Medyadan bildiriye destek yok

Genelkurmay Başkanlığı'nın 27 Nisan tarihinde gece yarısı internetten yayınladığı bildiriye medyadan destek çıkmadı.

Medyadan bildiriye destek yok

Özellikle yazılı basının büyük çoğunluğu açıklamayı eleştirerek, demokrasinin yanında yer aldı. Hükümetin cevabı ise doğru bulundu. Sabah Gazetesi dün 'Darbeye hayır' manşetiyle çıkarken Doğan Grubu'na bağlı Hürriyet, Milliyet ve Radikal gazetelerinde hükümetin icraatları eleştirilmekle beraber demokrasiden başka çıkar yol olmadığı vurgulandı. Hürriyet Gazetesi başyazarı Oktay Ekşi, hükümetin yaptıklarını doğru bulmadığını; ancak Genelkurmay'ın açıklamasını da desteklemediğini ifade ederek, "Saf hukuk açısından bakınca Genelkurmay'ın açıklamasını savunmak mümkün değil." dedi. 28 Şubat sürecine açıktan destek veren Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök de açıklamayı 'ayıp' olarak değerlendirdi. Özkök yazısında, "Bu bildiri, sadece demokrasimiz değil, aynı zamanda iktidarımız, muhalefetimiz, hepimiz için büyük bir ayıptır." diye konuştu. Yazarların büyük çoğunluğu da hükümetin duruşuna destek verdi. Görüşler şöyle: Ergun Babahan (Sabah): Gün demokrasiye sahip çıkma günüdür. Görüşü ne olursa olsun, ister sağda ister solda olsun, demokrasiyi, Cumhuriyet'in temel değerlerini kabul etmiş, içine sindirmiş tüm siyasi partilerin bu ortak paydada birleşmesi tarihî bir görevdir. Emre Aköz (Sabah): Bürokratik elit, demokratikleşmeye ve küreselleşmeye karşı konumunu ve imtiyazlarını korumak için direniyor. Mahkeme bir karar verecekti, biz de sonucu beğensek de, beğenmesek de onu meşru bulacaktık. Ama şimdi o da tartışmalı hale geldi. Çünkü muhtırayla birlikte kararın üstüne 'Genelkurmay siyasetinin' gölgesi düştü. Mahmut Övür (Sabah): Bu "muhtıra" ile Türkiye'de demokratikleşme konusunda yol alamadığımız ortaya çıktı. İktidarın da muhalefetin de demokrasiyi içine sindirmediği görüldü. Bu nedenle de en başta demokrasimiz yara aldı. Umur Talu (Sabah): Genelkurmay'ın, "demokratik hukuk devleti"ni içeriden, taammüden yaralaması "tartışmasız" olabilir mi? Daha da tartışmalıdır, çünkü "kanuni görev" diye atıf yapılan şey, "Anayasa'nın verdiği ve öngördüğü bir görev" değildir. Soli Özel (Sabah): Türkiye'de demokratik sisteme ve sivillere ait siyaset alanına Silahlı Kuvvetler'in müdahil olmasını mazur göstermez. Türk demokrasisi vesayet altında tutulmanın bedelini bugüne dek çok ağır ödedi. Oktay Ekşi (Hürriyet): Saf hukuk açısından bakınca Genelkurmay'ın açıklamasını savunmak mümkün değil... Ama asıl sorun ne orada ne de ötekinde... Asıl sorun, ülkeyi yöneten siyasi partinin Atatürk ilkelerine -dolayısıyla Cumhuriyet'in Anayasa'da da yer alan temel değerlerine- aykırı faaliyetleri korumasında, hatta teşvik etmesinde... Ertuğrul Özkök (Hürriyet): Bu bildiri, sadece demokrasimiz değil, aynı zamanda iktidarımız, muhalefetimiz, hepimiz için büyük bir ayıptır. Ama "vicdan" duygum beni insafa davet ediyor. Demokrasi kaygısıyla, sadece askeri eleştirmek, ne adil, ne yararlı, ne de sonuç verici bir girişim olacaktır. Çünkü o bildiride savunulan görüşler, toplumun önemli bir bölümü tarafından paylaşılmaktadır. Cüneyt Ülsever (Hürriyet): "27 Nisan Muhtırası", milletin iradesine müdahale eden, demokrasiyi bir kez daha yırtan açık bir girişimdir. Gerekçesi ne olursa olsun, tarihimizde "darbeli bir sayfa" olarak yer alacaktır. Rauf Tamer (Posta): Böyle bir muhtıradan hiçbir demokrat hoşlanmaz. Ama hiçbir demokrat da muhtıraya olan tepkisini ordu düşmanlığına vardırmamalı. Siyasetçiler, bir kerecik de basiretli davransın. Bu tür müdahalelerin bayraktarlığını yapanlar, seçimlerde daima boylarının ölçüsünü aldılar. Ama orduyla barışık olmayanlar da siyasette fazla mesafe alamadılar. Derya Sazak (Milliyet): Genelkurmay da Anayasa Mahkemesi'nin kararını beklemeden sürece müdahale etti. Sonuçta demokrasi yara aldı. Ali Bayramoğlu (Yeni Şafak): Asker demokrasi dersinden bir kez daha sınıfta kaldı... Genelkurmay Başkanlığı önceki gece anayasal bir sürecin tam ortasında, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun gecesi, "siyasi açıdan anlamsız, toplumsal açıdan dayanaksız, hukuki açıdan gayri meşru bir açıklama" yaptı. Mehmet Altan (Star): Askeriye, sadece demokrasiye ve siyasal sisteme değil... Yargıya da müdahale etmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin karar süreci şaibe altına girmiştir. Siyasal sistem kadar yargının da bu müdahaleye tavır alma gereği var. Eser Karakaş (Referans): Bu muhtırayı kaleme alanların cumhuriyetçilik kavramını hiç ama hiç anlamadıkları anlaşılmaktadır. Önemli olan sözde değil, özde cumhuriyetçi olmaktır. Gülay Göktürk (Bugün): Demokrasimiz bir kez daha darbe tehdidi ile lekelendi. Darbeci zihniyet, sadece cumhurbaşkanlığı seçimini durdurmayı değil, asıl Türkiye'nin 3 Kasım'dan beri girdiği büyük değişim sürecini durdurmayı hedefliyor. İsmet Berkan (Radikal): Demokrasiler, hele hele ciddi ekonomik sıkıntılarını hızlı bir ekonomik büyümeyle aşmaya çalışan bizimki gibi demokrasiler, askerî darbe tehdidi altında yaşayamazlar. Altan Öymen (Milliyet): Bütün bunlar demokrasimize ve dolayısıyla ülkemize büyük zararlar veriyor. Bu zararların önlenmesinin çaresi, bir an önce bulunmalıdır.
<< Önceki Haber Medyadan bildiriye destek yok Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER