Yargıtay’ın skandal bozma kararının ardından, Maliye Hazinesinin, tazminat talebine yaptığı itiraz da ortaya çıktı. Mehmet Kutlular’ın tazminat talebine itiraz eden Maliye Hazinesi; ‘Deprem İlâhî ikazdır’ dediği için haksız yere 276 gün hapis yatan Kutlular’ın “kendi kusur ve eyleminin sonucuna katlanmak zorunda olduğu” görüşünü savundu. Maliye Hazinesi, tazminat talebinin görüşüldüğü Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği dilekçede, haksız yere 276 gün hapis yatan Kutlular’ın maddî ve manevî zarara uğradığını ispat etmesi gerektiğini bildirdi. Maliye Hazinesinin Bakırköy 13. Ceza Dairesine gönderdiği itiraz dilekçesinde, davanın süresinde açılmadığı, dâvânın mükerrer açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini, davacının gözaltı ve tutukluluk süresinin başka bir hükümlülüğünden mahsup edilmesi halinde tazminat istenemeyeceğini, davacının kendi kusur ve eyleminin sonucuna katlanmak zorunda olduğunu, maddî ve manevî zararların ispatı gerektiği gibi yasanın amacına ters düşecek ve haksız zenginleşmeye yol açacak şekildeki fahiş talebin reddi savunuldu.
AİHM ‘tazminat’ kararı vermişti
1999’da Ankara Kocatepe’de düzenlenen Bediüzzaman Mevlidi’nde gazetecilerin sorularını cevaplarken depremlerin ilâhi bir ikaz olduğunu söyleyen Kutlular, 28 Şubat medyası tarafından itibar lincine uğramış ve Ankara 1 no’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Nuh Mete Yüksel’in TCK 312’den açtığı dâvâda yargılanmıştı. Davaya bakan Ankara 1 no’lu DGM tarafından, “halkı, din, dil, ırk, mezhep farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etme” suçundan 2 yıl 1 gün hapse mahkûm edilen Kutlular 21 Mayıs 2001 tarihinde cezaevine gönderilmişti. Kutlular, söz konusu mahkûmiyet kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşımış, dâvâyı inceleyen AİHM, mahkûmiyet kararının Avrupa İnsan Hakları (AİHS) sözleşmesinin 10. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm etmişti. Bu gelişmenin ardından, yeniden yargılama talebinde bulunan Mehmet Kutlular, 2009 yılında hakkında atıfta bulunan suçlardan beraat etti. Verilen beraat kararıyla birlikte Avukat Kadir Akbaş, Bakırköy 13. Ceza Dairesi’ne “haksız yere haksız tutuklama” sebebiyle maddî ve manevî tazminat dâvâsı açtı. Davayı görüşen Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Kutlular’ın tazminat talebini ‘kısmen’ kabul ederek, Maliye Hazinesi’nin Kutlular’a 1.423,40 lira maddi, 2.000 lira manevî tazminat ödemesine karar verdi. Ama bu karar Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından bozuldu.
Yargı bağımsızlığı kötüye gidiyor
Manisa Barosu Başkan Vekili Serhan Çelik, Türkiye’de yargı bağımsızlığının kötü bir yola doğru ilerlediğini söyledi. Basın toplantısı düzenleyerek, 22 Mart 2015’te yapılacak olağanüstü genel kurulda Baro Başkanlığı için aday olduğunu açıklayan Serhan Çelik, burada yaptığı konuşmada Türkiye’nin gerçek anlamda bir hukuk devleti olması ve yargı bağımsızlığı ilkesini gerçekleştirebilmesinin, baroların ve avukatların hak ettikleri saygıyı görmeleri, savunmanın gerçek anlamda yargının asli bir unsuru olarak kabul edilmesi ve baroların tam bağımsızlıklarını elde etmesiyle mümkün olduğunu söyledi. Çelik, “Maalesef savunmanın bağımsızlığı ve dokunulmazlığı her geçen gün biraz daha kısıtlanmaya çalışılmakta, yapılan yasal düzenlemelerle savunma mesleği işlevsiz hale getirilmeye çalışılmaktadır” dedi.
Yeniasya