Maliye Bakanlığı yetkilileri konuya ilişkin değerlendirmelerinde, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun ilgili maddesine göre, 'para, süresiz teminat mektubu, devlet iç borçlanma senetleri, hüküm belli edilecek milli esham ve tahvilat (Türk firmaları tarafından çıkarılan
hisse senedi ve tahvil) ile menkul ve
gayrimenkul malların' teminat olarak kabul edildiğine dikkat çektiler.
Hisse senetlerinin teminat olarak kabul edilebilmesi için
Bakanlar Kurulu kararı gerektiğini vurgulayan
Maliye Bakanlığı yetkilileri, şunları söylediler:
''Ancak ilgili kanunun yayımından bu yana bu konuda Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmadığı için ilgili hüküm işlemiyor ve hisse senetleri teminat olarak değerlendirilemiyor.
Doğan Grubu olayında teminat olarak gösterilen '
marka' mevzuat açısından menkul mal değil, sadece bir hak olarak görülüyor. Dolayısıyla teminatta icra birimi niteliğinde olan
vergi dairesi son olayda bunu teminat olarak kabul etmedi.
Mevzuata göre teminatın geçerli olmadığı durumlarda vergi dairesince ihtiyati haciz kararı alınıyor. İlgili gerçek ya da tüzel kişinin bütün mal varlıkları araştırılıyor ve haciz işleminde bulunuluyor.
Haciz işlemi vergi borcunun tamamı tahsil edilinceye kadar devam ediyor. Bu süreçte teminat mektubu verilirse bütün işlemler mektubun verilmesiyle birlikte sona erdiriliyor. Doğan Grubu olayında da bu prosedür çerçevesinde hareket ediliyor.''