12
Eylül soruşturmasında '
mağdur' sıfatıyla ifade veren
Mustafa Kahya, "
Ünal Erkan ve
Mehmet Ağar bana işkence yaptılar" dedi.
Devrimci 78'liler Federasyonu üyeleri
12 Eylül soruşturması kapsamında müşteki sıfatıyla ifade verdi. Mustafa Kahya,
12 Eylül döneminde cezaevinde gördüğü işkenceleri savcıya anlatarak,
İstanbul'daki Siyasi Şube'de kendisine işkence yapanlar arasında Mehmet Ağar ve eski
OHAL valisi Ünal Erkan'ın da olduğunu söyledi. İpek Keskin Gür ise “Kenan Evren'i iki
jandarma arasında Adliye getirilirken görmek istiyorum” dedi.
12 Eylül askeri
darbesine ilişkin
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen soruşturmada
darbe mağdurları tarafından oluşturulan Devrimci 78'liler Derneği üyeleri İpek Keskin Gür, Mustafa Kahya ve Metin Terzi müşteki sıfatıyla ifade verdi.
Diyarbakır Cezaevinde gördüğü ağır işkenceler sonucu ölen Orhan Keskin'in ablası İpek Keskin Gür, o dönemde cezaevinde görev yapan cezaevi müdürü Esat
Oktay Yıldıran başta olmak üzere bütün yetkililerden şikâyetçi olduğunu söyledi.
Sorgu sırasında Gür ile
Savcı Kemal Çetin arasında ilginç diyaloglar yaşandı. Gür, “Kenan Evren'i iki jandarma arasında
adliyeye getirecek yürekli hâkim ve savcılar istiyorum” dedi. Bunun üzerine Savcı Çetin de Evren'in ifade alma sırasında bulunduğunu belirterek, “Biz kendisin
e devlet nezaketi uyguladık” dedi. Gür'ün bu sözlere, “O 6 bin genci öldürtürken hiç nezaket uygulamadı. Yargılanmasını istiyorum” karşılığını vermesi üzerine ise Savcı Çetin, “Ben de yargılanmasını istiyorum. Ancak anayasanın geçici 15. maddesi 20 yıl önce kaldırılmış olsaydı çok daha fazla mesafe alınmış olurdu” dedi.
İşkence tutanakta
Gür'ün ardından Mustafa Kahya müşteki sıfatıyla ifade verdi. Kahya 12 Eylül döneminde tutuklandıktan sonra cezaevinde gördüğü işkencelerle ilgili anlatımlarının tamamı savcı tarafından tutanağa aktarıldı. Kahya 13
Nisan 1982 tarihinde tutuklandıktan sonra İstanbul Gayrettepe'deki
emniyet binasında 44 gün
sorgulandığını anlatarak, “Sorgu sırasında
Kurtuluş isimli birini soruyorlardı. Tanımadığımı söyleyince sürekli işkence yaptılar. Gördüğüm işkencelerden dolayı ayaklarım şiştiğinde kangren olmayım diye ayaklarımın şiş olan bölümlerine jilet atıp keserek, kesik bölümlere beyaz bir merhem sürüyorlardı. Gayrettepe'de bulunduğum sırada sigaranın yanan tarafını ağzıma sokarak yanmasını sağladılar” dedi. 44 gün sonra
Antalya Siyasi Şube'ye teslim edildiğini anlatan Kahya şöyle devam etti: “İstanbul Siyasi Şube'de gördüğüm işkencelerde gözlerim bağlı olduğu için işkence yapan kişilerin kim olduklarını bilmiyorum. Ama daha sonra o dönemde siyasi şube müdürü Ünal Erkan ve müdür yardımcısının ise Mehmet Ağar olduklarını öğrendim” dedi.
Darbe mağdurlarından Metin Terzi de ifadesinde Diyarbakır Cezaevi'nde gördüğü işkenceleri anlatarak, “Bir defasında havalandırmada hepimizi toplayıp yoğun bir şekilde dayak attılar. Bu dayak neticesinde 2 arkadaşımız
felç oldu, 2 kişi de akli dengesini kaybetti” dedi.
Birbirimizi ısıtıyorduk Savcıya ifade veren Mustafa Kahya,
İzmir Buca Cezaevi'nde karşılaştığı muameleyi ise şöyle anlattı: “Orada
tek tip elbise uygulaması gündeme geldi. Kabul etmediğimiz için benim de bulunduğum 13 kişiyi çırılçıplak soyup yeraltında bulunan hücrelere koydular. Hücrelerde ikişer kişiydik. Ölmemek için birbirimizi ısıtma yöntemi bulmuştuk. Birimiz yüzükoyun yatıyor diğeri de sırtüstü onun üzerine uzanıyordu. Bu şekilde hücrede 13 gün kaldık. Doktorlar ‘bunlar ölecek' dediği için elbiselerimizi verdiler.”