CHP İstanbul Milletvekili ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Mahmut Tanal, iktidarın Kimse Yok mu Derneği'nin yardım toplama faaliyetlerine son verme girişiminin Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca bir hak ihlali olduğunu söyledi. Tanal, girişimin bir despotluk olduğunu ifade etti.
"SAVAŞI ZENGİNLER ÇIKARIYOR, FAKİRLER ÖLÜYOR"
TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Mahmut Tanal, tüm terör örgütlerini kınadı ve lanetledi. Terör örgütlerinin, halkın huzurunu, mutluluğunu, birliğini, güvenliğini, yaşam hakkını tehdit ettiğini dile getiren Tanal, savaşlarda en fazla çocuk, yaşlı, kadın ve engellilerin zarar gördüğünü, savaşı zenginlerin çıkardığını, fakirlerin öldüğünü söyledi.
"KOBANİ'DE İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR"
Türkiye - Suriye sınırındaki Nusaybin, Ceylanpınar, Akçakale sınır kapılarının IŞİD'in eline geçtiğini, Mürşitpınar kapısının ise Kobani'nin elinde olduğunu belirten Tanal, Kobani'de insanlık dramı yaşandığını ifade ederek, Kobani'nin üç tarafının IŞİD tarafından çevrelendiğini, tek nefes alınan yerin Mürşitpınar sınır kapısı olduğunu kaydetti.
"AMBARGO KALDIRILMAZSA TÜRKİYE SUÇLARA ORTAK OLACAK"
Kobani'ye yönelik ambargonun kaldırılmasını isteyen Tanal, ambargonun kaldırılmaması halinde orada işlenecek suçlara Türkiye'nin ortak olacağını savundu. Kobani'nin yoğun bir saldırı altında olduğuna dikkat çeken Tanal, silah açısından eşitsizlik olduğunu ve bu şartlarda savaşın devam ettiğini ifade etti.
"İNSANLAR BEKLEDİKÇE ÖLÜYOR"
Kobani'de insanlık dramının sona erdirilmesi için gelenlerin Türkiye'ye araçları ve hayvanlarıyla giriş yapmalarına izin verilmesini isteyen Tanal, sığınmacılar arasında iktidarın ayrımcılık yaptığını ileri sürdü. Konuya ilişkin konuştuğu tüm kapıların üstlerine kapandığını anlatan Tanal, sınırda bekletildikçe insanların öldüğünün altını çizdi.
"İKTİDARIN VERDİĞİ MÜLTECİ SAYISI ÇELİŞKİLİ"
İktidarın, gelenlerin sayısını 150 bin olarak açıkladığını ancak fiilen orada görev yapanların sayı veremediğini kaydeden Tanal, bu sayının daha az olduğunu söyledi. Bu sayıyı söyleyecek olanın belediye başkanı, vali ve kaymakam olduğunu anlatan Tanal, iktidarın sayıyı fazla gösterip tampon bölge oluşturmak istediğini savundu.
"KİMSE YOK MU İKTİDARIN YAPAMADIĞINI YAPIYOR"
İktidarın Kimse Yok mu Derneği'ne yönelik yardım toplama hakkını elinden alma girişimiyle ilgili bir soruya Tanal, Sağlık Bakanının Gezi olaylarında doktorların yaralılara tedavi amaçlı müdahale ettiği için Ankara Tabipler Odası hakkında dava açtığını söyledi. Kimse Yok mu Derneği'nin yardım yapmasının ahlaki bir görev olduğunu vurgulayan Tanal, sözlerine şöyle devam etti: "Yardım götürmesi hem ahlaki bir değerdir, hem insanlık değeridir hem de iktidarın yapamadığı, sınıfta kaldığı alanlarla ilgili sivil toplum örgütlerinin engelleyici faaliyetleri, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca bu bir hak ihlalidir.
"BU HAK İHLALİ VE DESPOTLUKTUR"
Netici itibariyle şunu soralım; siz o zaman kendiniz yapın iktidar. Yapamıyorsanız insanlık görevini gören sivil toplum örgütleriyle ilgili doğruysa bu şekilde bir hak ihlalidir. Bu bir despotluktur. Bu bir kendisi gibi düşünmeyen, kendisiyle aynı paralel de olmayan, farklı düşünen, farklı kulvarlarda mücadele edip insanlık adına yardım eden, yardım toplayan; bunların hepsi yasal çerçevede yapılıyor. Yasa dışı bir olaysa elbette ben de karşıyım ama yasaların, uluslararası sözleşmelerin, Anayasa'nın vermiş olduğu yetkiler açısından eğer devletler yapamıyorsa sivil toplum kuruluşları yapacak.
"BU DERNEKLER İNSANI YAŞATABİLİYOR MU O ÖNEMLİ"
Onun için böyle yasal sınırlar içinde kalarak uluslararası sözleşmelerin verdiği hak ve yetkileri kullanan bu sivil toplum örgütlerinin ismi, cinsi vesairesi hangi ülkede kurulmuş, hangi alanda faaliyeti... Tek amacımız var bizim, insanı yaşatabiliyor mu, insan hakları ihlallerine karşı durabiliyor mu, insanlara yardım ederken eğer kimlik ayrımı yapmıyorsa, siyasi farklılık gözetmiyorsa, din ayrımı gözetmiyorsa, dil ayrımı gözetmiyorsa, milliyet ayrımı gözetmiyorsa, ırk ayrımı göstermiyorsa gerçekten takdir edilecek olan faaliyetler olur bu tür sivil toplum örgütlerinin."
"EŞ VE ÇOCUKLAR ÇARŞIYA VE OKULA KAMU ARAÇLARIYLA GİDİYOR"
Kamudaki araç kullanımı israfına yönelik bir soruya ise Tanal, çarşıya, pazara devletin kamu araçlarıyla eşler ve çocukların gönderildiğini vurguladı. Hatta çocuklarını onlarla okula bırakıldığını dile getiren Tanal, "Tahsis edilen resmi araçların, iyi niyetli kamu görevlilerini bundan istisna ediyorum, ama çoğunluğunu bu şekilde." dedi.
ZAMAN