Ancak hukukçular, bu konuda kararı
mahkemenin vereceğini, haklarındaki suçlamalar ile istenilen cezaların ağırlığı sebebiyle
sanıkların serbest kalmalarının zor göründüğünü belirtiyor.
Ergenekon,
Balyoz ve KCK davaları kapsamında anayasal düzeni yıkma,
terör örgütü üyeliği gibi iddialarla yargılanırken millet
vekili seçilen sanıkların Meclis'e girip giremeyeceği tartışması sürüyor.
CHP'den 2, BDP'den 6 ve MHP'den 1 sanık, milletvekili olmaları gerekçesiyle serbest kalmayı bekliyor. Ancak hukukçular, haklarındaki suçlamalar sebebiyle bu isimlerin serbest kalmalarının zor olduğuna işaret ediyor.
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Anayurt, tutuklama gerekçeleri ortadan kalkmadan sanıkların salıverilemeyeceğine dikkat çekiyor. Eski
Yargıtay Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu da vekil seçilmenin
tahliye anlamına gelmeyeceği görüşünde.
Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı, 'Meclis'i ortadan kaldırmaya çalışmakla suçlanan kişilerin Meclis'e girmesinin çelişki olduğunu söylüyor.
Ceza Hukuku Profesörü
Ersan Şen'e göre ise, "Mahkeme tahliye vermeyebilir de. O zaman vekillikleri devam eder ancak Meclis'teki çalışmalara katılamazlar."
Kamuoyunda
Ergenekon davası ile ilgili çok sık dile getirilen hususların başında uzun zaman devam eden
tutukluluk halleri geliyor. Birçok kişi 'delillerin karartılması ihtimalinin ortadan kalktığı' düşüncesiyle sanıkların tutuksuz yargılanmasını istiyor. Ancak bu iddiaların dillendirilmesinden daha sonraki süreçte
Gölcük Donanma Komutanlığı ile Eskişehir'de yeni belgelerin bulunması, tutuklu sanıkların hâlâ 'delilleri karartma' ihtimali bulunduğunu ortaya koyuyor.
Öte yandan Ergenekon davası sanıkları yalnızca yasadışı örgüte üye olmakla yargılanmıyor. CHP'den
İzmir milletvekili seçilen gazeteci Mustafa
Balbay ve
Zonguldak Milletvekili Mehmet
Haberal için devletin birliğini ve
ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302), Anayasa'yı ihlal (madde 309), yasama organına (
TBMM) karşı suç (madde 311), hükümete karşı suç (madde 312),
Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı
isyan (madde 313) ve silahlı örgüt (madde 314) gibi 6 ayrı suçtan yargılanıyor.
MHP listelerinden milletvekili seçilen
Balyoz davası tutuklu sanığı
emekli Korgeneral
Engin Alan ise "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçundan yargılanıyor. Anayasa'nın 14. maddesine göre ağır cezayı gerektiren suçlamalardan yargılanan sanıklar
dokunulmazlıktan yararlanamıyor. Bu sebeple Ergenekon ve Balyoz davalarına
bakan İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi ile 10.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin yargılanan kişiler hakkında vereceği karar merakla bekleniyor.
Meclis'e girip giremeyeceği tartışılan bir diğer milletvekili grubu ise seçime bağımsız
aday olarak giren KCK davası sanıkları. Gülseren
Yıldırım,
Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, Hatip
Dicle,
İbrahim Ayhan ve Kemal
Aktaş da halen cezaevinde. "Devletin güvenliği ve anayasal düzene karşı suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurup yönetmek" ile suçlanan sanıkların serbest kalıp kalmamaları ile ilgili
mahkeme kararı bekleniyor. Hukukçular, milletvekili seçilmenin tutukluluk halinin kaldırılması ile bir ilişkisinin bulunmadığını belirtiyor. Yasalarda sanıkların vekil seçilmeleriyle birlikte serbest kalacaklarına dair bir hüküm bulunmadığına dikkat çekiyor.
Balyoz, Ergenekon ve KCK sanıkları ağır ceza ile yargılanıyor
Sanık
Mustafa Balbay hakkında bir kez ağırlaştırılmış müebbet
hapis ve 31 yıla kadar
hapis cezası isteniyor. Üçüncü Ergenekon iddianamesinin 2 numaralı sanığı
Mehmet Haberal da tıpkı Balbay gibi ağırlaştırılmış müebbet ve 31 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor. Engin Alan ise 10 ile 20 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargı karşısında. KCK sanıkları Gülseren Yıldırım,
Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız,
Hatip Dicle, İbrahim Ayhan ve
Kemal Aktaş da devletin güvenliği ve anayasal düzene karşı suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurup yönetmekle suçlanıyor. Sanıkların 15 ile 51 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.
Görüşler
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, tutukluluk durumunun mahkemenin takdiri olduğunu söyledi. Kanadoğlu, daha önce konuyla ilgili yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullanmıştı: "Anayasa'nın 14 ve 83'üncü maddeleri, Ergenekon gibi bir davadan herhangi bir şekilde yargılananların milletvekili seçilse dahi dokunulmazlık kazanamayacağını açıkça ortaya koyuyor. Tutuklu olanlar 'Dokunulmazlık kazandı' gerekçesiyle tahliye de edilemez; böyle bir gerekçe kullanılamaz."
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Ömer Anayurt: Milletvekili olmadan önce terör suçlarından yargılandıklarından ötürü seçildikten sonra da yargılamaları devam eder.
Tutukluluk halinin şartları CMK'da belirtilmiştir. Serbest kalma koşulları arasında milletvekili seçilme gibi bir madde yoktur.
Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı: Tutuklu sanıkları Meclis'e sokmaya çalışmak CHP ve BDP'nin Türkiye'nin başına ördüğü bir çoraptır. Tutukluluk, cezaya dönüşmemeli. Ancak bu şekilde hukuku arkadan dolanarak Meclis'e girmeye çalışılması yanlıştır.
Emekli Savcı Gültekin Avcı: Ergenekon, Balyoz ve KCK davası sanıkları "demokratik, laik
Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak" suçlamasıyla yargılanıyor. Bu kapsama giren suçlar dokunulmazlık dışındadır. Milletvekili seçilen birisinin kaçma şüphesi olmayabilir ancak delilleri karartma şüphesi devam ediyor. Üstelik insanların statüleri arttığında delilleri karartma gücü de artar.
Ceza Hukuku Profesörü Ersan Şen: Tutukluluk konusunda milletvekillerinin yargılandıkları mahkemeler karar verecek. Şayet tahliyeyi milletvekili oldukları gerekçesiyle verirlerse o zaman yargılamaları durur. Tahliyeyi tutukluluk şartlarının ortadan kalkması sebebiyle verirse o zaman yargılama devam eder. Mahkeme, tahliye vermeye de bilir.