Mart ayında
masonluktan
ihraç edilen 3 yetkiliden eski Büyük
Hazine Emini (Genel Sayman) Prof. Dr. Ali Sait Sevgener’in açtığı
dava,
Beyoğlu Adliyesi’nde görülmeye başlıyor. Sevgener, ihraç kararı alan Büyük Üstad Asım Ak’in aleyhine 10 bin YTL’lik manevi
tazminat davası açmıştı. Kamuoyu, birçok önemli olayın perde arkasında oldukları öne sürülen, örgütlenmesi ve esrarengiz yapısıyla sürekli merak konusu olan masonluk hakkında bir şeyler öğrenme imkanı bulacak. Sevgener’i bu davada
Koç Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr.
Teoman Akünal savunacak. Akünal Hukuk Bürosu’nun sahibi olan
avukat, Sevgener’in yakın arkadaşı. Eski Genel Sayman, “Avukatınız da birader mi?” sorusuna, “
Hayır, değil.” cevabını verdi. Sevgener, “Mahkemenin ilk günü
duruşma olmayacak, sadece ifadeler alınacak. Bu nedenle ben mahkemeye gelmeyeceğim, karşı tarafın da geleceğini sanmıyorum.” dedi.
Davanın, masonluk üzerindeki esrar perdesini ne kadar aralayacağı merak ediliyor. Sevgener’le birlikte masonluktan ihraç edilerek ‘harici alem’e gönderilen eski Genel Sekreter Koray Darga, “Sizler mahkemeyi çok daha yakın takip edip masonluk hakkında bilmediğiniz birçok şeyi öğreneceksiniz. Çok renkli bir dava olacağını düşünüyorum.” demişti. Ancak davadan hiçbir önemli sırrın ortaya çıkmayacağını savunanlar da var. Buna gerekçe olarak Darga’nın dava açmaktan vazgeçmesi, Sevgener’in de
manevi tazminat davasında karar kılması gösteriliyor. Sevgener’in bu kararı masonlar arasında memnuniyetle karşılanmış, Zaman’a konuşan bir
üstad, “Uzun süredir Sevgener’in açacağı dava nedeniyle tedirginlik yaşanıyordu. Locanın yetkililerini
hedef alan bir ceza davası açması halinde masonik sırların ortaya dökülmesinden korkuluyordu. Fakat tazminat davası sadece büyük üstadı sorumlu tutacak bir dava. Hukuki olarak locayı etkilemez.” demişti.
Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, tarihinde ilk defa bir büyük üstadı yolsuzluk gerekçesiyle ihraç etmişti. Büyük Üstad Kaya Paşakay’ın yanı sıra yolsuzluğa göz yumdukları gerekçesiyle eski Genel Sekreter Koray Darga ve eski Genel Sayman Prof. Dr. Ali Sait Sevgener de ‘harici alem’e yollanmıştı. İhraçlar, şimdiye kadar ‘kol kırılır yen içinde kalır’ prensibiyle hareket eden masonları, bu kez tüm kamuoyu önünde kozlarını paylaşmaya itmişti. Bir muhasebe hocası ve aynı zamanda yeminli mali
müşavir olan Prof. Sevgener, ilk andan itibaren yargıya gitme sözünün arkasında durmuş ve dava açmıştı.
Marmara Üniversitesi Teknik
Eğitim Fakültesi Dekanlığı,
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin kurucu rektörlüğü ve KKTC’de rektörlük yapan Prof. Sevgener’e
baskı yapıldığı için
manevi tazminat davası açtığı iddiaları da gündeme gelmişti. Bir büyük üstad, “Ayrılan kardeşlerimiz biraz masonluğu düşünmüş herhalde. Masonluk zor durumda kalmasın diye sadece tazminat davası açılmış.” değerlendirmesini yapmıştı.
Öte yandan mason camiada ilk defa böylesi bir
tartışma yaşanması, “Perde arkasında ne var?” sorusunu da beraberinde getirmişti.
Yolsuzluk nedeniyle üst düzey 3 biraderin ihraç edilemeyeceğini düşünenler, “Bunun arkasında çok daha farklı bir
kavga olmalı.” görüşünü savunmuştu. Tezlerden biri, asıl kavganın ‘milli meselelerden’ kaynaklandığı ve Türk masonları ile
Yahudi masonluğu arasındaki mücadeleye dayandığı şeklindeydi. Buna örnek olarak Paşakay’ın, “Dinine ve milliyetine bağlı, diniyle ve milliyetiyle gurur duyan bir insanım. İddiaları ortaya atanlar kökenlerini açıklasalar da ne olduklarını öğrensek ve ondan sonra konuşsak iyi olur.” sözleri gösteriliyordu. Bir başka iddia,
İngiliz ekolü ile
Fransız ekolü arasında yaşanan savaşa dayanıyordu.
Gazeteci Fehmi Koru ise ihracın arkasında locaya yalan bilgi verilmesi olabileceği tezini işliyordu. Paşakay’ın
konsolosluk yapmadığı halde locaya bu yönde bilgi verdiğini belirten Koru, bunun mason dünyasında affedilmez bir durum olduğunu ifade ediyordu. Tartışmanın locaya büyük zarar verdiği belirtilirken, Paşakay, “Masonluk battı, bitti artık.” açıklamasını yapmıştı.