Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP)
merhum Genel Başkanı
Alparslan Türkeş'in Emniyet Genel Müdürlüğü'ne
mektup yazarak, 12
Eylül'ün hemen öncesinde işlenen siyasi
cinayetlere ilişkin önemli bir iddiayı gündeme getirdiği ortaya çıktı.
Mektupta, devletin güvenliği sağlamayla yükümlü olan kurumlarına yönelik oldukça ağır
suçlama yer alıyor. Türkeş, 1993 yılında yazdığı mektupta
darbeye zemin hazırlayan siyasi cinayetlerin hemen hepsinin arkasında kimi devlet görevlilerinin olduğunu belirtiyor.
Türkiye'yi
12 Eylül'e götüren süreçte toplumu derinden sarsan siyasi cinayetler işlendi.
Gazeteci Abdi İpekçi,
Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul, DİSK Başkanı Kemal Türker ve MHP'li Bakan Gün Sazak gibi değişik görüşlerden simge isimlere yönelik suikastlar, iç kavgayı körüklemekle kalmadı; darbeye zemin de hazırladı. Öldürülenler ve tetikçilerin kimliğine bakılarak, birbirleriyle çatışma halindeki ideolojik hareketler suçlandı. Ses getiren bu eylemlere ilişkin soru işaretleri tartışılmaya başlandığında ise iş işten geçmişti. Suçlanan kesimlerden biri de
ülkücülerdi. Hedefteki isim dönemin
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in 23.9.1993 tarihinde Emniyet'e yazdığı mektup, tarihe ışık tutacak mahiyette.
Mektup, yıllarca Türkeş'in en yakınında bulunan eski MHP kurmaylarından Rıza Müftüoğlu'nun 'Derin Sayfalarıyla Milliyetçi Hareket' adlı kitabında ayrıntısıyla yer alıyor. Müftüoğlu'nun yazdıklarına göre,
emekli Hakim Albay Kaya Alpkartal, Türkeş'e bir
belge sunar.
Polis okullarında okutulan 'Devlet Güvenliği ve
İstihbarat' adlı kitapta MHP'nin suçlandığı bölümlerden oluşan belgeye kızan Türkeş,
cevap mahiyetinde bir mektup yazar.
Kitapta tam metni verilen ve ''
İçişleri Bakanlığı. Emniyet Genel Müdürlüğü'ne'' hitabıyla gönderilen sert mektupta Türkeş'in şu ifadeleri dikkat çekiyor:
"MHP, 12 Eylül öncesi ülkede tek anti-komünist grup olduğunu hiçbir zaman söylememiştir. Ancak millet ve memleket aleyhine sürdürülen cereyanlar arasında en aktif ve duyarlı bir grup olduğunu belirtmiştir. MHP ve ülkücü kuruluşlar silahlı şiddet eylemlerine hiçbir zaman devleti ele geçirmek için başvurmamış, komünistlerin saldırılarına
hedef oldukları için millî bir refleks çizgisinde nefsi müdafaa içerisinde kalmıştır. Bazı planlı ve programlı cinayetlerin arkasında ülkücülerin yer aldığı iddia edilmişse de, bütün cinayetlerin arkasında ya bir MİT mensubu ya da bir
emniyet mensubu her zaman görülmüştür. Kitaptaki bu bölümün kaldırılmasını, aksi takdirde hukuki yollara başvurulacağının bilinmesini rica ederim.'' Müftüoğlu, Emniyet'ten mektuba cevap gelmediği bilgisine de kitabında yer veriyor.
ZAMAN