Açılımın
Özal'dan bu yana ilk kez dillendirilebildiğini belirten Akkaya, hiçbir şeyin bunu gölgelememesini istiyor. Reşadiye saldırısının DTP'yi bu anlamda zora soktuğunu belirtirken, solun da artık inisiyatif alması gerektiğini düşünüyor. CHP'yi, "Hâlâ Ergenekon'u görmemeye çalışıyor. Alabildiğine militer, ırkçı söylemleri olan bir yapıdalar." sözleriyle eleştiren Akkaya, sözü yıllardır Güneydoğu'da işlenen cinayetlere getiriyor. Dostlarının da bu cinayetlere
hedef olduğunu anlatan Akkaya şunları söylüyor: "Ben 20 yıldır bu ülkede
müzik yapıyorum. 20 yılda gördüklerim, işkencede ölümler, göz altında kaybolma, faili meçhuller, yakılmış köyler, göçe zorlanan insanlar; bütün bunlar bir
sistem dahilinde yapılıyordu. Arkasında
JİTEM olduğunu söylüyorduk, meğer Ergenekon'un parçasıymış."
Reşadiye'de 7 Mehmetçik'in şehit edildiği
terör saldırısı ve DTP'nin kapatılmasının ardından yaşanan gerginlik sanat camiasında 'demokratik
açılımın' durdurulacağı endişesi doğurdu.
Sanat çevreleri açılım çalışmalarının sürdürülmesini ve kardeşlik projesinin kesintiye uğratılmamasını istiyor.
İlkay Akkaya,
Yorum ve Kızılırmak gruplarıyla yıllarca sahne aldıktan sonra, tek başına yol alan bir
sanatçı. O da
demokratikleşme çabalarının sürdürülmesini istiyor. Protest tavrı nedeniyle yıllarca Ahmet Kaya'yla aynı safta konumlandırılan Akkaya, bunun bedelini
albümlerinin yasaklanmasıyla ödedi. OHAL'in de etkin olduğu 1992-2002 arasında 'Sivas'tan öteye geçemeyen' Akkaya'nın şarkıları ve sesi, AB Uyum Yasaları sayesinde özgürlüğüne kavuştu.
Ordu,
Trabzon,
Tekirdağ ve
Lüleburgaz gibi yerlerde de 'komünizm propagandası, bölücülük, teröre
teşvik' gibi gerekçelerle albümleri toplatılan İlkay Akkaya, 9 yıl öncesine kadar bu kaderi yaşadı. Tüm bunlara rağmen albüm satışları 500 bine kadar dayandı. İlkay Akkaya, bugün aktif olarak
Yeşiller üyesi ve İnsan Hakları Derneği'nin
yönetim kurulunda yer alıyor.
Küresel Eylem Grubu, Küresel BAK gibi birçok gruba
destek veriyor.
DTP'nin kapatılmasıyla harareti artan gündemi Zaman'a değerlendiren Akkaya, çözüm adresi olarak Meclis'i gösteriyor. Antidemokrat uygulamalara karşı direnilmesini istiyor. Özal döneminden beri ilk kez açılımdan söz edildiğini hatırlatan Akkaya, bundan taviz verilmemesi gerektiği kanaatinde. Reşadiye'de yaşanan üzücü olayın da tasvip edilemeyeceğini söylerken; bu olayla beraber yaşanan gerginliklerin açılım sürecine zarar vermemesini diliyor. 'Bu tip olaylar hep olacak' diye şekillenen bir bakış açısının, 'Gencecik çocukların ölümünü geçmiş yıllarda olduğu gibi sadece rakamlara indirgeyeceğini' vurguluyor. Bu saldırının DTP'yi de zor durumda bıraktığını özellikle dile getiriyor: "İyice bir sıkışmışlık vardı zaten; Reşadiye olayı basıncı çok fazla artırdı. DTP çok zor durumda kaldı."
İlkay Akkaya,
Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz aylarda aralarında Ahmet Kaya'nın da bulunduğu, 'bu ülkeni değerleri' dediği isimler arasında en çok
Bediüzzaman Said-i
Nursi'nin zikredilmesinden etkilenmiş: "
Hayatı boyunca zorluklar içinde kendi ilkelerinden ödün vermeden yaşamış bir insan. Böyle bir hayat elbette çok fazla saygı hak ediyor. Herhangi bir canlıya karşı bir suç işlemediği , şiddeti özendirmediği sürece kendi doğrularına göre yaşayabilmesi o insanı çok değerli kılar.
Said Nursi de böyledir.