MÜSİAD'dan tarihi ÇAĞRI

MÜSİAD, son günlerdeki gelişmelerle ilgili "Barış, İstikrar ve Demokrasi" çağrısı yaptı. MÜSİAD'ın Genelkurmay'ın halka "teröre karşı refleks gösterme' çağrına bir itirazı vardı:

MÜSİAD'dan tarihi ÇAĞRI

MÜSİAD tarafından bugün yayınlanan YİH bildirisi: MÜSİAD Yüksek İstişare Heyeti'nden Çağrı: Barış, İstikrar ve Demokrasi MÜSİAD Yüksek İstişare Heyeti'nin 9 Haziran 2007 Cumartesi günü yeni Genel Merkez binasında, Genel Başkan Dr. Ömer Bolat başkanlığında yapılan toplantısı sonucunda hazırlanan Sonuç Bildirisi'nde aşağıdaki hususların kamuoyu ile paylaşılmasında yarar görülmüştür: 1) Uzun bir süredir ülkemizin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyası üzerinde özellikle hegemonik güçler tarafından yapılan tahrik ve açık müdahalelerle, ekonomik ve etnik temellere dayalı olarak çok ciddi bir istikrarsızlık ve kaos ortamı oluşturulmuştur. Yüz binlerce masum sivilin de ölümüne yol açan bu savaş ve istikrarsızlık tablosuna, son zamanlarda ülkemizi de çekme çabalarına karşı siyaset, devlet aygıtı ve toplum düzleminde uyanık ve dikkatli olunmalı, tahrik edici tutum ve davranışlardan uzak durulmalıdır. 2) Ülkemizde de terör yöntemi ile, özellikle Güneydoğu bölgemizde karışıklık çıkarılmasına yönelik çabalar karşısında hükümet, güvenlik kuvvetlerimiz, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve medya temelinde ortak hareket etmeye ve serinkanlı değerlendirme yapmaya ihtiyacımız olduğu açıktır. Kuzey Irak'a operasyon konusu siyasi, askeri, dış politika, uluslararası ilişkiler ve sebep olacağı ekonomik sonuçlar boyutları ile çok iyi düşünülerek ele alınması gereken bir mesele olup, ülke yönetiminin hiyerarşik yapısına uygun bir tarzda yürütülmelidir. Terör konusunda öncelikle yurt içinde ve sınırlarımız boyunca gerekli tedbirlerin alınması, güvenlik güçlerimizin özel harekat birimi gibi profesyonel savunma kabiliyetleriyle güçlendirilmesi esas olmalıdır. Silahlı kuvvetlerimize bundan önce olduğu gibi, bundan böyle de terörün sona erdirilmesi konusunda sarsılmaz bir güvenimiz vardır. Ancak, bu güveni toplumsal çalkantılara neden olacak ve ülkeyi kamplaşmalara götürtecek tezahürlerle sergilemeyi doğru bulmamaktayız. 3) Türkiye'de 23 yıldan bu yana devam eden, zaman zaman azalan, zaman zaman artan, maddi ve lojistik açıdan dış destekleri olan terörün ortadan kaldırılması ve şehitlerimizin kanının yerde kalmaması halkımızın ortak dileğidir. Terörün sona erdirilmesinin siyasi, askeri, sosyal, ekonomik ve dış politika boyutları konusunda, Hükümetimizin ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ortak bir platformda hareket etmesi ve gelişmeler hakkında daha tatmin edici bir şekilde kamuoyunun bilgilendirilmesi önemli bir zorunluluktur. 4) Ülkemizdeki siyasi ve ekonomik istikrarın, seçim süreçleri de dahil olmak üzere, Anayasal hükümlere ve demokratik yapı ve geleneklere uygun olarak sürdürülmesi büyük bir önem taşımaktadır. Ülkemizde Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin kazanımlarının daha da geliştirilerek ileri ülkeler seviyesine çıkarılması için, siyaset ve bürokrasi alanındaki kuruluşlarımızın kendi faaliyet ve sorumluluk alanları içerisinde kalmaları halkımızın en büyük dileğidir. Bu konuda demokratik geleneklere ve hukuk devletinin gereklerine ters düşen yapay müdahale ve yönlendirme yaklaşımlarından uzak durulmalıdır. 5) Geçtiğimiz Nisan ayı içerisinde başlayan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin, Anayasamızın açık hükümlerine ve TBMM iradesine yönelik yapay ve dıştan müdahale sonucu siyasi alanda ortaya çıkan istikrarsızlık süreci halen devam etmektedir. Bu çerçevede yapılan son Anayasa değişiklik paketi ve milletvekilliği seçimlerinin 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılması kararını, siyasi alandaki istikrarı sağlama bakımından olumlu buluyor ve destekliyoruz. Seçimlerin yapılmasını gölgelemeye yönelik çıkarılan söylenti ve söylemleri halkımız dikkate almamalıdır. 6) İçinde bulunduğumuz seçim sürecinde siyasi partilerden beklentimiz; seçim kampanyaları sırasında, halkımız arasında kamplaşma ve bölünme oluşturabilecek açıklama ve davranışlardan özenle kaçınmaları, siyasi tansiyonu yükseltmemeleri, siyaset alanındaki rekabeti; demokratikleşme, sivilleşme ve ekonomik istikrar gibi alanlarda program ve önerilerini ortaya koyarak yapmalarını önemle tavsiye ediyoruz. 7) Türkiye'nin gelişmesini, ancak süreklilik kazanmış bir barış ortamında, siyasi ve ekonomik istikrarı koruyarak, demokratik ve çoğulcu yönetim sisteminde başarmak mümkündür. Halkımızın kenetlenmiş bir bütün olarak bu hedefe yürüyeceğine ve başaracağına olan inancımız tamdır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
<< Önceki Haber MÜSİAD'dan tarihi ÇAĞRI Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER