2001 yılında kamu
bankalarının
yazılım ihtiyacını karşılamak için kurulan Finansal
Teknoloji Hizmetleri AŞ (Fintek) şirketi üzerinden çok gizli bir
casusluk faaliyeti gerçekleştirildi.
Ziraat ve Halk Bankası'nda saklanan tüm verileri özel bir yazılımla ele geçiren
yabancı gizli servisler, bunlara ilaveten kamu bankalarına ait birçok bilgiyi de ele geçirmeyi başardı.
Aksiyon dergisinin haberine göre, ABD Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) ve
İsrail Gizli Servisi (MOSSAD) tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen bu operasyonla maaşını kamu bankalarından alan 5 bin MİT mensubunun da gerçek kimlikleri açığa çıktı. Şirketin örtülü bir operasyonda kullanıldığını doğrulayan bir istihbarat yetkilisi, çok operasyonun amacını şu sözlerle özetledi; "Birincisi, bankacılık sisteminin omurgasını oluşturan kamu bankalarının yapısı hakkında bilgi edindiler. İkincisi, maaşını bu bankalar eliyle alan
kamu görevlileri özellikle de istihbaratçıları tespit ettiler. Üçüncüsü ise, Türk ekonomisinin kırılganlıkları hakkında bilgi edinip, yeni operasyonlar için zemin oluşturdular."
Uzmanlar, yabancı gizli servislerin benzer bir yolla
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve
Dünya Bankası'na ait gizli bilgileri de ele geçirdiklerini hatırlatıyor.
Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından hazırlanan 'Promis' isimli özel bir yazılım programını satın alan bu iki kurum, programdaki açıkları fark etmemiş ve üye
ülkelerin bankacılık sırlarının CIA ve Mossad'ın eline geçmesine neden olmuştu. Skandalın
Bağımsız gazeteciler tarafından ortaya çıkartılmasının ardından IMF ve Dünya Bankası yetkilileri programı kullandıklarını kabul etmiş ve kamuoyundan özür dilemişti.
Derginin haberine göre,
soğuk savaş sonrasında ortaya çıkan değişime ayak uyduran istihbarat örgütleri 1992 yılından itibaren "
ekonomik casusluk" faaliyetlerine büyük önem vermeye başladı. Eskinin hızlı
silah çeken ve
araba kullanan, o davetten bu resepsiyona koşan diplomat kisveli
James Bond tipi casuslar dönemini kapatıp,
işadamı görünümlü casusları çalıştırmaya başlayan gizli servislerin bir numaralı hedefi ise finansal kuruluşlar yani banka ve
sigorta şirketleriydi. Bu tarihten itibaren ekonomik nitelikli operasyonların gizli servislerin başlıca uğraş alanı haline geldiğini kaydeden istihbarat yetkilileri Milli
İstihbarat Teşkilatı (MİT)'in Alpha Bank'ın satışında oynadığı rolün ülke güvenliği açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor.
MUHABERET'IN OPERASYONU EMNİYET'E TAKILMIŞ
Yine Aksiyon'un ilk kez gündeme getirdiği bir diğer bankacılık operasyonunun perde arkasında ise,
Saddam Hüseyin'in gizli servisi
El Muhaberat yer alıyor. Kemal Derinkök'ün sahibi olduğu İşçi Kredi Bankası'nın
Irak Gizli Servisi El Muhaberat tarafından satın alınması Emniyet İstihbaratı tarafından engellenir. 10 şubesi ve 150 çalışanıyla
küçük ölçekli bir banka olan İşçi Kredi Bankası'nın kasasında ise topu topu 15 milyon dolar bulunmasına karşın neden Irak gizli servisinin hedefi olduğu bugün dahi esrarını koruyor.
CİHAN