İşte
Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Yakup Yılmaz'ın yazısı...
Mesut Yılmaz’a ihtiyacımız var mı?
ÖYLE anlaşılıyor ki eski
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, bu
seçimlerle birlikte yeniden
TBMM’ye dönecek.
Elbette bunun gerçekleşebilmesi için DP’nin
barajı geçmesi, Mesut Yılmaz’ın da
Rize’de seçilmesine yetecek oyu bulabilmesi gerekiyor.
Seçim kampanyaları henüz başlamadığı için kesin bir şey söyleyebilmek zor ama bugün değineceğim konu açısından DP’nin barajı geçip geçmemesinin ya da Yılmaz’ın alacağı oy miktarının önemi yok.
Mesut Yılmaz ilginç bir siyasetçi. Turgut
Özal’ın ANAP’ı bırakıp
cumhurbaşkanı seçilmesinden sonraki süreç içinde önce genel başkan, sonra da başbakan oldu.
Ve o tarihten itibaren 2002 seçimleriyle birlikte baraj altında kalmasına kadar geçen süre içindeki bütün seçimlerde partisinin oyunu azalttı.
ANAP, Mesut Yılmaz’ın genel başkan olmasından önceki seçimlerde (1987) yüzde 36,3 oy almıştı.
Genel başkan ve başbakan olarak girdiği ilk seçimde (1991) ANAP’ın oyu 24,01’e düştü. ANAP’ın oyları Mesut Yılmaz ile birlikte 1995’te 19,65’e, 1999’da 13,22’ye, 2002 seçimlerinde ise yüzde 5,11’e düştü.
Bu
gelişim çizgisine bakarak Türk seçmeninin Mesut Yılmaz’a pek de rağbet etmediğini söylemek mümkün.
Anlamakta zorlandığım konu değişik bakanlıklarda bulunmuş, başbakanlık yapmış, yani siyasette düşündüklerini yapacak vakti olmuş ama sonunda seçim kaybederek parlamento dışında kalmış bir kişinin siyasete dönmek konusundaki ısrarı.
Siyasette yapabileceği daha ne kalmış olabilir ki yeniden milletvekili seçilmek için olmadık pazarlıklar içine giriyor?
Tony Blair’in,
Jose Aznar’ın, farkları ne ki onlar seçim kaybetmeyi bile beklemeden siyasetten çekilebiliyorlar da, Yılmaz seçimle gönderildiği halde dönmeye çalışıyor?
Ve bir soru daha sorup keseyim: Yılmaz, oy kaybettiği seçimlerden sonra çekilmeyi bilse, koltuğa yapışmasaydı bugün ANAP baraj geçebilmek için kendisini feshetmek zorunda kalır mıydı?
Hürriyet