5. Sulh Ceza Mahkemesi’nden şüpheli avukatlarına verilen dosyada, dinlenilen kişilerin isim ve telefonlarının üstünün kapatıldığını belirten Tanal, bunun için sağlıklı savunma yapılamadığını söyledi. Tanal, daha önce Ankara’da görülen bir davada bu şekilde yapan savcı ve hakimlere dava açıldığını, burada da HSYK’nın görevini yapmasını istedi. 

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi’ne gelen Tanal, burada yaptığı açıklamada, “Daha önce İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu iletişimin dinlenmesiyle ilgili bir mahkeme kararında, 9 kişiyle dinlenme kararı veriyor. Alt kısmında aslı gibidir deniliyor. Dinlenen kişilerin hem telefonları hem de isimleri yazılı. Normal koşullarda bunun üstünün kapatılmaması lazım. Diğer mahkeme kararları da yine aynı şekilde. Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğünü savunmak için bunu yapıyorum. Resmi evrakta tahrifat söz konusu. Burada resmi evrak çıkarılmış ve altına aslı gibidir denilmiş. Deniz Feneri davasında mahkeme kararının bir kısmının kapatılarak, Tapu Sicil Müdürlüğü’ne mahkeme kararları gönderilip infaz edildiği için Ankara’da soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılarının ellerindeki dosya alınmıştı, hem de evrakta sahtecilikten dolayı dava açılmıştı” diye konuştu. 

Aynısının İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yapıldığı ifade eden Tanal, şöyle devam etti: “Üstü kapatılarak altına da aslı gibidir ibaresi ıslak imzalı olarak bu şekilde yargılama yapılmaktadır. Bu resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturmaktadır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nın çifte standart uygulamamasını, nasıl Deniz Feneri davasını soruşturan cumhuriyet savcıları hakkında dava açılıp evrakta sahtecilikten dolayı yargılanmışlar ise aynı şekilde burada da bu işlemi yapanlar hakkında evrakta sahtecilikten dolayı dava açılıp yargılanması gerekir. Bu tam bir skandaldır. Adil yargılama ilkesinin ihlalidir. Hukuka aykırılık ve üstünlerin hukukudur. Biz üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Ülkenin her tarafında aynı hukuk uygulanması lazım. Ankara’daki savcılara ayrı, İstanbul’daki savcılara ayrı görülecek. Böyle bir çifte standart olmaması lazım. Madem ki mahkeme kararının bir kısmı kapatılarak ve kapatılan kısmın altında da aslı gibidir yazıyorsa ve bu şekilde avukatlara veriliyorsa bu evrakta bir kısmın alınmasıdır. Yok edilmesidir.” 

Tüm cumhuriyet başsavcılıklarını ve HSYK’yı göreve davet eden Tanal, “Netice itibariyle savunma hakkının ihlalidir bu. Savunma yapan avukatların en azından bunu görüp ona göre savunmasını yapması lazım. Burada soruşturmanın gizlilik kararı da yok. Bunu açık ve net göstermek zorundasınız. Üstünün kapatılmaması gerekiyor. Aslı gibiyse bu aradaki yazılar nerede? Sahtecilik suçu ve soruşturulması gereken bir belge. Burada iktidar ve güçlülerden yana iseniz sizin hakkınızda soruşturma açılmaz. Deniz Feneri davasında bunu yapan savcılar hakkında dava açıldı. Neden İstanbul Adliyesi’nde bunu yapan savcı ve hakimler hakkında dava açmıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

CİHAN