Bingöl’de bir araçtan çıkan malzemeler için, “Bölgenin yapısıyla düşünürsek, C-4 bomba yapımında kullanılabilir.” diyen mahkeme, Yargıtay’a takıldı.
Hükümet son yargı paketiyle, güvenlik güçlerine sınırsız keyfi arama yetkisi getirirken, Yargıtay, Bingöl’de içinde turşu ve çay bulunan bir araçta maskeli kişilerin yaptığı üçüncü aramada “C-4 patlayıcı madde ele geçirildiği” iddiasıyla açılan davada önemli hukuk dersleri verdi.
Araç sahibi uzaklaştırılarak yapılan aramanın hukuksuz olduğunu, burada bulunanların delil olarak kullanılamayacağını söyleyen Yargıtay, ele geçirilen malzemelerin PKK’nın kullandığı malzemelere benzediği gerekçesiyle de ceza verilmesine karşı çıktı.
ABİSİ PKK’LI DİYE
Yargıtay kararına konu dava Bingöl’ün Genç ilçesindeki yol aramasıyla gelişti. Davada özetle şu aşamalar yaşandı: “İki akrabasıyla birlikte otomobiliyle köyüne giden Salih Yakışır, jandarma kontrol noktasında durduruldu. Araçta yapılan ilk aramada çay, şeker, tütün, turşu, çocuk bezi gibi malzemelerle ruhsatlı av tüfeği, dürbün ve faturası bulunan jeneratör bulundu. Ancak jandarma aracı bu kez karakola çekti. Araç sahibinin kardeşinin PKK’lı olmasıyla ilgili kısa sorgu yapıldı, bilgi vermesi halinde kendilerinin serbest bırakılacağı vaat edilirken, burada yapılan ikinci aramada da araç temiz çıktı.
“MASKELİLER GELİNCE C-4 ÇIKTI”
Ancak karakol komutanı buna rağmen aracı ve içindekileri serbest bırakmadı. “Bekleyin Alay Komutanı gelecek, sizi de helikopterle göndereceğiz” dedi. Gelen helikopterden iki maskeli kişi indi. Gece saatlerinde üçüncü arama yapıldı. Arama sırasında karakolun ışıkları söndürülürken araç sahibinin aramaya katılma talebi reddedildi. Ve iki ayrı aramada temiz çıkan araçtan bu kez, nasıl olduysa “C4 düzeneği, 195 adet çivi, elektrik kablosu, pil, fünye, saniyeli fitil, esrar, kupürleri kesilmiş ağrı kesici ilaçlar” çıktı.
Araç sahibi ve yanındaki iki kişi tutuklandı. Diyarbakır Başsavcılığı da şu gerekçeyle dava açtı: “Ele geçirilen malzemelerin niteliği bölgenin coğrafi durumu ve yapısı ile birlikte değerlendirildiğinde PKK terör örgütüne bilerek ve isteyerek silah temin etmek suçunu işledikleri anlaşıldığından...”
Dava, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, asker tanık anlatımlarında ciddi çelişkilerin de ortaya çıktığı yargılama sonunda sanıklara beraat kararı verdi. Beraat şu gerekçelere dayandırıldı: “Aracın durdurulduğu, gündüzleyin iki defa araçtaki malzemeler indirilerek arama yapıldığı ancak suç unsuru oluşturan herhangi malzemenin ele geçirilemediği, buna rağmen aracın burada bekletilerek sonrasında gece yapılan aramada bu sefer aracın altında bomba düzeneği bulunduğunun bildirildiği, Gündüz bulunamayan malzemelerin gece yapılan aramada bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, patlayıcı düzeneğinde sanıkların parmak izlerinin tespit edilemediği. Gece aramasında sanıkların aracın yanından uzaklaştırıldığı, içinde herhangi suç unsuruna rastlanmadığı halde sanıkların karakolda bekletilmelerinin bir hukuki dayanağının bulunmadığı. Ayrıca hukuka aykırı olarak yapılan aramada ele geçirilen patlayıcı düzeneğinin hükme esas alınamayacağı...”
Mahkemenin bu kararı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından “Ele geçen patlayıcı maddeler PKK terör örgütünün kullandığı patlayıcılarla benzerlik gösteriyor” gerekçesiyle bozuldu.
Yerel mahkemenin direnmesi nedeniyle dosya bu kez, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gitti. Kurul, “Hukuksuz aramalarda ele geçirilenler delil olamaz. Varsayımlara ve olasılıklara göre kimseye ceza verilemez” diyen mahkemenin kararını onayladı.