Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Osman Çakmak,samanyoluhaber.com için
Türkiye'nin kanayan yaralarından biri olan MYO(
Meslek Yüksek Okulu)
mezunlarını konu alan bir yazı yazmıştı.Onbinlerce MYO mezununun hissiyatına tercüman olan bu yazıda Çakmak,MYO mezunu olmak ne işe yarar? diye sormuş ve MYO mezunlarının Türkiye için önemine dikkat çekmişti.
Meslek yüksek okulundan mezun olmak ne işe yarar? başlıklı yazıyı okumak için TIKLAYIN
İşte MYO mezunlarının hissiyatına tercüman olan bu yazı sonrası Prof. Dr.Osman Çakmak'a gelen binlerce
mektuptan birini yayınlıyoruz:
Haber kaynaklarında 400 kalifiye
eleman aranıyor şeklinde demeçleri gördüm, ama ne yazıkki bu elemanlar yok. Ben 400 ton kapasiteli bir süt
firmasın da 6 yıldır
üretim müdürü olarak çalışmaktayım. Meslek yüksek okulu mezunu kaç tane eleman bana 2003-2007 de iş için başvurduysa ben bu elemanları istihdam edemedim. Sebebi ben teknikerim şeklinde hiç bir iş yapmıyorlar daha doğrusu yapamıyorlar.İşi öğrenmeden mezun oluyorlar. Ege meslek yüksek okulu süt ve süt ürünleri programı dışında diğer üniversitelerin süt ürünleri programlarını inceledim ve şok oldum. Alınan
öğretim görevlileri süt
dersi almamış ve/veya sütü bilmeyen kişiler
öğretim görevlisi olmuşlar. Hal böyle olunca da bir sürü sütü bilmeyen süt teknikeri yetişiyor.Ereğli ye yakın olan süt ve süt ürünleri programı bölümlerini ziyaret ettim. Müdürlerle konuştum bana şöyle bir cümle söylediler '' biz buralarda yeni mezun kişileri öğretim görevlisi olarak alıyoruz yani iş tecrübesi olmayan eleman'' bende bunun üzerine ''Ege meslek yüksek okulu dan mezun süt teknikerleri iyi ama dedim'' Müdür bey o zaman ''senin gibi süt üretimi yapan kişiler buralarda ders veriyorlar'' dedi özellikle pınar sütten mühendis arkadaşların ders verdiğinden bahsetti. Ben ozaman ege meslek yüksek okulunun farkını anladım. Pınarda çalışan mühendis ders verirse yani işin içinden gelenler o zaman o bölüm mezunu kişiler başarılı olabiliyor ve gerçek süt teknikeri olarak istihdam edilmesi gereken kişiler olduğunu anladım. Öğretim elemanı olacak kişiler mutlaka fabrikalarda en az 5 yıl çalışmalı ardından meslek yüksek okullarına öğretim görevlisi olarak alınmalıdır. Birde sadece ilgili bölüm mezunu kişiler ders vermelidir. Yani
elektirik mühendisi sadece elektrik programında,
gıda mühendisi sadece gıda progmanında,
peynir üretimini PRATİKTE bilmeyen Yard.Doç.Dr'lar ders vermemelidirler. Öğretim elemanı olacak kişinin mutlaka sanayi deneyimin olması gerekmektedir. Ben bir kaç kez yüksek öğretim kurumuna durumu bildirdim ancak sonuç alam adım.
Ak parti iktidarıda bir
yasa çıkardı öğretim görevlisi olacak kişi merkezi sınavdan en az 70 almalı,ancak yapılan itirazlar sonucu hükümet kanunu şöyle değiştirdi. Meslek yüksek okullarına alınacak alınacak öğretim görevlileri yüksek öğretim kurumunun belirleyeceği branşlarda MERKEZİ SINAV kaldırılmıştır denildi. Bu yeter mi hayır yetmez şu söylenmeliydi.
Sanayi deneyimi olan kişilerde merkezi sınav aranmaz ancak sanayi deneyimi olmayan yeni mezun bir kişi öğretim görevlisi olarak illede alınacaksa o zaman şu söylenmeli haftada 3 gün ders versin, 3 günde ilgili bir fabrikada pratik çalışma yapma şartı getirilmelidir. Yeni mezun bir elektirik mühendisi öğretim görevlisine şu soruyu sordum PARALEL bağlı bir devre çiz dedim bana takır takır çizdi. Ardından bizim fabrikadaki paralel bağlı bir devreyi sordum bu nasıl bir devre ne dersin dediğim de ben bu devreyi bilmiyorum dedi. Bu kişi pratiğini bilmediği derste öğretim görevlisi olursa bu kişinin yetiştirdiği elemanda yani ara elemanı işi bilmez. Merkezi sınavda ne var derseniz matematik ve
Türkçe soruları, meslek bilgisi ile ilgili bir tane bile soru yok yok. Sonuç ta Sistem de böylece çöker. Sizden ricam, demeçlerinizde meslek yüksek okullarına öğretim elemanları alımında krıter olarak merkezi sınavı değil sanayi deneyimi olan mühendis arkadaşların meslek yüksek okullarında öğretim görevlisi olmasını, hükümete ve yüksek öğretim kurumuna
tavsiye ederseniz bu kanayan yaraya büyük bir
operasyon yapmış olursunuz. O zaman bizlerin istediği teknikerleri ve kalifiye elemanları rahatça bulmuş oluruz. Kısaca lise mezunundan farkı olmayan teknikerleri istemiyoruz. Eğer
sistem böyle devam edecekse bizlerde lise mezunlarını kendimiz fabrikalarda eğiterek firma teknikeri yetiştirmeyi düşünüyoruz. Saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Not: Bizlerde haftada bir gün
gönüllü olarak hiçbir
ücret talep etmeden meslek yüksek okulların da meslek dersini hem teorik hemde pratik olarak verebiliriz.
Derya Kantaş
Ziraat Yüksek Mühendisi