Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (
MÜSİAD) Sütlüce'deki yeni
genel merkez binasının açılış törenine katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, İstanbul'da bugün toprağa verilen
Kadir Has'a Allah'tan rahmet diledi.
Erdoğan, Türkiye'nin örnek bir iş adamını kaybettiğini ancak ülkeye kazandırdığı eserlerinin adının rahmetle anılmasına vesile olacağını söyledi.Yeni binanın
iş dünyası için hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, Türkiye'de her alanda kaydedilen iyileşme ve gelişmenin,
sivil toplum örgütlerinin artık geleceğe daha güvenle bakabilmeleri ve daha huzurlu ve rahat bir ortamda işlevlerini yerinegetirebilmeleri bakımından büyük önem arz ettiğini
söyledi.
Erdoğan, toplumsal kesimlerin örgütlenmesi ve güçlerini birleştirmesinin Türkiye'nin dinamizmini temsil ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Yıllarca toplumsal kesimlerin güç birliğine, sivil toplum mekanizmalarına hatta üretime, yatırıma,
sermaye birikimine şaşı
bakan yönetimler ülkemizi idare ettiler. Bunun faturasının ülkemize nasıl ağır olduğunu hep birlikte yaşadık.
Geçmişte bu türden birlikteliklerden, örgütlenmelerden korku duyanların olduğunu ve engelleme içinde olduklarını hepimiz biliyoruz. Biz tam tersine sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesini, yaygınlaşmasını, çeşitlenmesini, bütün toplumsal kesimleri temsil etmelerini ülkemiz adına son derece sevindirici bir gelişme
olarak değerlendiriyoruz.''
Sivil toplumun güçlü olmadığı, sivil toplumla devlet yönetimi arasında diyaloğun eksik olduğu bir ortamda
demokrasinin, insan haklarının ve ekonominin de gelişme ve ilerleme şansı olmadığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Biz tüm bu örgütleri adeta aynamız gibi görüyoruz. Sizlerin yaptığı eleştiriler, öneriler, katkılar, bizim de politikalarımızı gerektiğinde gözden geçirmemizi, iyileştirmemizi, eksiklerimizi gidermemizi ve daha katılımcı bir şekilde oluşturmamızı sağlıyor. Tabii burada, özellikle iyi niyet çok önemli. Önyargılardan arındırılmış bu tür destekler, eleştiriler, bizim gücümüze güç
katmaktadır.''
Başbakan Erdoğan, MÜSİAD'ı böyle bir sivil toplum örgütü olarak gördüğünü dile getirerek, ''Özgür bir ortamda, korkmadan, çekinmeden eleştirilerin dile getirilmesi, katkıların ilk elden, medya aracılığıyla değil ilk elden hükümete iletilmesi Türkiye'nin başarısı için elzemdir. Hatta hayati rol oynamaktadır''
dedi.
İktidar oldukları günden bu yana bu yaklaşımlarını açıkça ortaya koyduklarını ve iş aleminin, üretici kesimlerin, tüccarın ve esnafın bütün toplantılarına büyük özen göstererek katılmaya çalıştıklarını kaydeden Erdoğan, '''Hiçbir sivil toplum örgütüne karşı aslında ön yargılı olmadık ve hepsinin gücünü toplumun ortak gücü olarak gördük. Ancak haksızlığa tahammülümüz
olmadığını da vurgulamak istiyoruz. Çünkü haksızlık karşısında susmanın ne olduğunu çok iyi bildiğimiz için de onun gereğini yeri geldiğinde yerine getirdik'' şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, demokrasi, yönetim sivil
siyaset anlayışlarının toplumdan, toplumun taleplerinden bağımsız bir anlayış olmadığını ve olamayacağını da kaydetti.
Demokrasinin sadece çok partili sistemle oluşturulabilecek bir düzen olmadığını dile getiren Erdoğan, ''Aslında sivil örgütler olacak. Toplumun bilgi kanallarını temsil eden özgür bir medya olacak ve bunlar hür bir ortamda faaliyetlerini sürdürecekler. Ancak bunu suistimal etmeyecekler'' diye konuştu.
Türkiye'nin yıllardır çok partili sistemde ilerlediğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ancak sistemi işletecek diğer mekanizmalara karşı ön yargılar kırılmadığı, hür bir ifade ortamı gelişmediği için uzun yıllar demokrasimizi de geliştiremedik.
Medyada tek ses, sivil toplum örgütlerinde tek ses, üniversitelerde, diğer kurum ve kuruluşlarda tek ses Türkiye'yi sadece yapay gündemlere mahkum etti. Bu tek seslilik ise milletimizin iradesi yönünde ne yazık ki gerçekleşmedi.
Çoğulcu ve katılımcı bir demokrasinin gelişmesi için toplumun bütün katmanlarının aşağıdan yukarıya temsil edilmesi seslerini duyurması şarttır.''
Erdoğan, kendi yönetim anlayışları, toplumsal merkeze yaslandığı için bugün her alanda hem çeşitliliğin arttığını hem de ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların tek tek kaldırıldığını kaydetti.
Sivil toplum örgütlerinin çeşitliliği ve gücü artarken aynı zamanda bunların temsil ettikleri geniş kitlelerin taleplerini de çok daha güçlü şekilde seslendirebilme fırsatını bulduğunu belirten Erdoğan, kendilerini de Türkiye'nin imkanları dahilinde bu talepleri karşılamanın mücadelesi içinde olduklarını söyledi.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin imkan ve kaynaklarını son 4 yılda her alanda ve her sektörde en az 2 kat artırdığını sözlerine ekledi.