Duruşma salonuna getirilen el
bombasıyla piminin çekilip, yerine takılması konusunda
küçük bir tatbikat gerçekleştirildi.
Karakoçan İlçesi Koçyiğitler Piyade Taburu’nda iç güvenlik harekatının sürdürüldüğü 17
Ağustos 2009 tarihinde Teğmen Mehmet Tümer, emirlerini yerine getirmediği gerekçesiyle cezalandırmak amacıyla piyada onbaşı İbrahim
Öztürk’ün eline verdiği pimi çekilmiş
el bombası patlamıştı. Patlamada Öztürk ile birlikte
piyade çavuş İbrahim Yaman, piyade onbaşı Ali Osman Altın ve er Mesut Bulut şehit olmuştu. Olayın ardından, ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçlamasıyla tutuklanan Teğmen Mehmet Tümer'in
Elazığ 8’inci
Kolordu Komutanlığı
Askeri Mahkemesi'ndeki yargılanmasına bugün de devam edildi.
Duruşmaya
tutuklu yargılanan Teğmen Mehmet Tümer, şehit Piyade
Onbaşı İbrahim Öztürk’ün babası
Hacı Öztürk, şehit er Mesut Bulut’un babası
Sinan, annesi Mevlüde ve amcası Bedir Bulut katıldı.
Bugünkü
duruşmada
patlayıcı madde
imha ve eğitim uzmanı iki bilirkişi dinlendi. Patlayıcı madde imha uzmanı Astsubay Başçavuş Murat Tütüncü, olayda kullanılan içi boşaltılmış M26
tipi el bombasının getirdiği
mahkemede, el bombası hakkında bilgi verdi. Bu el bombasının patlaması anında 15 metre yarıçapını etkisiz hale getirdiğini, 230 metreye kadar parçalarının ulaştığını anlatan
astsubay Tütüncü, “El bombası patladığında, bombadan tek parça kalmaz. Böylesi bir durumda mühimmatın arızasından kaynaklı olduğunu düşünürüz. Ancak pim ve maşaya ulaşılabilinmiş ise bu patlatılmıştır” dedi.
PİM TEKRAR TAKILMAZ
Astsubay Tütüncü’nün konuşmasından sonra mahkeme heyeti,
şehit asker yakınlarına sorularının olup olmadığını sorması üzerine, Şehit İbrahim Öztürk’ün babası Hacı Öztürk, Teğmen Mehmet Tümer için, “Okulda bombanın patlayıp patlamadığını öğrenmemiş mi? Oğlum yanına gittiğinde, ‘komutanım 75 günüm kaldı’ dediğinde acaba aklına bir şey gelmedi mi?” diye sordu.
Mahkeme heyeti,
şehit yakınlarının
bomba uzmanı bilirkişi astsubay Murat Tütüncü’ye sorularının olup olmadığını tekrar sordu. Şehit yakınları sorularının olmadığını belirtti.
Müdahil
avukat Özgür Murat Büyük, “Pimi tekrar takmak olağan mıdır?” sorusuna, astsubay Tütüncü, “Pimi çekildikten sonra pim takılırsa güvenli hale gelir. Ancak
emniyet gerekçeleriyle pimi çekilmiş bombaya pim tekrar takılmaz. Bomba atılır” dedi.
SALONDA EL BOMBASI TATBİKATI
Mahkeme salonuna getirilen içi boşaltılmış el bombası, mahkeme heyetine ve
davayı takip edenlere, uygulamalı olarak piminin çekilmesi, çekildikten sonra mandalın gevşetilmesi, mandalın ne kadar gevşetilebileceği, mandalın bırakıldıktan sonra ne kadar mesafeye fırlatılmasığ gerektiği Astsubay Tutuncu tarafından tek tek gösterildi.
Sanık avukatı Behiç
Şahin, el bombasını alarak pimi bir defada yerine takıp güvenli hale getirdikten sonra, pimi tekrar çekip izleyici sıralarından almış olduğu bir kürdanı, pim yerine takıp el bombasının güvenli hale getirildiğini ıspatlamaya çalıştı. Avukat Behiç Şahin’in isteği üzerine,
patlayıcı madde imha uzmanı astsubay Başçavuş Murat Tütüncü’den, mandalın basma kuvvetiyle ilgili bilgi vermesini istedi. Astsubay Tütüncü, bu bilgileri toplayıp mahkeme heyetine sunacağını söyledi.
FIRSAT EĞİTİMİ VARDIR
Bilirkişi olarak dinlenen eğitim uzmanı
Merkez Komutanı Piyade
Albay Erhan Alişar, mahkeme heyetinin “Fırsat eğitimi var mıdır” sorusuna “Fırsat eğitimi vardır. İç güvenlik harekatı talimatnamesinde yazar. Özellikle eğitimde görülen eksikliklerin giderilmesi, önceden yapılmış olan ve sık tekrarı yapılmayan programa bağlı olmaksızın yapılan eğitim çeşididir” dedi.
Mahkeme başkanın “El bombası pimi çekildikten sonra birinin eline verilerek fırsat eğitimi yapılır mı?” sorusuna Albay Alişar, “Birincisi teorik olarak fırsat eğitiminin hangi konuları kapsadığı başlıca bir düzenlemesi yoktur. Dava konusunda değerlendirdiğimizde komutanın eksik gördüğü herhangi bir konuda fırsat eğitimi yaptırabilir. Bir eğitimci gözüyle baktığımda görevdeki birlik komutanı, pusu yahut görevin bir zaafiyeti elde etmişse, uyuma söz konusu ise personelin uyku ve istirahat saatlerini yeniden düzenleyebilir, sözlü ikazlarda bulunabilir. Gerekiyorsa görev dönüşü cezai işlemleri bir üst makamlara bildirebilir. Fırsat eğitimi nezaretçi nezaretinde yapılır. Eğitimin emniyet basamağı alınmadığı taktirde o eğitim sonlandırılır” diye yanıtladı.
AVUKAT İLE ALBAY ARASINDAYİ DİYALOG
Duruşma bir süre, müdahil avukatı Özgür Murat Büyük ile bilirkişi eğitim uzmanı Albay Alişar arasında soru
cevap şeklinde geçti.
Avukat Büyük: “Pimi çekilmiş bomba ile eğitim yaptınız mı, ya da gördünüz mü?” Albay Alişar: “Ben bizzat el bombasının pimini çekerek her hangi bir askere verildiğine şahit olmadım.” Avukat Büyük: “El bombasının pimi çekildikten sonra ne yapılması gerekir?” Albay Alişar: “İç güvenlik herakatında bir bombanın pimi çekilmiş ise 2 ila 5 saniye arasında atılması gerekir.” Avukat Büyük: “Pimi çekilmiş bir el bombası, bir askere verilip, mevziine git ben gelip takacağım demek, bir eğitim midir?” Albay Alişar: “Sıradışı bir eğitim tanımını zorlayan bir uygulamadır.” Avukat Büyük: “Pimi çekilmiş el bombasının, piminin takılması olağan bir durum mudur, takılması kolay mıdır, emniyet açısından takmak mı
tercih edilir, atılması mı tercih edilir?” Albay Alişar: “Pimi çekildikten sonra geri dönüşü yoktur. Aksi halde emniyet sağlanmadığı için eğitim sonlandırılmalıdır.” Albay Alişar’ın bu cevabından sonra söz alan
sanık Teğmen Mehmet Tümer’in avukatı Behiç Şahin, “İç güvenlik harekatında her şey kitaplarda yazıldığı gibi midir” sorusuna ise Albay Alişar, “Asker 24 saat
silahıyla, mühhimatıyla beraberdir. Her şey istendiği gibi olmayabilir” dedi.
Avukat Behiç Şahin’in, “El bombası silah mı caphane, mühimmatı mı olduğunu,
Kara Kuvvetleri Yönergesi 31/7’de yer alan el bombası konusunda mevziide nasıl davranılacağı belirtilmiştir. Biz mahkeme heyetinden yönergelerin getirilmesini talep ediyoruz” dedi.
KABAK TEĞMENİN BAŞINA PATLADI
Duruşmanın sabah görülen bölümünün sonunda konuşan sanık avukatı Behiç Şahin, ilginç tespitlerde bulundu. Yaşanan olayı faci olarak değerlendiren Avukat Şahin, şunları söyledi: “
Harp Okulu'ndan bir yıl önce
mezun olmuş 56 günlük
teğmen. Sorumluluk zincirine baktığınız zaman
kabak 56 günlük teğmenin başına patlıyor. Tanık olarak dinlediğimiz askerlerin hallerini gördük. Kaç saat uyuduklarını sorduk. Biz soru sorarken bile gözleri başka yere bakıyordu. Bir çoğunun ruh hali bozuk. Bizim başımızda bir bela var. 25 yıldır savaşıyoruz. Ne ile savaştığımızı da bilmiyoruz.” Avukat Şahin, şehit yakınlarını göstererek “Belki de bize karşı hasımane davranıyor olabilirler. Bizim içimiz yanıyor bu iş bir
facia” dedi.
Kara Kuvvetleri yönergelerinin getirilmesi için duruşmaya ara verildi.
DHA