İslam anlayışını
Mevlana ve Yunus'un dizeleriyle anlatan
Başbakan Erdoğan, 'İslamcı ya da
Müslüman terör örgütü' kavramlarını kullananları, anlayışlarını gözden geçirmeye çağırdı.
'Silm' kökünden gelen İslam'ın bir barış ve kardeşlik,
dayanışma ve paylama dini olarak doğduğuna dikkat çeken Erdoğan, "
Tarih boyunca kurduğu medeniyetler de hep sevgi medeniyetleri olmuştur." dedi. İslam'ın bundan bin yıl önce; yoksullarla dayanışmak, yolcuları
misafir etmek, köleleri özgürlüğe kavuşturmanın yanında göçmen kuşları
tedavi etmek için bile vakıflar kuran bir
sivil toplum modelini ortaya koyduğunu belirterek, "İslam medeniyetinin insan öldürmeyi mazur görmesi asla düşünülemez." şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan; Semerkant,
İskenderiye,
İstanbul, Kurtuba, İsfahan ve Fes gibi İslam medeniyetinin kozmopolit şehirlerinde gerçek manada çoğulcu bir kültür ürettiğine dikkat çekti. Buralarda tüm dinlerden insanların bir arada yaşama kültürünün en güzide örneklerini verdiğini ifade eden Erdoğan, ayetlerde bir insanı öldürmenin tüm insanlığı öldürmekle eş tutulduğunu hatırlattı. Erdoğan, bu konuda Türk-İslam düşünürlerinin dizelerinden de örnekler verdi.
MEVLANA VE YUNUS EMRE'DEN DİZELERLE MESAJ VERDİ
Başbakan Erdoğan, Mevlana'nın, "Gel, ne olursan ol yine gel." sözünün yanı sıra şu dizeleriyle İslam dininin özünü
tefsir etti. "
Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda
toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol." Erdoğan, Yunus Emre'nin, "Bir kez gönül yıktın is nu kıldığın namaz değil. Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil." dizelerine de dikkat çekti.
İslam dininin
savunma konumunda bile kadınların, çocukların, yaşlıların korunmasına verdiği önemi vurgulayan Erdoğan,
terörist saldırılarının 'İslam' kelimesiyle 'Müslüman' sıfatıyla bağdaştırılmasını, "İslam dinine de, biz Müslümanlara da haksızlıktır ve insan olma sıfatıyla bağdaştırılması mümkün değildir." şeklinde değerlendirdi. İslam'da esas olanın 'öldürmek değil; yaşatmak' olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu bağlamda bir Müslüman olarak İslami terör kavramını toptan reddediyorum. Terörle İslam'ı bir arada görmek, bizim kanımıza dokunuyor." dedi. Erdoğan, 'İslamcı ya da Müslüman
terör örgütü' kavramlarını kullananları, anlayışlarını gözden geçirmeye çağırdı.
İslam dünyasını, insanlığa karşı işlenen her türlü suça karşı net bir tavır almaya çağıran Erdoğan, başta ABD ve
Avrupa Birliği olmak üzere hızla ve sinsice ilerleyen İslamofobi'ye karşı ciddi tedbirler alması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin eşbaşkanı olduğu Medeniyetler İttifakı girişimine de değinen Erdoğan, karşılıklı şüphe, korku ve kutuplaşma ortamının aşırı unsurlarca istismar edilmesinin önüne geçmek istediklerini kaydetti. Erdoğan, bu girişimin farklı medeniyetlerin yapıcı bir
rekabet içerisinde olmalarını hem mümkün hem gerekli olduğunu ispat ettiğini dile getirdi.
11
Eylül saldırılarının ardından ABD ile İslam dünyası arasındaki
diyalogu önemsediklerini belirten Erdoğan, sorunların artık 'halının altına süpürülmemesi' gerektiğini söyledi. Erdoğan, şunları söyledi. "Çözümünü ertelediğimiz her sorun, bir süre sonra adeta bir bumerang gibi bize geri dönmekte ve daha ağır maliyetleri de beraberinde getirmektedir. ABD'nin gittikçe tırmanan sorunlar karşısında diyalog, katılımcılık ve dayanışmayı öne çıkaran bir sorumluluk yüklenmesi gerektiğine inanıyorum. Özellikle
özgürlük-güvenlik dengesinin yeniden inşa edilmesi büyük aciliyet arz ediyor. 1,6 milyar insanı, yani dünya nüfusunun neredeyse dörtte birini barındıran İslam coğrafyası da gerek siyasi bakımdan, gerek
ekonomik potansiyeli itabariyle küresel denklemlerde hesaba katılması gereken başlı başına bir ağırlık merkezi haline gelmiştir." Başbakan Erdoğan, forum katılımcılarından bu anlayışı samimiyetle benimsemelerini istedi.
(CİHAN)