MHP fırsatçılık yapıyor, geleceğini karartıyor
MHP öteden beri devletin derin ve karanlık dehlizleriyle
işbirliği içinde görülen, bu töhmeti üzerinde taşıyan bir parti.
Vatan sevgisiyle hareket eden
Anadolu'nun
Milliyetçi gençlerinin heyecanı ve taşkınlıkları genellikle samimi bulunmuştur. 1980 öncesinde yaptıkları taşkınlıklar ve bazı karmaşık işlerde kullanılmaları toyluklarına verilmiş, ama milli duyguları, duyarlılıkları sorgulanmamıştır. 1980 ihtilalının en çok
mağdur ettiği kesimler arasında ülkücüler vardır. Bu mağduriyeti yaşayan, hapislerde yatan, arkadaşları idam edilen eski ülkücüler cezaevlerinde muhasebe imkânı bulmuş, 'hamasetle hareket ederek birilerine malzeme olduklarını'
itiraf etmişlerdir.
Fakat MHP'nin üst yönetimi, üzerinde hep bir şaibe taşımıştır. Türk gençliğini, gençliğin milli heyecanlarını 'milliyetçilik' 'devletçilik' zarfıyla derin ve karanlık odaklara malzeme yaptıkları konusunda sürekli sorgulanmışlardır.
MHP üzerinde taşıdığı bu zanlardan dolayı bir kitle partisi olamamış, Türkeş döneminde %10'ları geçememişti.
Devlet Bahçeli döneminde izlenen makul ve ölçülü
siyaset sayesinde geniş kesimlerden de oy almaya başladı.
Genel seçimler öncesi millet ve değerleriyle problemli, laikçi-seçkinci kesimin umudunu MHP-
CHP koalisyonuna bağlayarak, MHP'yi kutsamaları Anadolu insanını şüphelendirmiştir. Cumhurbaşkanı seçiminde takındığı sorumlu tavır hem bu şüpheyi gidermiş, hem de MHP'ye olan güveni artırmıştır.
Bahçelinin ülkeyi krize sokabilecek pek çok meselede yapıcı davranması,
kaos ve kargaşaya kapı aralamaması MHP'yi bir umut haline getirmişti. MHP giderek merkeze yerleşiyor, yıpranan AKP'ye en güçlü
rakip görülüyordu. AKP 2. döneminde birinci dönemle, hele ilk yıllarıyla kıyaslanmayacak kadar kötü bir performans ortaya koydu. Aslında 1. Dönemin son yıllarını da çelik çomak oynamakla geçiren AKP
genel seçimlerden oy kaybıyla çıkacaktı. Ama gayrı milli derin çekirdeğin
akıl-mantık-hukuk dışı çabaları AKP'yi mağdur durumuna soktu. Vatandaş geleneksel refleksini göstererek mağdurun yanında yer aldı ve AKP hak etmediği halde oy
patlaması yaptı.
Pek çok siyasi gözlemcinin kanaati AKP Hükümetinin 2. dönemin geride kalan 8 ayında hiçbir şey yapmadığı, çok kötü bir performans sergilediği yönündedir. Bu nedenle tutarlı bir çizgi izleyen ve hızla Anadolu'nun ümidi haline gelene MHP'nin ilk seçimlerde patlama yapması bekleniyordu.
Fakat 367 iddiası kadar mantıksız, tutarsız olan
kapatma davasında MHP'nin aldığı ikircikli tavır gözlerden kaçmamaktadır. Bir taraftan partiler kapatılmasın derken, diğer taraftan içinde
Başbakan Erdoğan'ın da olduğu AKP'li 71 kişinin siyasi yasaklı hale getirilmesini istemesi;
Ergenekon çetesi hakkında ağzını açmaması, vicdan sahibi hiç kimsenin tasvip etmediği kapatma iddianamesiyle ilgili hukuktan bahsetmesi, CHP ile
ağız birliği ederek ülkenin kaosa sürüklenmesine göz yumması MHP'nin derin operasyonun parçası olduğu şeklindeki şüpheleri artırmaktadır.
Özgürlükçü bir anayasa kabul edildiğinde zaten çözülecek olan başörtüsü meselesinin zamansız ve gereksiz bir şekilde ortaya atılmasında ve krizin tetiklenmesinde MHP'nin rolü olduğu kulislerde konuşulmaktadır. Eğer MHP başörtüsü meselesinde de samimiyetten uzak, başka hesaplarla hareket etmiş ise yeniden derinlerin işbirlikçiliğine soyunmuş demektir.
MHP şu anda vatandaşın en çok gözlem ve murakabe altında tuttuğu partidir. Gayrı milli derin cephenin tezlerine yandan yandan
destek çıkması, Erdoğan sonrası AKP'den MHP'ye düşecek ganimetin hesabını yapması, hukuk dışı iddialar karşısında harcıâlem şeyler söylemesi, son olaylarda takındığı fırsatçı, ikircikli tavır sadece kazandığı güveni yitirmesine neden olacaktır.
Eğer makul, tutarlı çizgisini devam ettirirse, MHP'nin mahalli idareler seçiminde patlama yapacağını ve bir sonraki seçimde iktidara en yakın
aday olacağını düşünüyorum.
Yıpranan ve sürekli taban kaybeden AKP'ye karşı CHP'nin istetmesi gibi davranan MHP, AKP'nin mağduriyetine katkıda bulunarak hem güven kaybediyor hem de geleceğini karartıyor.
YUSUF GEZGİN/AKTİFHABER