Mehmet Altan, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu engellenmiş olsa da sanıkların er ya da geç yargılanacağını söyledi. Yolsuzluk operasyonunu engelleyenlerin de bunu engellemekten dolayı anayasal suç işlediklerini belirtti. Altan, bu durumun ayrıca yargının konusu içinde ileride yer alacağını da kaydetti.

“Yolsuzluk operasyonunda Mahkeme kararları var mı var. Belgeler var mı var. Teknik takip yapılmış mı yapılmış. Kanıtlar ele geçmiş mi? Bu, devletin arşivlerinde mevcut mu?” diye soran Altan, “Sen ne yaparsan yap bu soruşturmayı şimdi engellemeye kalksan da sanıklar bundan yargılanacaktır. Ve bunu engellemekten dolayı ortaya çıkan anayasal suç da muhakkak ki yargı konusu olacaktır. Genelkurmay Başkanları’nın yargılandığı ve hapiste yattığı bir ülkede artık kimsenin yargıdan kaçma imkânı ve ihtimali yoktur. Askerler bu ülkede işledikleri suçlardan soruşturulup ceza alıyorsa, siyasi kadrolar da bundan muaf değildir.” şeklinde konuştu.

Çok tehlikeli bir oyun oynandığını da dile getiren Altan, “Operasyon İran’la ilişkilerde kara para aklamaya yönelik bir devlet kararı mıdır? Bilmediğim 87 milyar euroluk bir finansal operasyon. Bunun yüzde 5’i bu parayı aklayanlara verilen komisyon. 4 buçuk 5 milyar civarında bir paradan söz ediyoruz.” dedi.

Yolsuzluğu, siyasal iktidarın ahlaki olarak da ilke olarak da inanç olarak da bulaştığı karanlık bir durum olarak ifade eden Altan, “Bu işin içine girenler o kadar emin o kadar fütursuz o kadar rahatlar ki nasıl olsa kimse hiçbir şey yapamaz, hiçbir şey ortaya çıkaramaz, iddia edemez, bizim peşimize gelemez anlayışıyla hareket etmişler.” diye konuştu.

Hırsızlık iddiasının karara bağlanacağı yerin mahkemeler olacağını da belirten Altan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hırsızlık sandıkta çözülecek bir iş değildir. Hükümet 2. Operasyonu engelleyerek en büyük yanlışı yaptı. İnsanların fişlenmesi nasıl ileri demokrasi olur.”

Altan ayrıca, Adli kolluk Yönetmeliği’ni AK Parti’nin ilk başlardaki reformcu demokrasilerden yana uygulamalarının bir sonucu olarak AB standartlarına göre getirdiği bir düzenlenme olduğunu dile getirdi. Buradaki resmin çok çirkin olduğunu ifade eden Altan, “Rüşvet ve yolsuzluk sizin üzerinize doğru yürümeye başlayınca her türlü şeyi yapıp kendi çıkarttığınız yönetmeliği de imhaya yöneliyorsunuz. Ve aslında yargıyı yürütmeye bağlıyorsunuz. Hükümete yönelik bir iddia olunca hükümet sen beni nasıl soruşturursun diyor. Yargıyı fes etmeye üstüne kilit asmaya çalışıyorlar. Çok da vahim işler yapılıyor. Yürütmenin yargı tarafından denetlenemeyeceği kaotik karanlık hukukun demokrasinin yürümediği bir devlete dönüşme aşamasındayız.” şeklinde konuştu.

Siyasilere sorulacak tek soru olduğunu belirten Altan, konuşmasını şöyle tamamladı. “Rüşveti aldın mı? Yolsuzluğu yaptın mı? Bu sorunun cevabını siyasiler vermiyor. 14 aylık hukuksal teknik takip, ortaya çıkan konuşma metinleri, ayakkabı kutuları, kasalar çok net belgeler gözümüzün önünde var.  Şimdi bu belgeleri unutun diyerekten aslı astarı belgesi olmayan bir siyasi umacı masalıyla bu belgeli rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtmeye çalışıyorlar.”