Cumhuriyet ve
Yeniçağ gibi marjinal yayınların dışındaki
gazeteler kararı eleştirdi.
Radikal, 'Yok artık, daha neler' manşetini atarken
Sabah, 'Meclis'i de kapatın' şeklinde ironik bir başlık kullandı.
Taraf ve
Star, 'Velev ki kapattın' başlıkları ile
kapatmanın çözüm olmadığını ima etti.
Anayasa hukukçusu Prof.
Ergun Özbudun'un "En iyi ve sağlam yol
halkı kapatmaktır. Uzaydan halk getirmektir." sözü birçok gazete tarafından öne çıkarılırken Yeni
Şafak, bu açıklamaya dayanarak, 'Kapatabilirsen milleti kapat' sürmanşetiyle çıktı. Yazılı basında en ilginç tepkiyi Yeniçağ verdi. Gazete, 'AKP'ye kapatma' manşetini kullanırken, hemen altında yer alan
işçi ve memur eylemlerinin verildiği haberde 'Oh be!' başlığını
tercih etti.
Gazetelerdeki köşe yazılarında da
davaya sert tepkiler vardı. Yazarların görüşleri özetle şöyle:
İsmet Berkan (Radikal): Sanıyorduk ki
Türkiye buraları aştı, artık bu ülkede
demokrasi var ve en önemlisi artık bu ülkede parti kapatmak çok zorlaştı. Ne kadar yanılıyormuşuz... Yakında MHP için de dava gelirse şaşırmayacağım, öyle ya onlar da türbanı serbest bırakacağı düşünülen anayasa değişikliğine
imza ve oy verdiler.
Anayasa Mahkemesi'nin de savcının istemi doğrultusunda karar vermesi durumunda herhalde 'karşı devrim' süreci tersine çevrilecek, yeniden tek parti dönemine geri döneceğiz!.. 21. yüzyılın içindeyiz, yıl 2008. Gelsin artık şu demokrasi.
Mehmet Barlas (Sabah): Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak istesem herhalde benim de aklıma iktidardaki partiyi kapatmak gelirdi... Şaka gibi. Açıkçası galiba
TBMM içinde sadece
CHP kalsa ve ülkenin demokrasisi 'Tek Parti' modeli içinde sürse 'rejim' bütün tehlikelerden arınmış olacak sanki.
Ahmet Altan (Taraf): 28 Şubat'ı andıran yeni bir dönemin başlaması için atılan ilk adıma benzeyen bir girişim. Halkın oyuyla gelmiş siyasi iktidarı, bir hukuk
darbesiyle kenara itme hazırlığı belli ki... Sonuç alır mı? Eğer AKP'yi kapatırlarsa... Yerine kurulacak parti yüzde elliyi aşan oyla iktidara gelir...
Şamil Tayyar (Star): Bu girişim, sandıkta mahkum olan ve darbe senaryolarından umudunu kesen çevrelerin hukuk yoluyla
siyaset alanını daraltma çabalarına cesaret verici nitelikte.
Sarıkız ve
Ayışığı darbe senaryolarıyla eşzamanlı olarak hazırlıkları başlatılan
iddianame,
AB üyeliği için müzakere masasına oturan Türkiye'ye karşı büyük haksızlıktır. Maalesef, Sarıkız yeniden hortlatıldı. Ama nafile...
Okay Gönensin (Vatan): Kapatmaların hiçbir işe yaramadığını biliyoruz. DP kapatıldı, AP geldi. AP kapatıldı, DYP geldi. CHP kapatıldı, SHP geldi. DEP kapatıldı,
DEHAP kapatıldı, DTP geldi. Kapatılan partinin bir toplumsal temeli varsa başka bir isimle tekrar gelir, gelecektir... Ama AKP kapatılmasın, DTP de kapatılmasın.
Fehmi Koru (Yeni Şafak): Şimdi
emekli bir üst düzey devlet görevlisinin henüz koltuğunda otururken, Meclis'in seçtiği cumhurbaşkanına suikast yapılabileceğini sanki
doğal bir şeymiş gibi anlattığı biliniyor. Bir üst düzey yargı mensubu da, 27
Mayıs darbesi için övgüler düzdü ve siyasi idamları savundu. Bunların her biri Türk
Ceza Yasası'na göre 'suç'; oysa bu suçların üzerine giden tek bir savcı çıkmadı. Buna karşılık ülkeyi yöneten
AK Parti'nin kapatılması için
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı harekete geçti. Bu da oldu ya! Ne diyebilirim?
Hasan Cemal (Milliyet): Yüzde 47 oyla
seçim sandığından çıkarak iktidara halkın oyuyla gelen bir partiyi kapatma girişiminin son derece yanlış olduğunu düşünüyorum. Böyle bir girişim demokrasiye de ters düşer. Türkiye'de siyasi istikrarı da son derece olumsuz etkiler. Geçmişte parti kapatmalarının Türkiye'ye demokrasi, barış, istikrar açılarından hiçbir yarar sağlamadığını biliyoruz. Gerek askerî rejim dönemlerinde, gerekse Anayasa Mahkemesi eliyle Türkiye'nin
siyasi partiler mezarlığı haline getirilmiş olması Türkiye'de demokrasi ve hukuk devletinin önünü açmamış, tersine tıkamıştır.
GAZETELERİN MANŞETLERİ