayışından kurtarıp
ümit vaad eden bir siyasi çizgiye çeken,
Devlet Bahçeli’nin
Abant Erbil toplantısı için sarf ettiği sözler nedeni ile yazdım.
Devlet Bahçeli ye ait olmadığı aşikâr olan kelimeler ve üslup ile ifade edilen “
okyanus ötesi” ifadesini acaba hangi saik söyletti.
Sayın Bahçeli hangi duvarlarla kuşatıldı.
MHP’nin hassasiyetleri şayet kendi ülkemizin bütünlüğü ise…
Şayet
Irak’ın Kuzeyi ya da Irak
Kürdistan Bölgesel Yönetimindeki soydaşlarımız Türkmenlerin rahat ve huzuru ise…
Kerkük’ün bir hayalet şehir olmaktan çıkması ise…
Irak’ın bütünlüğü ve parçalanmaması ise…
Hepsinin yolu birlik ve beraberlik havasından ve de aramıza çekilmiş duvarların yıkılmasından geçiyor.
Şayet devletin politikası
Ermeni meselesinde bile, muhatap devlet olan
Ermenistan ile
diyalog ve konuyu tarihçilere
havale etmekten geçiyor ise, neden sınırın hemen ötesinde yüzyıllarca aynı kaderi ve kederi paylaştığımız insanlarla entelektüel bir diyalog arayışının bir arka plan
hedefleri olsun.
Üstüne üstlük karşınızda sizinle diyaloğa geçmek için, dokuz
takla atan insanlar varsa.
Ve bu insanlar
Türkiye yi kendilerine bazı
sakat yönleri ile bile
model almışlarsa.
Bundan ictinab etmenin ve onları başkalarının kucağına atmanın ne anlamı var?
Ya da şu bizlere ne anlatıyor?
Abant toplantısından sonra iki gün kaldığım Erbil'den dönerken
Almanya Dış İşleri Bakanı Erbil de
Başkonsolosluk açıyordu!
Rusya'nın,İran'ın,ABD'nin,AB'nin açtığı gibi.
Abant Erbil toplantısı ile alakalı Sayın Bahçeli’nin önüne 14 Maddelik sonuç değerlendirme metni gelmiş midir bilmiyorum?
Abant Platformunun "Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak" adlı Erbil toplantısına karşı,taban tabana farklı kulvarda olmalarına rağmen
PKK ve
Kandil ile aynı
eleştirileri yapıp, aynı duruşu sergilemek ne MHP ye ve ne de Sayın Bahçeli ye yakışan bir tavır olamaz.
Zira hedef tahtasına koyup eleştiri sınırını zorlayan ifadelerde içerik ile ilgili hiçbir şey yok.
Hayatlarını hep arka plan hesaplarla geçirenlerin açıklık ve şeffaflık içinde bir gayreti (ki toplantılar canlı yayınlanmıştır) okyanus ötesi komploların odağı gösterebilmesi anlaşılabilir bir gayretkeşlik olmasa gerek.
Keşke MHP, bir grup
Milletvekili ve entelektüelini alıp buralara bir
keşif gezisi yapsa ve ezberlerini bozarak hem kendisinin hem de ülkenin duvarlarını yıksa.
Samimi ya da değil bizi ilgilendirmez ama CHP'nin başörtüsü
açılımından daha zor değil MHP'nin olası bir Erbil açılımı.
Neden olmasın?
Denemeye değer.
SALİH YAYLACI-İNTERNETHABER